Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu olarak geçen hafta çocuklar için ücretsiz bir öğün yemek ve temiz su için çalıştay düzenledik. Çalıştayda yetersiz beslenmenin çocukların fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişimlerini etkilediğini belirterek bir an önce okul yemeğinin okullarda uygulanmasını istedik. Fakat Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu toplantı devam ettiği günün akşamı, bir TV programında çocukların yetersiz beslendiğini kabul etmeyerek, “ihtiyaç sahibi” aileleri çocukları için Valiliklere yönlendirerek sorumluluğu üzerinden attı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, çocukların okulda beslenemediğini kabul etmese de 2020 yılında bu konuda TBMM Dilekçe Komisyonu’nun mecliste yaptığı toplantıya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri katılıyor ve o dönemde ülkedeki yetersiz beslenmeden kaynaklı bodurluğu, obeziteyi çok çarpıcı bir şekilde gözlerimizin önüne seriyorlardı.
“Yetersiz beslenme problemi var”
Tarih 16 Ocak 2020. TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Mı̇hrı̇mah Belma Satır obeziteyle mücadele yöntemleri ve cerrahi uygulamalardaki malpraktis iddialarının araştırılması ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesiyle ilgili alt komisyonunun 9’uncu toplantısını açtı. Toplantıda, Sağlık Bakanlığı, Hareketlı̇ Hayat Daı̇re Başkanı Doç. Dr. Nazan Yardım söz aldı, tutanaklardan olduğu gibi aktarıyorum:
“Türkiye’de bir de yetersiz beslenme problemi var. Türkiye’de bodurluk yani kronik malnütrisyon -yani çocukların kronik açlığa maruz kalması diye de düşünebiliriz- yüzde 2,3’ken batıda bu oran yüzde 1’lere düşüyor ama doğuya gittiğimizde tam tersi pozisyonu biz bodurlukta görüyoruz. Doğu’da 3,5’lara çıkıyor fakat Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 5,4. Koymadım buraya; erkek çocuklarda yüzde 6, kız çocuklarda 5,5; bu, ciddi bir rakam, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde biz bunu görmüyoruz. Bodurlukta 7-8 yaş çocuklarda bu bölgedeki yüzde 6 ve 5,5 rakamlarını, yetersiz beslenme rakamlarını görmüyoruz.”
“Okul yemeği programı ivedilikle başlatılsın”
Doç. Dr. Nazan Yardım yetersiz beslenme nedeni ile oluşan obezite, bodurluk gibi verilerden söz ederek okul beslenmesinin önemini uluslararası örnek uygulamalara dayanarak şöyle vurguluyor:
“Öncelikle Sağlık Bakanlığı olarak okul yemeği programının ivedilikle memleketimizde başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1946 yılından beri okul yemeği programı uygulanmaktadır ve 30 milyon çocuk geçen yıl okul yemeği programından yararlanmıştır. Amerika’da hatta onlar kahvaltı programına ve okullar kapanınca aç kalan çocuklar var diye yaz okulu yemeği programlarına başladılar. Hakeza İngiltere, Milli Eğitim Bakanlığı Kanunu’nda, 1920’lerden beri bütün çocuklara okul yemeği veriyor. Avrupa Birliğinde tek tedrisat olan bütün ülkelerde okul yemeği var. Japonya, 10 milyon çocuğa veriyor ve size ilk paylaştığım slaytlardan hatırlayacağınız üzere bizim memleketimizde hem obez hem de yetersiz beslenen çocuklar var.”
“Sağlık Bakanlığı 3 kap yemeğin analizini de yaptı”
Sağlıklı Beslenme ve Hareketlı̇ Hayat Daı̇re Başkanı Doç. Dr. Nazan Yardım okul yemeği ile ilgili uluslararası örneklerden sonra ülkemizde okul yemeği uygulamasının nasıl yapılacağına dair bir de öneri sunuyor:
“En azından ilkokul çocukları için 3 kap yemeğin Sağlık Bakanlığı analizini de yaptı, fizibilite çalışmasını da yaptı. Ne kadar para gerektiğini Maliye Bakanlığımızla da paylaştık, Milli Eğitim Bakanlığımızla da paylaştık ve Cumhurbaşkanlığının stratejik planında okul yemeği programı, kalkınma planlarında -son kalkınma planımızda da- Milli Eğitim Bakanlığının yapacağı ilgili stratejik işler içerisinde çok şükür yer aldı. İnşallah bundan sonraki yıllarda...”
Dilekçe Komisyonu Başkanı AKP Milletvekili Belma Satır ise toplantıda Nazan Yardım’a okul yemeği programının pilot mu Türkiye geneli mi olduğunu soruyor. Doç. Dr. Nazan Yardım Satır’a şu yanıtı veriyor:
“Şöyle, bizim önerimiz şu şekilde oldu: Eğer Maliye Bakanlığının ve devletimizin gücü yetiyorsa bütün ülke için olmalı çünkü batıda da obezite var biliyorsunuz, bu çocukların sağlıklı beslenmesi için. Çocuklar için de bir çorba, bir ana yemek ve bir meyve, bir süt, bir ayran dönüşümlü yeterli, hani bizim sofralar gibi dört çeşit olması gerekmiyor ama bütçe sıkıntısı çünkü bizde 6 milyon çocuk ilkokulda var, 11 milyon çocuk da ortaokul, lise maşallah yaklaşık 18 milyonluk bir çocuk grubumuz var. İlkokul öncesine ve 6 milyona güç yetiyorsa tamam ama eğer yetmiyorsa bizim önerimiz; fakir çocukların -İngiltere onu yapıyor- desteklenmesi olabilir. Yani İngiltere’de şu anda da bazı özel okullarda olduğu üzere aile yetiyorsa kendi veriyor, fakir çocukları hükümet destekliyor; bu, gündeme gelebilir. Bu da beğenilmezse o zaman belki bütçeye göre hükümet kendi programında öncelikli bölge de seçebilir…”
“Kişiler, yoksulluktan daha çok ekmek yiyor”
Doç. Dr. Nazan Yardım ayrıca konuşmasında Türkiye’de kadınlarda yüzde 25’lere, dörtte 1’lere varan bir anemi olduğunu, erkeklerde bu oranın yüzde 5, tüm toplumda ise yüzde 13 olduğunu belirten çok çarpıcı bir açıklama yapıyor. Bunun nedeni ile ilgili ise şu çarpıcı ifadeyi kullanıyor:
“Kişiler, yoksulluktan daha çok ekmek yiyor ama iyi ekmek yemiyor ve sonra bu çocuklar okullarda, Millî Eğitim Bakanlığının önüne ve bizim önümüze yetersiz ve hasta çocuklar olarak geliyor. Sağlık Bakanlığı kendi görevini yapıyor; çocuk hastaneye geliyor, tedavi ediyor, gönderiyor ama iş öyle değil biliyorsunuz.”
