Türkiye bulunduğu coğrafya itibarıyla tarımsal açıdan şanslı ülkelerden biri. Pek çok bitkinin anavatanı Anadolu topraklarıdır. Bunlardan bir tanesi de zeytin bitkisi. Mardin, Hatay, Suriye, Filistin ve Kıbrıs adasını içine alan bölge zeytin bitkisinin anavatanı olarak kabul ediliyor.
Tüm dünyada yaklaşık 900 milyon zeytin ağacının yüzde 98'i Akdeniz Havzası'nda yer alıyor. Zeytinyağı üretiminin de yüzde 95'i yine Akdeniz ülkelerinde gerçekleşiyor.
Cumhuriyet sonrası ülkemizde tarımın en önemli faaliyet alanlarından biri zeytincilik oldu. Atatürk'ün 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde zeytincilik seferberliği başlatıldı.
Zeytinine bakmayan ceza
Bu kapsamda zeytincilik konusunda araştırmalar yapmak üzere 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kuruldu. Diğer yandan 1939 yılında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun yürürlüğe girdi.
Böylelikle zeytin, bahçesine bakmayan ve bakım yaptırmayan üreticilere ceza verilmesini sağlayan bir kanuna sahip tek bitki oldu. Yurt dışında eğitim görmüş uzmanlar tarafından yeni, bakımlı, sağlıklı ve verimli bahçeler tesis edilip, sofralık zeytin ve zeytinyağı işleme tesisleri kuruldu. Atılan bu adımlarla ülkemizde zeytincilik büyük bir hızla gelişti.
Ülkemizde ilk resmi istatistiklere göre zeytincilik 1943/44 - 1944/45 kampanyasında 286 bin hektar alanda, 29,4 milyon ağaç sayısı, 127.025 ton dane zeytin, 12.817 ton sofralık zeytin ve 24.056 ton zeytinyağı ile başladı.
1950'den 1980'lere
Zeytinciliğe verilen önem 1950'li yıllarla birlikte yavaşlamasına karşın Türkiye ilk zeytinyağı ihracatını 1961-62 döneminde yaptı. Zeytinyağı ilk kez 1966 yılında destekleme alımı kapsamına alınan 24 tarımsal üründen biri oldu.
1970'li yıllarda verimin düşük ve maliyetin yüksek oluşu zeytinciliğimizi son derece olumsuz etkiledi. Bu dönemde tamamen doğal olan zeytinyağının insan sağlığı yönünden ne kadar değerli olduğu anlatılarak teşvik edileceği yerde, rafinasyon ile elde edilen diğer bitkisel yağların üretimi ve tüketimi teşvik edildi.
1980'li yıllar ve sonrasında zeytinlikler sökülerek, kıyı turizmine feda edilip, otel, motel ve villalar zeytinliklerin yerini almaya başladı. Aynı süreçte zeytin üreticisi başka tarımsal faaliyetlere yöneldi. Oysa aynı dönemde geleneksel zeytin yetiştiriciliğinin ekonomik olmadığının farkına varan İspanya ve İtalya modern zeytinciliğe yöneldi.
Destek ver, desteği çek
Zeytinyağı ülkemizde ilk kez 1966 yılında destekleme alımı kapsamına dahil edilip ve 4.10.1966 tarih ve 6/7148 sayılı Kararname ile İzmir Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri zeytinyağı destekleme alımı ile görevlendirildi. Destekleme alımları 1973/74 ve 1979/80 dönemleri dışında 1987/88 dönemine kadar aralıksız devam etti.
1987-1990 yılları arasında destekleme kapsamından çıkarıldı. 1991 yılında yeniden destekleme kapsamına alınan zeytinyağı bu kez de 5 Nisan 1994 Ekonomi İstikrar Paketi çerçevesinde destekleme alımlarının kaldırılmasıyla tekrar destekleme kapsamı dışında bırakıldı.
Devlet tarafından destekleme alımlarının yapılmadığı dönemlerde Birlik alım fiyatları uygulamasına geçilip, 26.11.1998 tarih ve 98/12122 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile destekleme ödemeleri prim ödemelerine dönüştürüldü.
