Ağzına kadar dolu Açıkhava
Los Paşaros Seferadis Müzik Topluluğu'nu, Feriköy Kilisesi Vartanants Ermeni Kilise Korosu'nu, Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu'nu, Oniro Rum Müzik Topluluğu'nu ve Enderun Klasik Türk Müzik Topluluğu ile Sezen Aksu'yu 174 kişilik İzmir Devlet Opera ve Bale Orkestrasıyla dinleyecektik, demokrasinin sesinin yeniden kısıldığı bu günde.
Ülkenin üstündeki tüm bu karanlık ruh haline inat, Açıkhava doluydu ağzına kadar. Ve bir Ermenistan parçasıyla, Yerevan Yerepuni ile açıldı konser ve sanırım sadece biz Ermeniler değildik etkilenen bu parçanın duygusal tınısından.
Hemen ardından çıktı sahneye ve hepimizin yüreğine dokunan Gülümse'yi söyledi Sezen. Daha sonra 'Böyle yürek görek görmedim, böyle sevgi diyecekti, gizli bir ümide sarıldığını ve öfkeyle büyüyen çocukların yanlızlığını' haykıracaktı, biz duymaya ihtiyacı olanlara.
Şarkı söylemek lazım hep birlikte
'Ben içime sordum, içim dedi ki şarkı söylemek lazım, hep birlikte. Bu konserlerin amacı bu kadar basit' diyordu aklının söylediklerine kulak asmayarak.
Konserin ilerleyen saatlerinde kah, Oniro Müzik Topluluğuyla, Vartanants Korosuyla, Enderun Grubuyla birlikte Türkiye şarkıları söyledi kah, bizleri onlarla başbaşa bıraktı, arkada sahneden hiç ayrılmayarak. Koro elemanlarının arasına oturup onlarla ritm tutuyor, bir taraftan orkestradakilere selam çakıyordu. Açıkhava, Rumca, Jedeo Ispanyolca, Ermenice, Kürtçe ve Türkçe'yle zaman zaman hüzünlenip zaman zaman gülümsedi dün gece. Ama en çok da nasıl bölünmediğimize ve hatta 'bölünmez bütünlüğümüze' tanık oldu.
Yüreğimizin tutuk, göğsümüzün kafeste olduğu bir gecede, aşk değildi derdimiz, ama ne yapalım, hep birlikte şarkı söyledik. Pek az kişiye nasip diyordu Sezen, 'hadi bakalım hep beraber' demeden, kendiliğinden söylemek şarkıları, haklıydı. Tüm Açıkhava hep bir ağızdan ortak geçmişinden bir parça dillendirecek kadar 29 yıllık repertuardan, biliyordu bu şarkıları.
Yasaklar kötü bir şaka gibi
Önce 30 Ağustos Zafer Bayramı'na sonra 1 eylül Dünya Barış Günü'ne denk gelen konserin bu defa, 19 yıl sonra seçimlerin en yasaklı yapılacağının teyid edildiği bir güne denk gelmesi kötü bir şaka gibi. Murat Çelikkan'ın Efes konserinin ardından, Radikal'de yazdığı yazıyı okurken, ümitlenmiş ve herkesin bir ucundan tutabileceği üzerine küçük bir hayal kurmuştum. Tutulacak bir yanı olduğunu unutmamaya ihtiyacımız var. (TS/EK)