Toplantıda Engelli̇ Bakım Hi̇zmetleri̇ Dai̇re Başkanı Hulusi̇ Armağan Yıldırım söz alarak, beslenme yetersizliğinin aynı zamanda engellilik sebepleri arasında yer aldığını belirtiyor. Mı̇lli Eğı̇tı̇m Bakanlığı Destek Hı̇zmetlerı̇ Genel Müdürü İsmaı̇l Çolak ise taşımalı eğitimde yemek verildiğini fakat yemek yemeyen öğrencilerle ilgili planlarını ise şu dikkat çekici sözlerle açıklıyor:
“Yemek yemeyen öğrencilerimizin de, Okul Yemeği Programı kapsamında tedrici (derece derece) bir geçiş söz konusu olacak; o da muhtemelen bu yılki bütçeyle ilgili bir sorun çözülürse inşallah bu yıl 2020-2021 Eğitim Öğretim Dönemine bu yetişecek, bu bilgiyi de paylaşmak istiyorum.”
Yetersiz beslenmenin, kansızlığının, bodurluğun, obezitenin ülkemizde bu derece yaygın olduğu gerçekliğin bildikleri halde ne Sağlık Bakanlığı ne de Milli Eğitim Bakanlığı 2020-2021 yılında ülke geneline yayacakları “Okul Yemeği” programını hayata geçirmediler. Ne de hedefledikleri kronik açlığı, bodurluğu ve obeziteyi yüzde 5-10 oranında azalttılar. Yoksulluk derinleşti, bodurluk da obezite oranları da arttı.
Dünya Gıda Örgütü 2022 verilerine göre, Türkiye'nin 82,3 milyonluk nüfusunun yüzde 18'ine denk gelen 14,8 milyon kişi yetersiz besleniyor. Birleşmiş Milletler 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ise Türkiye'de yetersiz beslenme yaygınlık oranını yüzde 2,5, beş yaş altı çocuklardaki bodurluk oranını yüzde 5,5 olarak gösterdi.
Yetersiz Beslenme ile ilgili ulusal ve uluslararası araştırmaları tarayarak edindiğim sonuçlar şöyle:
· Yetersiz beslenme, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerini olumsuz etkiler.
· Yetersiz beslenme çocukların eğitim potansiyelini, öğrenme kapasitesini ve yaşam kalitesini etkiler.
· Yetersiz beslenme, bebek ve çocuk ölümlerine neden olur.
· Yetersiz beslenme vücudun bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini azaltır, kronik hastalıkları kalıcı hale getirir.
· Yetersiz beslenme öğrenme güçlüğüne neden olur,
· Yetersiz beslenme nedeniyle öğrenme güçlüğü çeken pek çok kişi öğrenme yoksulluğu ile karşı karşıyadır,
· Öğrenme güçlüğü olan kişilerin yetersiz beslenme olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuştur.
TÜİK, UNICEF Türkiye ile iş birliğinde geçtiğimiz haftalarda "İstatistiklerle Çocuk, 2023" raporunu yayınladı. 2023 yılında maddi yoksulluk yaşayan çocukların sayısı 7 milyon 34 bin olurken, çocuk işçilik oranı ise yüzde 22.1 oldu. 2020 yılına tekrar dönersek çocuk işçiliği oranı yüzde16,2, yani çocuk işçiliği üç yılda yüzde 6 artmış.
Yoksulluğun, yetersiz beslenmenin çalıştırılan çocukların çoğalmasının nedeni uygulanan neoliberal politikalarla, zenginler ve yoksullar arasındaki servet uçurumunun derinleşmesi.
Ve sorumluları, araştırmaları, toplantıları sadece tutanaklar için düzenleyip “seçimden seçime” yoksulluğu, büyümeyen çocukları hatırlayan sahte siyasetçiler.
Doç. Dr. Nazan Yardım halen okul beslenmesinin Sağlık Bakanlığı’nda “sanal ya da sözlü sağlıklı yiyecek” sunumundan çıkıp tüm okullarda “ivedilikle uygulanması” gerektiğini düşünüyor mu bilmiyorum ama kendisinin sözleriyle bitirelim “bizim önümüze yetersiz ve hasta çocuklar geliyor. Sağlık Bakanlığı kendi görevini yapıyor; çocuk hastaneye geliyor, tedavi ediyor, gönderiyor ama iş öyle değil biliyorsunuz.”
Evet o iş öyle değil, yetersiz beslenmeye devam ediyor çocuklar, okula aç gidiyorlar bu nedenle okul yemeği hemen şimdi!
(HF/AS)