Evy Baby'nin son reklamı bir asker koğuşunda geçiyor, reklamın sloganı "Bu koğuş bebek kokuyor." Çocuklardan biri komutan rolünde, diğerleri asker. Evy Baby bebek bezi firmasının amacı (tabii ki sadece) daha fazla kâr elde etmek, pazar payını genişletmek. Bunun içinse daha fazla bez satması gerekiyor.
0-2 yaş grubundaki çocukların hangi bebek bezini kullanacaklarını seçmesi beklenemeyeceğinden, firmanın reklamla etkilemeyi tasarladığı kitle, aslında bu çocukların ebeveynleri. Kapitalist sistemde kâr getirdiği sürece her yol mübah, militarizm dahil. Demek ki firma, ailelerin militarist eğilimini fark etmiş, onaylamış, ekranlara da taşımış.
Çocuk hakları mı? Bir tarafta kâr varsa, çocuk hakları hoş bir seda...
Koğuşların bebek kokması iyi bir şey midir ki!
Türkiye'de ordu kendisini "cumhuriyetin ve demokrasinin bekçisi" olarak dayattığı ve bu "Her Türk asker doğar" algısıyla baş tacı edildiği sürece reklamın para getireceği de hemen hemen kesin. Türkiye sorunlarını operasyonlarla çözerken, çocuklar böyle bir ortamda kandan bayraklar yapmaya teşvik edilip, orduya yaptıkları bağış "seve seve" kabul edilirken kapitalizm bu reklamlara rağbet etmese şaşmak gerek.
Militarizm hayatın ayrılmaz bir parçası; asker oğlu ölen anne ve babalar "Bir evladım daha var, gerekirse onu da gönderirim" dedikçe, kapitalizmin çocukları toplumun gördüğü imajla yansıtması o kadar normal ki...
Reklamdaki gibi: ayaklarında postallarla çocuk askerler, bebek kokan koğuşlar...
Çocuklar ölebilir yarın,
Hem de ne sıtmadan, ne kuşpalazından,
Düşerek de değil kuyulara filan;
Çocuklar ölebilir yarın,
Çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın,
Çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında
Arkalarında bir avuç kül bile değil,
Arkalarında gölgelerinden başka bir şey bırakmadan.
(Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz?, Nazım Hikmet, 1962)
Çocuklar asker değil!
Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne (ÇHS) göre devletlerin çocuğa yetişeceği uygun ortamı sağlama yükümlülüğü var. Koğuşların çocukların yetişmesi için uygun bir ortam olmadığını sözleşmelerle ispat etmeye aslında hiç gerek yok.
Şüphesiz ki çocukların psikolojik ve fizyolojik olarak uygun şekilde gelişmesi için barış ortamı çok daha uygun. Evy Baby buradan yola çıksaydı, muhtemelen vicdani olarak böyle bir reklam çekmeyecekti. Uluslararası hukuk insanların vicdanına (nedense!) pek güvenmiyor olsa gerek. Yoksa ÇHS'nin 38. maddesine ne gerek vardı ki!
- Taraf Devletler, 15 yaşından küçüklerin çatışmalara doğrudan katılmaması için uygun olan bütün önlemleri alırlar.
- Taraf Devletler, özellikle 15 yaşına gelmemiş çocukları askere almaktan kaçınırlar. Taraf Devletler, 15-18 yaş arasındaki çocukların silah altına alınmaları gereken durumlarda, önceliği yaşça büyük olanlara vermek için çaba gösterirler.
ÇHS'de belirtildiği üzere 15 yaşından küçüklerin askere alınması söz konusu bile olamaz. Evy Baby'ye kötü haber: Türkiye bu sözleşmeye taraf olduğu sürece koğuşlar muhtemelen hiçbir zaman bebek kokmayacak!
"Yok olmasın günlerimiz çocukların avuçlarında"
İnsanlar sizi çağırıyorum:
Kitaplar, ağaçlar ve balıklar için,
Buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli sokaklar için,
Üzüm karası, saman sarısı saçlar ve çocuklar için.Çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
Günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
Çocukların avuçlarında yeşerecekler.
(Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz?, Nazım Hikmet, 1962) (GG/TK)