Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine temel oluşturan en büyük faktörlerin başında kadınların iş hayatına eşit koşullarda dahil olamaması geliyor.
Hemen hemen her sektörde görülen istihdamda toplumsal cinsiyet eşitsizliği, iletişim ve ifade özgürlüğünün temel uygulayıcısı olan medya sektöründe de gözlemleniyor.
Haber üretimde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bakış eksikliği, medyada kadınların gerçekçi ve çok boyutlu temsiliyetini engellerken, haberlerde yer alan cinsiyetçi söylemin yaygınlaşmasına da zemin hazırlıyor.
Genellikle ana akım medya üzerinden ele alınan medyada cinsiyetçi istihdam tartışmalarında yerel medya ve yerelde kadın gazetecilerin karşılaştığı sorunlar gölgede kalıyor. Ancak, Türkiye’deki yazılı basının büyük çoğunluğunu (yüzde 91,3) yerelde faaliyet gösteren medya kuruluşları oluşturuyor (TÜİK, 2019).
Yerelde demokrasi ve insan haklarının temsiliyeti (Gezgin 2007; Girgin, 2007) açısından kritik öneme sahip olmanın yanı sıra yerel medya ürettiği haberlerle ana akım medyanın gündemini şekillendiren temel bilgi kaynağı işlevini de üstleniyor.
Yerel ölçekte yaşanan olaylara doğrudan erişen ilk gözlemciler olarak kilit rol oynayan yerel gazetecilerin büyük çoğunluğu ise erkeklerden oluşuyor. Yerel medyada kadın gazetecilerin eşit istihdam imkanı bulamaması, hem yerel haber üretiminde hem de üretilen içeriklerde kadın temsiliyetini merceğin dışına itiyor.
Yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitsizliği işe alımda başlıyor
Temmuz 2020 ve Şubat 2021 tarihleri arasında yürüttüğümüz Yerel Medya Veri Tabanı Araştırmasından elde ettiğimiz veriler, yerel medyada istihdam ve işe alımlarda ciddi bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu gösteriyor.
Araştırma kapsamında anket gerçekleştirilen 1222 yerel medya kuruluşunda toplam 4996 çalışan bulunuyor : bu çalışanların ise yüzde 31,3’ünü (toplam 1565 kişi) kadın çalışanlar, yüzde 68,7’sini (toplam 3431 kişi) ise erkek çalışanlar oluşturuyor.
Bu doğrultuda veriler yerel medyada çalışan erkek sayısının kadın çalışan sayısının iki katından daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Görsel 1: Yerel Medyada Çalışan Oranları
Genel çalışan oranlarındaki bu eşitsizlik, kurum başına düşen çalışan oranlarında da gözlemleniyor. Araştırma verilerine göre, ankete katılan kurumların yüzde 37,6’sında hiç kadın çalışan bulunmazken, yüzde 27,3’ünde yalnızca 1 kadın çalışan, yüzde 20’sinde ise 2 kadın çalışan görev alıyor. Bu doğrultuda, veriler bize yerel medyada kurumlarındaki kadın çalışanların genellikle 1 ile 2 kişi arasında sınırlı kaldığını söylüyor.
Yerel medyadaki toplam kadın çalışan sayısının bölgesel dağılımı incelendiğinde, kadın çalışanların genellikle belirli bölgelerde ve büyük şehirlerde bulunan kurumlarda çalıştığı görülüyor.
Coğrafi dağılımda Marmara (toplam 419 çalışan), Ege (toplam 298 çalışan) ve Akdeniz (toplam 260 çalışan); şehir bazlı dağılımda ise İstanbul (96 çalışan), İzmir (92 çalışan) ve Kocaeli (77 çalışan) yerel medyada en yüksek sayıda kadın çalışanın bulunduğu bölgeler olarak öne çıkıyor. Kadın çalışanların belirli bölgeler ve büyük şehirlerde yoğunlaşması, İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu gibi bölgelerde faaliyet gösteren yerel basında kadın temsiliyetinin düşük kaldığının başka bir göstergesi.
