Zeynep Göl'le tanışın.
18 yaşında.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde sınıf öğretmenliği bölümünde 2. sınıftaydı.
Deprem oldu.
Evine bir daha giremedi. Uzun süre yardım göremedi. Annesini alıp Kartal'daki Huzurevi'ne geldi.
Okulu da yarım kaldı.
"Okulun ne zaman açılacağını bilmiyoruz. Açılsa da oraya dönebilir miyiz? Artık Van'da hayat yok. Oturabileceğim bir evim yok. Sürekli sarsıntı var. Bütün binalar hasarlı. Okul çok uzun süre açılamaz. Ne yapacağımı bilmiyorum" diyor.
Zeynep, kimsenin mağdur olmayacağı bir ara formül bulunmasını istiyor. Bu formülü de haliyle "büyüklerine" bırakıyor.
Çok mantıklı, değil mi?
Öğrenciler, gittikleri şehirlerdeki üniversitelere nakledilmek istiyorlar.
Ya da hayatları düzene girene kadar diğer üniversitelerde kısa dönemli misafir kadroları açılmasını umuyorlar.
Kısaca,
Birilerinin onların yaşadığı felaketlere bir de eğitim çentiğini atmamak için bir şeyler yapmasını bekliyorlar!
Bunun için Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) dilekçe vermişler, telefon açmışlar ama elbette cevap alamamışlar.
Zeynep, "Bir kere mağdur olmaya görün, arkası kesilmez" diyor.
Van Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Turan Keskin ise, "Van dışında oturan öğrencilerin tamamı şehirlerine döndü. Okulun Nisan'a kadar açılmayacağı açıklandığındaysa herkes il dışına çıktı. Nüfusun dörtte biri bile orada değil. Van Üniversitesi'nin zemini sağlam değil; bunu herkes biliyor. Bu şartlarda orada eğitim yapılmasına imkân yok. Bir ara formül ya da tam bir formül bulunması gerekiyor" diyor.
Yani herkesin istediği, gelecekleriyle ilgili bir tek cevap.
"Ne olacak?"
YÖK'e, Van Yüzüncü Yıl'daki 20 bini aşkın öğrenciyle ilgili tek soruyu sormak için yeterli bilgiyi edindiniz.
Şimdi YÖK'ün cevaplarına bakalım:
Eğitim-Öğretim Dairesi görevlisi 1: "Valla bilmiyorum. Çalışmalar vardır."
Eğitim-Öğretim Dairesi görevlisi 2: "Bir karar verilmedi. Yönetimle konuşmanız daha doğru olur."
Özel Kalem: "Basın İlişkilerle konuşmanız daha doğru olur."
Basın ve Halkla İlişkiler görevlisi: "Üniversite yönetimiyle, YÖK arasında görüşmeler vardır. Bu konuda kimseyle görüşemezsiniz. Çalışma yapılıyordur."
20 bin öğrencinin geleceği, YÖK'ten alamadıkları cevaplara, şaibeli çalışmalara bırakılamayacak kadar önemli.
Eğitim Öğretim bölümüyle bu işi takip eden arkadaşları adına konuşan Zeynep de, ısrarları sonucu, "Sizinle ilgili toplantı yapıldı ama karar yok" cevabını aldı.
YÖK'ün, zaten mağdur olan binlerce öğrenciyi kendi gelecekleriyle ilgili aydınlatması ve konuyla ilgili en doğru kararı vermesi bir zorunluluktur.
YÖK'ün "çalışmalarını" şeffaf tutup hızlandırmasını diliyoruz. (IC)