B Planı’nın sahnelediği, Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği “Yuva”da Bora Akkaş, Ozan Ayhan, Özlem Zeynep Dinsel ve Saim Karakale oynuyorlar.
Yurtsuzların buluşması
Gecenin bir yarısı, korkunç bir sağanak yağmur altında bir taksi. Sırılsıklam vaziyette arka koltuğa sığınan bir kadın ve bir erkek. Kadın sadece go diyebiliyor. Go! Taksi şoförü İngilizce konuşmaktadır ve taksinin artık çalışmadığını ve inmeleri gerektiğini söyler. Kadın şoförün ne dediğin anlamaz ve ısrarla go! demeye devam eder. Yanındaki kardeşidir ve bir sorunu vardır, zira sürekli bağırmaktadır, ancak anlaşılır sesler çıkarmamaktadır. Uzunca bir süre kadın şoföre hareket etmesi için yalvarır. Anlaşmaya çalışırlar. Anlarız ki New York şehrindelerdir, kadın ve otistik kardeşi ülkesinde patlayan bombalardan evini kaybetmiş ve bir botla gizlice ülkeye gelmişlerdir. Botun kaptanı kıyıya bile yanaşmadan bunları suya atmıştır. Yüzerek kıyıya varan abla-kardeş gördükleri ilk taksiye binip oradan uzaklaşmak istemektedirler.
Uzunca bir tartışma- anlaşamama, el kol hareketleri ile dert anlatma, para pazarlığı sonrası yola çıkarlar ancak taksi kaza yapar, kardeşi taksiden düşer, taksi şoförü korkudan yola devam eder. İki kardeş ayrı düşmüşlerdir. Kadın şoförle kalırken, kardeşi taksinin çarpığı drag queen ile kalmıştır.
İki tarafta da anlaşmaya çalışma, kendini anlatma durumu devam eder.
Taksi şoförü New York’a şarkıcı olmak için gelmiştir ancak şimdi gündüz balık temizlemekte ve gece de taksi kullanmaktadır.
Draq queen ise ailesinden dışlanmış, kovulmuş, kendine yeni bir hayat kurmaya çalışmaktadır.
Yuva; gerçekten mümkün mü?
“Yuva”da farklı yerlerden gelmiş, doğduğu yerden kopmuş, koparılmış, dört insanın yuva arayışını izliyoruz. Yuva kimi için özgürlük ve hayatta kalma, kimi için kendini ifade edebilme, kendisi olabilme, hayallerini gerçekleştirebilme anlamına geliyor. Ortak noktaları farklı yerlerden gelse de yaşadıkları şiddet ortamı ve hepsi de bunun çözümünü, yuvalarını “özgürlükler ülkesi” Amerika’da arıyor.
İngilizce bilmeyen abla ile otistik kardeşin çaresizliği ile başlayan oyun yuva kavramının belki de ne kadar de boş olduğunu, doldurmanın mümkün olmadığını, en azından günümüzde düşündüğümüz gibi bir yuvanın kimse için mümkün olmadığını gösteriyor.
Mülteci meselesi, yerinden göç edilme, savaş ve savaş riski gündemleri ile boğuşurken yuva da son yıllarda tartışılan kavramlar arasında yer alıyor. Yuva arayışının insanı götürebileceği yerler sadece coğrafya değişimi değil elbette ama en önemlilerinden olduğu kesin.
İki dil, iki mekân, tek sahne
Türkçe-İngilizce konuşulan oyunda üste yazı tekniği ile tercüme ediliyor. Sahne kullanımı çok başarılı ve dinamik; içi içe geçen iki ayrı mekân, iki ayrı yerdeki karakterlerin birbirlerinin arasından geçerek bütün tek sahnede var olması canlandırıcı olmuş.
Oyunda James Camaron’un yönettiği, Leonardo DiCaprio ile Kate Winslet’in oynadıkları Titanik filminin dil bilmeyenlerin anlaşmalarına yardımcı olan etmenlerden biri olması da sanatın evrensel dilini gösteriyor diyebiliriz.
Sami Berat Marçalı kendine ait bir dili, anlatmak istediği derdi olan yönetmenlerden, İstila ve Kabileler’den sonra iletişim, aidiyet ve göçmenlik kavramlarını tekrar sahneye taşıyor. Oyuncuların her biri çok ama çok başarılı. Bora Akkaş’ı Yen’de, Özlem Zeynep Dinsel’i Soğuyunca Acımaya Başlar’da, Saim Karakale’yi Dövüş Gecesi’nde izlemiş ve beğenmiştim. Ozan Ayhan’ı ise ilk kez izledim ve diğerleri ile birlikte takip etmeye başlayacağım.
Son olarak; şu an sahnelenen tek “Yuva” B Planı’nın Yuva’sı değil. Geçen sezon izleme fırsatı bulduğum Siyah, Beyaz ve Renkli’nin sahnelediği, Özge Korkmaz’ın yazdığı, Çağrı Şensoy’un yönettiği, İmer Özgün ve Tuğçe Yolcu’nun oynadıkları “Yuva” da halen sahnelenmeye devam ediyor. Sami Berat Marçalı aranıp bulunamayan, bulununca da istediğimiz gibi olmayan bir yeri işaret ederken, Çağrı Şensoy ise yuvamızın bizim hapishanemiz de olabileceğini gösteriyor. İkisi de gerçek, ikisi de etkileyici.
Künye
Yazan-Yöneten: Sami Berat Marçalı
Yapımcı: Yağmur Dolkun
Mentor: Handan Özbilgin Bromley
Dekor-Kostüm Tasarımı: Marta Montevecchi
Işık Tasarımı: Alev Topal
Ses Tasarımı: Fatih Rağbet
Koreografi: Gizem Erdem
Asistanlar: Abdullah Karanfil, İlayda Öncü, Deniz İnanç
Oynayanlar: Bora Akkaş, Ozan Ayhan, Özlem Zeynep Dinsel, Saim Karakale
(HK)