Grafik 1: Kadın çalışanların şehir bazlı dağılımı
Çalışan sayılarının yereldeki yayın mecralarına göre dağılımında da kadın çalışanlar büyük ölçüde azınlıkta kalıyor. Yereldeki yayın mecralarının kadın çalışan sayılarında gözlemlenen bu dengesiz dağılım, kadın gazetecilerin daha çok yerel televizyonlarda ve genellikle ekran önünde çalışma olanağı bulabildiğine, ancak basılı ve dijital yayın yapan yerel gazetelerde genellikle erkek gazetecilerin tercih edildiğine işaret ediyor.
Görsel 2 : Kadın Çalışanların Mecra Türlerine Göre Dağılımı
Cinsiyetçiliğin farklı boyutları
Yerel medyada istihdam ve çalışan sayılarında gözlemlenen bu cinsiyet eşitsizliği yalnızca sayılarla sınırlı kalmıyor. Yerel medyada kadın gazetecilerin deneyimlediği cinsiyetçiliğin pek çok boyutu var. 2020 yılının temmuz ayında yerel kadın gazeteciler ile yürüttüğümüz nitel saha araştırması “Yerel Medyada Kadın Gazeteciler: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” sonrasında raporlaştırılan deneyimler yerelde cinsiyetçiliğin farklı boyutlarını gözler önüne seriyor:
“Biz, kadın gazeteciler olarak, birçok yere başvurduğumuzda erkek değilsin, gece yarısı habere gidemezsin diye kapıdan çevriliyoruz. Bunu diyen o kadar çok kurumla karşılıyoruz ki(…) Yerelde kadın daha çok eziliyor. Çünkü yerelde daha çok “Gazeteci erkek olur.” bakışı hâkim. Bildiğimiz birçok ulusal ajans bile yerelde özellikle erkek muhabir tercih ediyor.“ (Yazı İşleri Müdürü, Antalya, 4 senedir gazetecilik yapıyor) |
“İşverenler ne kadar iyi bir gazeteci olup olmadığınızdan çok sizi ‘çocuk doğurup izin kullanır mı, mesaiyi aksatır mı?’ şeklinde değerlendiriyor… Şu an çalıştığım kuruma alınırken mülakatta sorulan ilk iki sorulardan biri “Evli misiniz ve ileride çocuk düşünüyor musunuz?” oldu. Ee diyelim siz bekarsınız, işe başladınız sonradan evlenme veya çocuk sahibi olma kararınızı işvereniniz ile paylaşmak gerilim konusu olur...Erkek gazetecilere bunlar asla sorulmuyor. “ (Muhabir, (Ankara, 5 senedir gazetecilik yapıyor) |
Yerel medyada kadın gazetecilerin istihdamında başlayan bu eşitsizliğin yankıları işe alım sonrasında da devam ediyor. Yerelde kadın gazetecileri “yetersiz” olarak değerlendiren bakış açısı, kadın gazetecilerin sahada görevlendirilmelerinden, haber üretimi sırasında kurdukları iletişime kadar her alanda cinsiyetçi engeller olarak tekrar karşılarına çıkıyor
“Sahadayken asayiş, adliye ya da toplumsal kitle hareketleriyle ilgili haberlerde siz önerilmiyorsunuz çünkü ‘Kadınsın, itilirsin, kakılırsın...’, ‘Oradan haber çıkaramazsın!’, ‘Ağlayarak geri dönersin!’ bakış açısı var. “ (Editör, Mersin, 20 senedir gazeteci olarak çalışıyor) |
“Röportaja gitmek için haber kaynağı ile iletişime geçiyorsunuz sonra gittiğinizde adam diyor ki : ‘Abla ben seni oranın sekreteri filan sandım , gazeteci dediğin erkek olur . “ (Yazı İşleri Müdürü, Diyarbakır, 4 senedir gazeteci olarak çalışıyor) |
“Yalnızca sorunlar değil çözümler de konuşulmalı”
Yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında ilk adım olarak kadın gazetecilerin deneyimlediği eşitsizliklerin görünürlük kazanması oldukça önemli. Yine de, yalnızca sorunlara odaklanmak, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadelede çok boyutlu bir değişim için yeterli değil.