Böylelikle Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve AB Ortak Tarım Politikalarına uyum sağlandı, ekonomi kayıt altına alınarak vergi gelirleri arttırıldı, tarımsal kayıt ve envanter tutulması sağlandı, üretici ve sanayici korunarak üretim teşvik edildi.
Zeytin üreticilerine genel bir destekleme sistemi olan ve üretimden bağımsız Doğrudan Gelir Desteği (DGD) kapsamında 2000-2008 yılları arasında gelir desteği ödemesi yapıldı.
Zeytin üreticilerine ayrıca üretim maliyetini düşürmek amacıyla 2.5.2003 tarihli Resmi Gazete'de (RG) yayımlanan Tarımsal Faaliyette Kullanılan Mazot İçin Çiftçilere Destekleme Ödemesi Yapılması ve 7.9.2003 tarihli RG'de yayımlanan Çiftçilere Kimyevi Gübre Destekleme Ödemesi Yapılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararları ile mazot ve gübre desteği sağlanmaya başlandı.
10 dekarda zeytin bahçesi
Sertifikalı zeytin fidanı dikimini ve en az 10 dekarlık kapama zeytin bahçesi oluşturulmasını yaygınlaştırmak amacıyla 15.4.2005 tarihli RG'de yayımlanan "Sertifikalı Tohumluk ve Fidan Desteği ile Patates Siğili Görülen Alanlarda Alternatif Ürün Desteği Hakkında Tebliğ" çerçevesinde de zeytin üreticileri destekleniyor.
DTÖ Tarım Anlaşması çerçevesinde ülkemizce ihracat desteği verilebilecek 44 ürün/ürün grubu içerisinde zeytinyağı ve sofralık zeytinin de bulunması dolayısıyla Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi Yardımlarına İlişkin Para-Kredi Koordinasyon Kurulu'nun 2012/2 nolu Tebliği uyarınca ihraç edilen ürünlerden daha yüksek katma değer sağlanması, ihracatta markalaşmanın teşvik edilmesi ve kutulu ihracatın arttırılabilmesi amacıyla küçük ambalajlarda ve markalı olarak yapılan zeytinyağı ve sofralık zeytin ihracatında ihracat iadesi ödemesi yapılıyor.
Üreticilerin örgütlenmesi
Ülkemizde üretici organizasyonlarının örgütlenmesi 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu kapsamında gerçekleşmektedir. Zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin büyük bölümü tarım satış kooperatifleri birlikleri çatısı altında örgütlendiler.
Bu alanda faaliyet gösteren birlikler Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Marmarabirlik ve Güneydoğubirliktir. Birlikler doğrudan alım yaparak sektörün içinde üretim, işleme ve pazarlama faaliyetlerinde bulunabilirler. Ayrıca ana üretim girdilerinde ortaklarına ayni kredi verdikleri gibi nakdi kredi de verebiliyor, eğitim ve yayım çalışmaları da yapabiliyorlar.
Tariş, Marmarabirlik, Güneydoğubirlik kuruluyor
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği 1949 yılında kuruldu. Günümüz itibarıyla 32 kooperatife ve yaklaşık 24 bin üretici ortağa sahip. Kooperatiflerine bağlı 29 işletmede 3.160 ton işleme kapasitesine, 75 bin ton/yıl rafinasyon kapasitesine sahip modern rafineriye, 3 bin ton/yıl kapasiteli sofralık zeytin paketleme tesisine, Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) tarafından akredite edilmiş laboratuara, 55.500 ton/yıl zeytinyağı ambalajlama kapasitesine, 55.092 ton/yıl zeytinyağı depolama kapasitesine sahip.
Marmarabirlik 1954 yılında kuruldu. Günümüz itibarıyla 8 kooperatife ve yaklaşık 30 bin üretici ortağa sahiptir. Sofralık salamura siyah zeytinde piyasanın üreticiler lehine düzenlenmesinde önemli rol oynuyor. Birliğin 70 bin ton sofralık zeytin depolama kapasitesi mevcuttur. Ayrıca 5 bin tonluk zeytinyağı deposu ve 13 bin tonluk sofralık zeytin deposu inşa ederek sektörde önemli bir kapasiteye ulaştı.
