“Biz kanatlarımız olduğunu hayal ederken, gökyüzünden ölü güvercinler düştü üstümüze.”
Leyla’nın sözleri bunlar. En yakın arkadaşı Samar ile birbirinden renkli hayaller kurup, oyunlar oynarken bir gün savaşın soğuk yüzüyle karşılaşan çocuk Leyla’nın sözleri…
Usta yazar Çiğdem Sezer, çocukların gözünden savaşın üzerimizde bıraktığı izleri etkileyici bir kurguyla Yeryüzü Güvercinleri’nde bize anlatıyor. Çiğdem Hanım bence çok iyi bir anlatıcı. Onun çocuklar için yazdığı hikâyeleri okurken yarattığı dünyanın içine girmek, anlattığı sokaklarda, evlerde ve hislerde dolaşmak hiç de zor olmuyor. Bu yüzden de bir çırpıda ve merakla okunuyor yazıları.

Çocukla ruh hizasında konuşmak ne demek?
Yeryüzü Güvercinleri’ni okurken ben de sanki anlatıcımız Leyla’nın hemen yanındaydım. Leyla’nın gözünden Feramuş Dede’nin şeker veren şefkatli ellerini gördüm, Samar ile Leyla’nın dostluklarına şahit, Ümmü Cemil Teyze’nin balık tezgahına misafir oldum; Eman Nine’nin eteklerinin dibinde oturarak korkularımdan uzaklaşmaya çalıştım. Leyla’nın abilerinin ve babasının canlarını hiçe sayarak ülkeleri için savaşmaya gittikleri o sabahın serinliğini ta yüreğimde hissettim. Savaşmak zorunda kalan erkekler, evde açlık, sefalet ve can korkusuyla baş başa kalan çocuklar, kadınlar ve yaşlılar. Bir şehrin, ülkenin yerle bir olması, anıların; hayallerin ve umutların toz bulutuna dönüşerek yok olması çok korkunç!

(Resimleyen Büşra Kaygın Gafarov) (Sayfa 120) (8-12 yaş)
Savaşın insanlara, hayvanlara, kentlere neler yaptığını her gün gazetelerde okuyor, haberlerde izliyoruz. Üzerine söyleyecek çok sözümüz var biliyorum ama ben bu yazımda barışa dair sözcükler kullanmak istiyorum. Tıpkı yazarın savaşın karanlık tarafını anlatırken bir çocuğun gözünden ve kalbinden bize barışın ne denli mühim olduğunu anlatması gibi.

Atölye BİA’dan “Çocuk Odaklı Habercilik Atölyesi”: Çocuğun özne olduğu bir medya nasıl mümkün?
Yeryüzü Güvercinleri, savaşın kalbinde kalan çocukların hayata tutunabilmek için masallara, resimlere, hayallere, geleceğe ve barışa olan inançlarını nasıl diri tuttuklarını şiirsel bir dille bize aktarıyor. Savaş yüzünden ayrı düşen Samar ve Leyla’nın en çaresiz hissettikleri anlarda ortak anılarına tutunmalarını okurken gözlerimiz nemlense de biz barıştan yana insanlar; barışın tüm dünyaya yemyeşil bir örtü gibi serileceği, çocukların huzurla büyüyeceği, yetişkinlerin hırslarının törpüleneceği, çiçeklerin renklerinin daha canlı, hayvanların seslerinin daha cesur ve korkusuz çıkacağı günleri hayal ediyoruz. Çok mu şey istiyoruz?
Çıkarları için savaşma planları içinde olan koca koca insanların yüreklerini çocukluğun masumiyeti sarsın diliyor ve bu anlamlı eseri 8 yaş üstü tüm okurlara kalpten öneriyorum. Yeryüzü Güvercinleri’ni yazar Çiğdem Sezer kaleme almış ve çizgilerini çok sevdiğim sanatçı Büşra Kaygın Gafarov resimlemiş. Özenli çalışmasıyla bizlere Günışığı Kitaplığı ulaştırıyor. Hepsine barış ve sevgiyle bin teşekkür etmek istiyorum.
(MT)