Bunun için, sektörde cinsiyetçiliğe zemin hazırlayan temel faktörlerin tespit edilmesi ve bu faktörlerin engellenmesi için çözüm yöntemleri geliştirilmesi gerekiyor.
Buradan yola çıkılarak, saha araştırması sırasında ve araştırmayı takiben yerel yerel kadın gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen panelde yerel medyada karşılaşılan cinsiyetçi engellere yönelik çözüm önerilerini tartıştık. Bu süreçte ortaya çıkan genel görüş yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin hem yapısal düzenlemeleri hem de sektördeki mesleki etik ve davranışları odağa alan kapsayıcı ve çok boyutlu değişikliler ile sağlanabileceğinin altını çiziyor:
-Yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı istihdam için yasal düzenlemelere ihtiyaç var: Yerel kadın gazeteciler, sektöre girişte eşit istihdamın sağlanması için yerel medya kurumlardaki kadın çalışan kotası uygulanması ve kadın yönetici sayısının artırılmasını teşvik eden yasal düzenlemeler getirilmesini talep ediyor.
-Yerel medyadaki cinsiyet ayrımcılıkları ve meslek hak ihlallerine karşı kadın gazetecilere ifade ve mücadele imkânı sağlayacak destek & dayanışma ağlarının oluşturulması gerekiyor: Yerel kadın gazetecilere göre sektördeki en büyük eksiklik, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve hak ihlallerine yönelik başvurabilecekleri herhangi bir sektörel mekanizma bulunmaması. Bu bakımdan yerel kadın gazeteciler toplumsal cinsiyet temelli hak ihlallerini denetleyen sektör içi şikayet ve destek komisyonlarının kurulmasını, hem kurumsal hem de bireysel ölçekte ihlallere karşı mesleki yaptırımlar (Yayın lisansı iptali, meslekten men etme vb.) getirilmesini hayati buluyor.
-Yereldeki kadın gazetecilerin mesleki örgütler içerisinde eşit seviyede temsiliyet olanağına erişebilmesi gerekli: Temsiliyet, hem sorunların hem de çözümlerin ifade edilebilmesi için bir ön koşul. Ancak kadın gazeteciler yerelde var olan mesleki sendika ve birliklerde bu ön koşulun yeterince sağlanamadığını vurguluyor. Bu yüzden, var olan mesleki örgütler içerisinde kadın üye sayısının arttırılması ve karar alma mekanizmalarına daha çok kadın gazetecinin dâhil edilmesi gerekiyor. Buna ek olarak, kadın gazetecileri odağa alan ve mesleki dayanışmayı güçlendirmeyi hedefleyen yeni mesleki birlik ve sivil toplum örgütlerinin oluşturulmasına da ihtiyaç var.
-Yerel medyada toplumsal cinsiyet eşitliğini bilincinin geliştirilmesi farkındalık ve eğitim faaliyetleri ile desteklenmeli: Yerel medyada deneyimlenen cinsiyet eşitsizliğinin temel kaynaklarından biri bu konudaki farkındalık ve mesleki etik eksikliği. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dair mesleki etik ve ilkelerin geliştirilmesi için iletişim fakültelerinde toplumsal cinsiyet, medyada cinsiyet eşitliği ve hak temelli haberciliğe yönelik zorunlu eğitim modülleri oluşturulması, bu alanda verilen mesleki eğitimlerin yerel ölçekte yaygınlaşması gerekiyor.
Yerel Medya Hakkında Daha Fazlası İçin:
Yerel Medya Veri Tabanı Araştırması
Yerel Medyada Kadın Gazeteci Olmak: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Araştırma Raporu
Yerel Medyada Kadın Gazeteciler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Görünürlük Kampanyası
(Dİ/YE/EMK)