Güneydoğubirlik 1940 yılında kuruldu, 1989 yılında şimdiki mevcut adını aldı. Günümüz itibarıyla 9 kooperatife ve 17.500 üretici ortağa sahip. Ancak, Birlik 3 kooperatifi üzerinden zeytinyağı alımı gerçekleştiriyor ve bu yönde yaklaşık 5 bin ortağa sahip. Birliğin Silifke, Kilis ve Nizip'te kontinü zeytin sıkma tesisleri var. Ayrıca Birlik Gaziantep’te 15 ton/gün kapasiteli sızma zeytinyağı dolum tesisine ve 1.250 ton depolama kapasitesine sahip.
Zeytinciliğin ıslahı yönetmeliği
3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun çerçevesinde ekolojik yönden uygun bölgelerde ve zeytin yetiştiriciliğine elverişli sahalarda zeytinlik kurulmasını sağlamak, mevcut zeytinliklerde ürünün miktar ve kalitesini yükseltmek ve maliyeti düşürmek, birim alandaki verimi arttırmak, zeytinyağı ve sofralık zeytin işletmelerindeki teknolojik yapıyı günün koşullarına uygun hale getirmek üzere gerekli teknik, ekonomik, ticari ve sosyal tedbir ve organizasyonları sağlamak amacı güden Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik 3 Nisan 1996 tarih ve 22600 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Ulusal zeytin ve zeytinyağı konseyi
5488 sayılı Tarım Kanunu’nda belirlenen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere zeytin ve zeytinyağı üreticileri ile zeytin bitkisinden elde edilen asıl ve yan ürünlerin ticaretini yapan tüccarlar, sanayiciler ve/veya bunların oluşturdukları birlikler, dernekler, kooperatifler ve birlikler ile zeytin ve zeytinyağı ile ilgili araştırma ve eğitim kurumları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz bir Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi kurmalarını sağlamak ve çalışma usul ve esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik 5 Nisan 2007 tarih ve 26484 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu çerçevede 21 Mayıs 2007 tarihinde kurulan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ilk kurulan ürün konseyi olarak tarihe geçti.
5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu çerçevesinde zeytin ticaretini kolaylaştırmak, depolanması için yaygın bir sistem oluşturmak, ürün sahiplerinin mallarının emniyetini sağlamak ve kalitesini korumak, lisanslı depo işleticilerinin kişiler arasında ayrım yapmaksızın depolanmak üzere zeytin kabul etmelerini temin etmek, ürünlerin mülkiyetini temsil eden, satışını ve teslimini sağlayan, teminat olarak verilebilen ürün senedi çıkartmak ve standartları, kalitesi belirlenmiş zeytin depolanması hizmetini sunan lisanslı depo işletmelerinin kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin usul ve esasları belirlemek üzere hazırlanan Zeytin Lisanslı Depo Yönetmeliği 4 Aralık 2010 tarih ve 27775 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yine aynı amaçları taşıyan Zeytinyağı Lisanslı Depo Yönetmeliği de aynı RG’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
167 milyon zeytin ağacı
Cumhuriyet tarihi boyunca zeytin ve zeytinyağı sektörünü geliştirmek için sarf edilen çabaların bir sonucu olarak ülkemizdeki zeytin ağacı sayısında hızlı bir artış sağlandı, günümüzde 167 milyon adete ulaştı.. Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri önemli zeytin üreticisi bölgeler olup zeytin ağaçlarının %97’si İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Aydın, Muğla, Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da bulunuyor.
Zeytinlik alanlarımız özellikle 2005 yılı sonrasında %25 gibi hızlı bir artış oranıyla 806 bin hektara ulaşmıştır (Tablo:2). Bu zeytinlik alan genişliği ile ülkemiz İspanya, Tunus, İtalya, Fas ve Yunanistan’ın ardından altıncı sırada geliyor.
