Fotoğraf: İşhan Erdinç
Annem Gültan Kışanak'la bir sene bir ay oldu açık görüş yapamayalı. Geçen sene bu zamanlar pandemi yeni ilan edilmiş, çeşitli önlemler alınıyordu dünya genelinde.
Annem, 2016 yılından beri Kandıra Hapishenesi'nde tutuluyor. Onunla birlikte onlarca Kürt kadını da aynı hapishanede...
Biz tutuklu yakınları da zaten sağlıklı olmayan hapishane koşullarına dikkat çekip, herkes için acil tahliye çağrıları yapıyorduk. Hemen yakın zamanda, daha önce defalarca tartışılan fakat üzerine uzlaşı sağlanamayan infaz yasasında değişikliklerle ilgili paket gündeme getirildi. Tabi yine eşit bir çerçevesi yoktu konuşulan paketin.
Ben de bir tutuklu yakını olarak bu kadarını da yapmazlar herhalde diye düşünüp, eşitsiz bir düzenleme yapılmasının ne kadar yanlış olduğuna ne gibi korkunç sonuçları olabileceğine dair düşünüyor, var gücümle diğer bütün siyasi tutuklu yakınları gibi eşit bir infaz düzenlemesi için çağrılar yapıyordum.
Ne yazık ki o paket o eşitsiz haliyle geçti. Vazgeçmedik, inancımızı kaybetmedik aileler olarak, siyasi tutuklu yakınları olarak. Anayasa mahkemesine başvurular yapıldı. Oradan da henüz milyonları etkileyen bu eşitsiz düzenlemeye dair bir karar çıkmadı.
Jiyan
Bu arada bir yıl bir ay geçti, kişilere ve topluma karşı suçlar işleyenler dışarı çıktılar. Siyasi suçlular -ne demekse? siyasinin suçlusu mu olur?-cezaevlerinde kaldı, pandemi koşulları, onlar için bahane edilip ağır tecrit uygulanmaya başlandı geçen bütün bu süreçte. Çok uzun süre hiç görüş yapılmadı, daha sonra sınırlı sayıda görüşçülerle kapalı görüşler az da olsa yapılmaya başlandı.
Bir yıl bir aydır açık görüş yapamıyoruz tutuklu yakınlarımızla. Tutuklu ve hükümlülerin, cezaevi personelinin ve tutuklu yakınlarının ne zaman ve nasıl aşılanacaklarına dair açıklanmış bir program da henüz yok. Sistematik hak ihlalleri kesintisiz devam ediyor anlayacağınız.
Çok düşünüyorum çocukluğumdan bu yana ne değişti? Geçen gün bir tanıdığım, adımın Jiyan olduğunu söyleyebilmemin bir kazanım olduğunu söyledi.
Evet 90’larda çocuğunun adını Kürtçe koyduğu için işkence gören, hatta öldürülen insanlar vardı. Her 90’lara güzelleme yapılan ortamda, anda, içimde bir burukluk oluyor. 90’lar benim için yakınlarını işkence edilmiş halde görmek, kimileri için sevdiklerinin kaybedilmesi, evlerinin yakılması, sürgün edilmesiydi.
Evet belki birçok şey biçim değiştirdi, hatta belki iyileşme bile sağlanabildi bir bakıma ama sürgün olma halimiz, ait hissetmeme, hissettirilmeme halimiz derinleştikçe derinleşti.
Şu beş senede yüz bin kilometreden fazla yol gittim annemi hapishanede ziyaret edebilmek için. Ama kavuşamadım. Dünyanın çevresi ekvatordan kırk bin kilometre, ben dünyayı iki dönmüş, üçüncüye ilerliyorum ama eşitliğe varamıyorum.
Annem hep tünelin ucunda ışığı gördüğünü söyler. O ışığı arıyorum anne ben de, inatla, sabırla...
Ne oldu? Gültan Kışanak, 23. ve 24. Dönem milletvekiliydi. Demokratik Bölgeler Partisi'nden (DBP) Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı olarak görev yaptığı 25 Ekim 2016'da, diğer eşbaşkan Fırat Anlı ile birlikte gözaltına alındı, 30 Ekim 2016'da "silahlı terör örgütüne üye olmak" iddiasıyla tutuklandı. Cezaevinde Eylül 2018'de, Kürt kadın siyasetçilerle mektuplar aracılığıyla röportaj yaptı, "Kürt Siyasetinin Mor Rengi" kitabını hazırladı. Özgür Gündem gazetesinde köşe yazmaya başladı. 2019 Şubat'ında "terör örgütüne üye olma"dan 11 yıl 3 ay, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak"tan ise 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'e de aynı suçlardan 15 yıl hapis cezası verildi. |
(EJK/EMK)