Toplumun yazılı yazısız kuralları içinde, yazılı olmayıp da en büyük toplum ayıbı ne diye sorsalar eminim kapitalizm ve onun yaratmış olduğu düzendir.
Emeği metalaştıranlar, insanın metalaştırılmasına elbette normal gözle bakabiliyorlar. İnsana bir makineye davranır gibi hor, kimi zaman o pahalı makinelerden bile hor şekilde davrananlar insanların canına kastederken ironi yüklü sözleşme maddeleri koyuyorlar.
Dev firmalar diyebileceğimiz dev kapitalistler işçilere emir komuta zinciri üzerinden çalışa çalışa onları artık kodlanabilen programlanabilen bir makine olarak gördüklerini yadsımıyorlar da.
En son Çin'de Apple'ın işçilerine sözleşmeye koydurduğu ileri sürülen madde, ne boyutlara ulaştığımızın göstergesidir; "İntihar etmeyeceğim, kendime iyi bakacağım." yazılı sözleşmelere imza attıran Apple, bunu elbette Çin'deki intihar oranlarını azaltmak için başlatmış olduğu bir sosyal proje için yapmıyor.
Hepimizin kapitalizm hakkında ilk öğrendiğimiz "kapitalizm kendimizi tekrar hazırlamamamız için bizi evimize gönderir" mantığının somutlaştırılmış hali. Ölmemizi istemiyor, neden çünkü üretim aksar, kendimize iyi bakmamızı istiyor, neden çünkü üretim aksar. İntihar eden bir Çinli işçinin "ölümden öte ne var" diyerek intihar etmesi de yapılan sözleşmenin belki sembolik bir kapitalizm zaferine işaret ettiğini gösterir. Belki de "geride bıraktıklarına da bir şey bırakamazsın" alt mesajıdır.
Saat ücretleri 1.5 lirayı geçmeyen Çinli işçiler, artan Apple modasına ürün yetiştirmek için yeri gelip geceli gündüzlü çalışırken on beş günde bir izin kullanıyor. Geçen yıl bu fabrikalarda ağır çalışma şartlarına dayanamayarak intihar eden bir çok işçinin olduğundan söz ediliyor.
Zamanında küçük yoksul çocukların yok paraya çalışarak yaptıkları ayakkabıları giyen kapitalist toplum insanının intihar eden bir Çinlinin elinden çıkacak bir telefonu kullanması elbette onu rahatsız etmeyecektir
Kapitalizmi bizden bağımsız hareket eden bir saat gibi düşünenlere de bir örnektir bu olay. Kapitalizmi günlük hayatında hissetmediğini düşünen ve böyle bir şeyden haberi bile olmadan yaşayan insanları bir kez daha bu konu üzerinden düşünmeye çağırıyorum. Kapitalizm bizden bağımsız değildir. Bizden bağımsız çalıştığını düşündüğünüz kapitalizm saati o saatin içine bizi hapsederek döndürüyor hayatı.
Akreple yelkovanın hareketine bir saniye olarak kullandıkları işçi sınıfı onların hamallığını yapıyor adeta. Saniyeler dakikaları, saatleri oluşturarak akrep ve yelkovanı hareket ettirirken yeri geldiğinde tüm işi yapmasına rağmen küçümsenerek "bir saniyesin sadece" denirken tüm işin onun üzerinden geçtiği görmezden geliniyor. İşçi sınıfı da tüm işi yapan olmasına rağmen o dev şirketlerin devliğine katkı yapmasına rağmen, dev olmayanı çalışmasıyla devleştirmesine rağmen ona her zaman "sen basit bir işçisin sadece" deniliyor. Kapitalistlerin korktuğu ve görmezden gelmek istediği "aklıma gelen başıma gelmesin" dedikleri olay ise bir gün o saniyenin hareket etmemesidir. Düşünün ki, saniye durmuş; ne kodaman akrep, ne orta sınıf yelkovan hareket edebilir. Ne de hayat...
İşçi sınıfına saniye olmayı reva görenlere, işçi sınıfının da "durduğum an hayat durur" mesajını vermesi gerekmektedir. Akreple yelkovanın korktuğu da budur.
Yine Apple'a dönecek olursak; milyonları bulan satış rakamını yakalamış olan Apple işçilerinin çalışma şartlarını düzenlemek yerine, onlara daha sağlıklı bir ortam sunmak yerine "ölürseniz öldürürüm" tuhaflığında maddelerle işçi alıyor.
Bu elma topluma Pamuk Prenses'e verilen zehirli elma gibi allanıp pullanarak sunuluyor. Yeri geldiğinde -son çıkan ürünü için özellikle- sattığı ürünün kılıflarına bile yüzlerce dolar isteyip de talep gören bir firma olan Apple, bizim o elmayı çoktan yemeye başladığımızı gösteriyor.
İntihar edecek kadar isyan eden Çinli işçiler durduğu an Apple da duracaktır. Sırf bu nedenle bu markalar ucuz iş gücü olan bölgelere taşınarak işsizliğin sırtından prim yapıyor adeta. Çin,Vietnam gibi ülkelerdeki emek sömürüsünü kullanıyorlar.
Ucuz işçilerin yanı sıra bu ülkelerdeki yüksek nüfus işten atılmaları kolaylaştırarak "alternatif çok beğenmiyorsan çık git" deniyor işçilere. İşsizliktense buna dayanmaya çalışanlar ise büyük zorluklara hayatına devam ediyor. Kimse kimseyi öldürecek silah yapmak istemez, insan yüreği bunu kaldıramaz en azından. Ama işsizlik diye bir dert çıktı mı insanlar en ağır silah fabrikalarında bile üç kuruşa çalışabiliyor.
İşsizliği kendi emellerince kullanan vahşi kapitalistlerden başka kimse karlı çıkmıyor bu işten. Ölen bir insan hangi telefondan ya da bilgisayardan değersiz olabilir. İnsanın önüne ve insan emeğinin önüne hiçbir öncelik konamaz. İntihara sürüklenen Çinli işçileri öldüren kapitalizm ölmedikçe bu tarz olaylar olmaya devam edecektir.
Son olarak siz elmanızı nasıl alırsınız? Kurşunla intihar etmiş bir Çinliden mi, hap alarak ölüme yatmış bir Çinliden mi? Tercih sizin,tıpkı farklı renklerdeki farklı kılıflar gibi... (HK/EKN)