Yüzde 30 sofralık, yüzde 70 yağlık
Ülkemizin zeytin ağacı sayısındaki artışa paralel olarak zeytin üretimimizde de önemli miktarda artış sağlanmış ve TÜİK verilerine göre zeytin üretimimiz 2013 yılı itibarıyla 1,7 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde üretilen zeytinin yaklaşık %30’luk bölümü sofralık olarak tüketilirken, yaklaşık %70’lik bölümü yağlığa ayrılıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2012 yılı verilerine göre ülkemiz 1,8 milyon tona ulaşan zeytin üretimiyle İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dördüncü sırada yer almaktadır. Türkiye dünya zeytin üretiminin yaklaşık %10’luk bölümünü karşılıyor.
Ulusal Zeytin Konseyi verilerine göre Türkiye yaklaşık 400 bin tonluk sofralık zeytin üretimiyle İspanya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Dünya sofralık zeytin üretiminin yaklaşık %20’lik bölümünü sağlayan ülkemiz, yaklaşık 300 bin tonluk tüketimiyle de dünya lideri konumunda.
Yarısı Ege'de
Ege Bölgesi zeytin ağaç varlığımızın yaklaşık %50’sine sahiptir. Bu bölgemizdeki zeytin üretimimizin yaklaşık %80’i yağlık olarak işlenmektedir. Marmara Bölgesi’nde ise üretimin yaklaşık %90’lık bölümü sofralık olarak işlenmekte olup ülkemizin sofralık zeytin ihtiyacının yarıya yakın bölümünü bu bölgemiz sağlamaktadır. Akdeniz Bölgesi üretiminin yaklaşık %70’i, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yaklaşık %85’i yağlık olarak işlenirken, Karadeniz Bölgesi’nde daha ziyade öz tüketime yönelik sofralık zeytin üretimi yaygın.
Ülkemiz zeytinyağı üretiminde de dünyanın önemli ülkeleri arasında yer almaktadır. Türkiye yaklaşık 190 bin tonluk zeytinyağı üretimi ile dünya sıralamasında İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından dördüncü sırada yer almaktadır. Türkiye dünya zeytinyağı üretiminin yaklaşık %6’lık bölümünü gerçekleştirmektedir. Özellikle 2005 yılı sonrası sağlanan destekler sonucu zeytinyağı üretimimiz %50’nin üzerinde artış gösterdi.
Zeytinyağı üretimindeki önemli artış tüketimimize de olumlu yönde yansımıştır. Tüketimimiz 2005 yılından günümüze yaklaşık %80 oranında artış göstererek 150-160 bin ton seviyelerine yükseldi. Türkiye zeytinyağı tüketiminde de İtalya, İspanya, ABD ve Yunanistan’ın ardından beşinci sırada yer aldı.
Zeytinyağı üretim ve tüketimimize paralel olarak ülkemizde kişi başına zeytinyağı tüketimi de 2005 yılı sonrası süreçte yaklaşık 1 kilogramdan 2 kilograma artış gösterdi.
Türkiye 30 bin tonluk zeytinyağı ihracatıyla İtalya, İspanya ve Tunus’un ardından dördüncü sırayı almaktadır. TÜİK’in verilerine göre 2013 yılı itibarıyla 295 milyon dolar ihracat geliri elde edilmiştir. Sektörün 2023 yılı zeytinyağı ihracat hedefi 700 bin tondur.
Kanun son derece koruyucu
Zeytin ve zeytinyağı üretimini bu denli teşvik eden ülkemiz, zeytincilik konusunda son derece koruyucu bir de mevzuata sahiptir; “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”. Bu kanuna göre;
* Zeytinlik alanlarımız daraltılamaz.
* Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması, yerleşim sahaları hariç, zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır.
* Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede zeytinyağı fabrikası ve küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri hariç zeytinliklerin bitkisel gelişimine ve üremesine engel olacak kimyevi atık, toz ve duman bırakan tesis yapılamaz ve işletilemez.
* Zeytinliklerine bakmayan üreticiye ağaç başına 10 TL idari para cezası verilir.
* İzinsiz zeytin ağacı kesenlere veya sökenlere ağaç başına 60 TL idari para cezası verilir.
