Bundan bir kaç yıl önceydi! Kültür eski bakanlarından Ertuğrul Günay ağabeyle Diyarbakır İçkale'deki Arkeoloji Müzesini birlikte dolaşırken 12 bin 500 yıllık Körtiktepe kazılarında çıkan buluntuların önünde durduğumuzda dönüp demişti ki; "bakanken küçücük bir heykeli elime aldığımda gözyaşlarımı tutamamıştım. 12.500 yıllık bir esere dokunmuştum."
Tarihle hemhal olmak böyle bir şey olmalı. Tarihin zaman yolculuğu içinde aidiyeti bütün etnik kimliklerden azade kılarak kendinizin bilmek hâli.
Bu ruh halini iyi bildiğimin farkında olduğumu düşünenlerdenim. Bu hâlim Zerzevan Kalesini gezerken bir kez daha pekişti...
Roma, milat öncesi yüzyıldan, milat sonrası 639'a kadar geçen Yedi asırlık zaman dilimi içinde başta kadim Amid(a) olmak üzere bölgede hükümran olmuş bir imparatorluk. Böylesine bir muktedirlik hâl içinde doğal olarak bugünlere kadar kendini sürdürerek gelebilen önemli izlerini ardında bırakmış bir bakiye...
Biliriz ki bu izlerin en başında Diyarbakır Surları gelir. Surlarda Romanın derin izlerini çıplak gözle dahi bakarken görmek her daim mümkün!
Bir başka izlek de içkalenin azametli mekânı Amida höyük. Virankale, Hemadek gibi farklı adlarla da anılan Amida Höyük'te bu yıl başlayan kazılarda Roma tüneli ortaya çıktı. Gelecek ve sonraki yılların kazılarında neler ortaya çıkacak heyecanla bekleniyor.
Şehrin sicilinde kayıt altına alınan bu izler elbette çok önemli.
Ama bu izleri taçlandıracak değerde bir iz de şehre 45 kilometre uzaklıkta Çınar ilçesini geçtikten hemen sonra Mardin şosesi üzerindeki 912 metre rakımdaki bir tepede altı yıldır kazıları sürdürülen Romanın uç garnizonu Zerzevan Kalesi.
Tabi yalnız Roma izleri değil! Milattan önce 880'li yılların Asur izleri de bu yılki kazılarda ortaya çıktı.
Bu tip izlere bölge elbette aşina! Asıl önemli olan Roma'nın en doğu, en uç noktasında ortaya çıkarılan Roma askeri lejyonu ile muktedirlerinin derin inancı Mitraizm'e dair Mitra yeraltı tapınağı.
Bu yılın ilk dokuz ayında Zerzevan'ı ve Mitra Tapınağı'nı görmeye 350 bin kişi gelmiş. Yoldan 124 metre yükseklikte bir ulu kale. Ve bir kadim inanç mekânı.
Zerzevan'ın hak ettiği ilgiyi görebilmesi için yoğun bir tanıtıma ihtiyacı var. Her yıl Kültür Bakanlığınca sağlanan küçük bütçeli kazı çalışmaları ile kazı ekibinin ifadesi ile en az yüz yıl sürecek bir kazı. Bu sürenin kısaltılmaya ihtiyacı var. Altı yılda henüz kazı alanının yüzde 1'lik bölümü bile kazılamamışken bunca kıymetli izler / buluntular ortaya çıkıyorsa devamında ısrar etmek gerek.
O halde kaynak seferberliğine ihtiyaç var. Bu ihtiyacı bir zenginlik gösterisine dönüştürmenin yolu önce gelip yerinde görmek sonra da kaynak ayırmaya öncelik tanımaya bağlı.
İşte tam da bu sebeple DİTAV Diyarbakır şubesi 2020 yılını Zerzevan Yılı olarak belirlemiş. Bu çaba belki 2021'de Zerzevan Kalesinin UNESCO'nun Tarihi ve Kültürel Miras Listesine dahil edilmesini sağlayabilir / sağlayacak.
Bu sebeple "sorumluluk sahibi etkili şahsiyetlerden oluşan güçlü temsiliyetleri ve kurumları Zerzevan'a davet ediyoruz. Bir Zerzevan duyarlılığına ve sahiplenilmesine ciddi ihtiyaç var. DİTAV ile Zerzevan Kalesini dünyaya tanıtalım dünyaya anlatalım..." diyor çok haklı olarak Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Diyarbakır Şubesi.
Malum, şehirler sadece yeme içme kültürü ya da sanayi-ticaret sunumuyla "ben varım, buradayım" demez / dememeli. Tarih, geçmişten bu yana ardında ne bırakmış, belki de aslolan tam da o işte...
*Not: 9 ve 10 kasım cumartesi - pazar saat:13.00 ve sonrası 3. Salon 3602 nolu ARAS yayınları standında TÜYAP İstanbul kitap fuarı konukluğunda imza.
9 kasım 16.15'de TÜYAP Heybeliada salonunda söyleşi.
12 kasım 17.00-19.00 saatleri arasında İzmir Alsancak Yerdeniz Kitapçısında okur yazar söyleşisi & imzam olacak.
İlgi duyanların bilgisine.
8 Kasım 2019 İstanbul
(ŞD/PT)