Danıştay'da durdurma
Böylesine sıkı hükümlerle korunan, bırakın küçültülmesini bakımını yapmayan üreticinin dahi cezalandırılması gibi özellikleri olan zeytinliklerimizi amacı dışında kullanmayı hedefleyen birçok girişim daha önce de olmuş, her seferinde üretici, tüketici, meslek örgütü, sendika, demokratik kitle örgütü ve üniversite beraberliğiyle bu girişimler sonuçsuz bırakıldı.
Kanunda değişiklik yapamayacağını anlayan zihniyet konuyu yönetmelik değişikliği çözme yoluna gitti. Son olarak 3 Nisan 2012 tarih ve 28253 sayılı RG’de yayımlanan Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile kanunda bulunmayan bir takım tanımlamalar ve zeytinlikleri amacı dışında kullanmayı sağlayacak imtiyaz maddeler getirildi.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Peyzaj Mimarları Odası’nın Danıştay nezdinde açıldı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 20 Haziran 2013 tarihli 2013/157 sayılı kararı ile bu yönetmelik değişikliğinin yürütmesi durduruldu.
Yeniden tehdit altında
Zeytinlik alanlar bir kez daha yok edilme tehdidi altında! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzası ile 16 Haziran 2014 tarihinde TBMM’ye gönderilen “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” zeytinlik sahalar açısından oldukça olumsuz hükümler içeriyor.
Tasarıda, kanunda bulunmayan “kurul, küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmesi, tarımsal işletme ve zeytinlik saha” gibi yeni tanımlamalar getirildi. Getirilen zeytinlik saha tanımlamasıyla artık 25 dekardan daha küçük zeytinlikler zeytinlik saha olarak kabul edilmeyecek.
Kanun tasarısının ne genel gerekçesinde ne de madde gerekçelerinde böyle bir sınırlamanın ne amaçla getirildiğinin bir açıklaması yer almıyor. Getirilen sınırlamanın hiçbir bilimsel temeli bulunmuyor.
Bahçeler ortalama 12 dekar
Oysa AB’nin konuyla ilgili 2366/98 EC mevzuatında 1 dekarın üzerindeki alanlar “zeytin yetiştirilen parsel” olarak tanımlanırken, “zeytin ağaçları ile kaplı alanlar” ise asgari olarak 100 metrekare olarak boyutlandırılıyor.
Ülkemizdeki zeytin bahçelerinin ortalama büyüklüğünün 12 dekar civarında olduğu dikkate alındığında, sadece bu tanımlama dahi ülkemizin zeytinliklerine, zeytin ve zeytinyağı üretimine indirilmiş büyük bir darbe niteliğinde. Bu şekilde zeytinlik sahalarımızın çok büyük bölümü kanunun koruyuculuğunun dışına çıkarılmış olacak.
Sertifikalı zeytin fidanı dikimini ve en az 10 dekarlık kapama zeytin bahçesi oluşturulmasını yaygınlaştırmak amacıyla Devlet zeytin üreticisini 2005 yılından bu yana desteklerken, 25 dekardan küçük zeytinliklerin zeytinlik saha olarak kabul edilmeyecek olması bugüne kadar verilen desteklerin sokağa atılması, bundan sonrası için de böyle bir desteğin verilmeyeceği anlamına geliyor.
Madencilik yapılabilecek
Kanunda zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 km mesafede sadece zeytinyağı fabrikası kurulma imtiyazı yer alırken, zeytinliklere zarar verecek kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılmasına ve işletilmesine izin verilmezken, tasarıda bu imtiyaz kaldırıldı, buna karşın pek çok yeni imtiyazlar yer aldı.
Yeni oluşturulacak Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu’nun uygun görmesi şartıyla jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, ilgili bakanlıkça kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, elektrik üretimine yönelik yatırımlar, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri, savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunulacak yatırımlar için zeytinlik sahalarda yatırım yapılmasına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilecek. Böylelikle kanunda yer alan zeytinlik sahaların daraltılamayacağı kesin hükmü, tasarıyla getirilen birçok imtiyazın dışında daraltılamayacağı şeklinde yumuşatıldı.
Kanunda zeytinlik sahalarda ve bu sahalara en az 3 km mesafede toz ve duman çıkaran tesislerin kurulmasına izin verilmezken, tasarıda bu sınırlama kaldırıldı. Böylelikle sadece üzerinde faaliyette bulunulan zeytinliklerin yok edilmesinin yanında toz ve duman çıkaran tesislere izin verilmek suretiyle civardaki zeytinliklerin de bitkisel gelişimine ve üremesine olumsuz etkide bulunulacak. Zarar sadece tarım dışı faaliyete tahsis edilen bölgeyle sınırlı kalmayacak.
Zeytinlik sahalara hayvanların girişi yasaklanırken, ancak madencilerin ve enerji yatırımı yapacakların girişi serbest hale getiriliyor. Zeytinliklere hangisi daha fazla zarar veriyor?
Kurul kimlerden oluşuyor?
Tasarıda belirtildiği üzere Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu valinin başkanlığında, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürünün başkan yardımcılığı ve sekreteryasında, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın ildeki üst düzey temsilcilerinden ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın merkez teşkilatındaki ilgili birimlerinden birer üye ile üniversite, ziraat odası, zeytincilik konularında ulusal ölçekte faaliyette bulunan kamu kurumu niteliği haiz meslek kuruluşları veya sivil toplum kuruluşlarının yerel temsilcilerinden iki üye olmak üzere toplam 9 üyeden oluşacak. Kurulun 7 üyesinin kamu görevlilerinden oluşması ve 5 üyenin aynı yöndeki oyu ile kararların alınacak olması zeytinlik alanların sağlıklı bir şekilde korunacağı yönündeki kaygıları arttırmaktadır.
Zira, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu çerçevesinde oluşturulan İl Toprak Koruma Kurullarının kritik konularda genellikle Ziraat Mühendisleri Odası ve TEMA temsilcilerinin itirazlarına karşın oy çokluğu ile karar alması bu kaygımızı kuvvetlendirmektedir. Kamu görevlileri tarım arazilerini amaçları dışında kullanacak yatırımlar için son derece basit ve kolay bir şekilde alınabilen kamu yararı kararı karşısında tarım arazilerini genellikle çok kolay gözden çıkarabilmektedirler. Oysa yargı, en üstün kamu yararının tarım arazilerini korumak olduğunun altını büyük bir hassasiyetle çizmektedir. Bu nedenle de bağımsız yargı büyük önem taşıyor.
Dolaylı 10 milyon kişi geçiniyor
Zeytincilik, Türkiye’de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağını oluşturan bir sektördür. Zeytinlik sahalar meyvelik alanlarımızın %25’lik bölümünü oluşturuyor.
Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de istihdam ve diğer sanayi kollarına pazar yaratmakta, yüksek katma değeriyle doğrudan ya da dolaylı yoldan 10 milyon kişinin geçimini sağlamakta, tarımsal ve sosyoekonomik yönden ciddi bir önem taşıyor. Diğer yandan Anadolu aynı zamanda zeytin ağacının genetik anavatanı. Böyle bir konumu olan ülkemizde zeytinlik alanlarımız bir takım bilimsel olmayan tanımlar ve imtiyazlarla amaç dışı kullanımlara açılmamalı.
Halk sağlığı
Tüm bu konuların dışında diğer önemli bir konu ise halkımızın sağlığı. Zeytin meyvesi önemli miktarda bitkisel kökenli antioksidanlar, mineraller ve vitaminleri içerir. Oleik asit ve palmitoleik asit gibi kandaki kötü kolesterolü düşüren ve iyi kolesterolü yükseltmeye yardımcı tekli doymamış yağ asitlerini ihtiva eder. İçerdiği antioksidanlarla kanser, kalp hastalığı, kimi sinir hastalıkları ve şeker hastalığına karşı koruyucu özelliği vardır. İyi bir E vitamini kaynağıdır. Ayrıca A ve K vitaminleri ile demir, kalsiyum, magnezyum ve potasyum mineralleri ve amino asitleri içerir. Bünyesinde az miktarda B vitamini komplekslerini de barındırır. Yüksek miktarda lif içeriğine sahip.
Zeytinin faydaları
Zeytinyağı kalp ve damar dostudur. Kolesterolü azaltarak damar tıkanıklıklarını önler. Kötü kolesterolü azaltırken iyi kolesterole dokunmaz. Mide asitliğini azaltarak gastrit ve ülsere karşı koruyucu rol oynar. Bağırsaklar tarafından en iyi emilen yağdır, bağırsaklardan geçişi düzenler. Safra taşı oluşumunu azaltır ve taşların erimesine yardımcı olur. Kemik ve dişlerin gelişmesini, hücre ve dokuların yenilenmesini sağlar. Yaşlanmayı geciktirir. Hamile ve emziren annelerin beslenmesinde en uygun yağdır. Zengin antioksidan içeriğinden dolayı yaşlılarda ve bebeklerde beyin ve sinir sisteminin gelişim ve yenilenmesinde önemli rol oynar. A, D ve E vitaminlerince zengin. Hazmolma derecesi en yüksek yağlardan. Diğer yağlara göre yüksek sıcaklıklara daha dayanıklıdır, kızartmalarda kullanılabilecek en sağlıklı yağ.
Söz konusu tasarının mevcut haliyle yasalaşması durumunda zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünyanın yükselen yıldızı konumundaki ülkemiz bu konumunu hızla kaybedece. Zeytinlik alanlarımız hızla daralacak ve tahrip olacak. Cumhuriyet tarihi boyunca zeytine ve zeytinyağına verilen emek ve destekler bir çırpıda silinecek. Halkımızın sağlık kaynağı olan zeytin ve zeytinyağı tüketimimiz hızla düşecek, halkımızın sağlık sorunları artacak.
Bakanlık spotu
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan ve tarım arazilerinin önemini anlatmak üzere televizyonlarda yayınlanan bir kamu spotunu hatırlayalım; “Domates, biber, patlıcan; gelecek nesiller sadece resimlerini görebilir. Tarıma elverişli alanların tarım dışı kullanımı geleceğimize indirilmiş büyük bir darbedir. Bu gidişe siz de dur deyin. Ülkemizde yeterince uygun alan var. Binalar tarım alanlarına değil, imara uygun alanlara yapılmalı. Tarım alanlarına yapılacak tarım dışı faaliyetlere ruhsat verilmeyeceğini kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız”. Ancak, diğer kamu spotları Bakanlığın web sayfasında yer alırken, bu kamu spotunun sayfada yer almıyor olması (son kez 6.7.2014 günü kontrol edilmiştir) da biraz düşündürücü!
Meclis çatısı altında görev yapan siyasi partilerin söz konusu tasarıyı son derece dikkatli incelemeleri gerekiyor. Yasalarımız üretimimizi ve sağlığımızı olumsuz yönde hedef almamalı, doğayı tahrip etmemeli, halkımızın takdirini alacak güzellikleri sağlamalı. (AA/NV)
* Ahmet Atalık / Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
* Fotoğraf: Ekin karaca
Kaynakça
Anonim. 2013 Yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü. Şubat 2014
Anonim. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 2012/13 Sezonu Çalışma Raporu. İzmir, 2013
Anonim. 2013-2014 Sezonu Ege – Marmara Bölgesi Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Tahmin Heyeti Raporu. İzmir Ticaret Borsası.
Anonim. Türkiye’de Zeytin ve Zeytinyağı. Kuşadası Ticaret Odası, Kuto Araştırma Yayınları.
Anonim. Zeytinyağı. Ekonomi Bakanlığı. 2013
Karabulut C. 2013 Yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporu. Aydın Ticaret Borsası. 2014
Özkaya M.T. ve ark. Türkiye Zeytinciliğinin Sorunları ve Çözüm Önerileri. Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi. Ankara, 11-15 Ocak 2010
Seçer A., Emeksiz F. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Zeytin ve Zeytinyağı Üretimi, Pazarlaması ve Bölgede Zeytinciliği Geliştirme Olanakları. Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü. Temmuz 2012
ZMO İstanbul Şube Basın Açıklaması. Zeytinlikler Rant Odaklı Faaliyetlere Açılmak İsteniyor! 27 Haziran 2014
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) www.faostat.fao.org
İzmir Zeytincilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü www.zae.gov.tr
Türkiye İstatistik Kurumu www.tuik.gov.tr
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi www.uzzk.org
Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) www.internationaloliveoil.org