2009 yerel yönetim seçimlerinde İstanbul’da 1 Büyükşehir ve 29 Büyükşehir ilçe belediye başkanlığı için seçim yapıldı. Bu seçimlerde 1 Büyükşehir ve 26 ilçe belediye başkanlığını Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kazanırken, 12 ilçede Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve 1 ilçede de Demokratik Sol Parti (DSP) belediye başkanlığı kazanmıştı.
2009 yerel yönetim seçimlerinde Şişli ilçesinde belediye başkanlığını DSP’den kazanan Mustafa Sarıgül 2014 yerel yönetim seçimlerinde CHP’den Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak seçime katılınca İstanbul’da belediye başkanlıklarının AKP ile CHP arasında paylaşılması gibi bir durum çıktı ortaya. Bu da İstanbul’un iktidar - ana muhalefet arasında bir yarış alanına çevrilmiş olduğunu gösteriyor. 2009 yerel yönetim seçimlerinde ortaya çıkan bu durumun, 2014 seçimlerinde de aynısıyla sürüp/sürmeyeceği önemli bir konu. Çünkü bu olgu İstanbul yerel yönetim seçimlerinin salt genel politikalar üzerinden mi, yoksa hem yerel hem de genel politikalar üzerinden mi yürüyeceğini de belirleyecek.
2009'da Belediye Başkanlığını kim, nasıl kazanmış?
İstanbul 6360 sayılı Büyükşehirler yasasıyla belediye sınırları değişmeyen iki ilden biri. Çünkü 2009 yerel yönetim seçimlerinde de İstanbul’un il mülki sınırları aynı zamanda Büyükşehir belediye sınırlarıydı. Dolayısıyla 2007 genel milletvekili seçimi il sınırıyla 2009 belediye başkanlığı Büyükşehir ve Büyükşehir ilçe sınırları aynı olduğu için iki seçimin sonuçları birinci parti açısından karşılaştırılabilir bir seçmen kitlesini tanımlıyor. İşte bu seçmen kitlesi 7 Büyükşehir ilçesinde seçimin türüne göre farklı partileri birinci yapmış. Bu 7 ilçenin 6’sında belediye başkanlığını CHP kazanırken milletvekili seçimlerinin birinci partisi AKP oluyor. 1 ilçede ise belediye başkanlığını DSP kazanırken milletvekili seçimlerinin en çok oy alan partisi CHP oluyor.
2009 belediye başkanlığı seçimlerinde CHP 12 Büyükşehir ilçesinde belediye başkanlığı kazanırken bu başkanlıkları 4’ünü (+) aday etkisiyle kazanıyor. Bu 4 ilçe 2007 milletvekilliği seçiminde (Avcılar, Büyük Çekmece, Maltepe, Silivri) AKP’nin birinci olduğu ilçeler. Ayrıca 2007’de (Ataşehir, Kartal) AKP’nin birinci olduğu diğer 2 ilçe iken, belediye başkanlığını yine CHP, -bu kez- rekabet ortamındaki bir seçim sonucunda kazanmıştı, ama burada CHP adaylarının (+) aday etkisi değil, AKP adaylarının negatif etkisinden (partilerine oy kaybettirmesinden) kaynaklanıyor.
2009 yerel yönetim seçimlerinde Şişli ilçesinde belediye başkanlığı kazanan DSP bu seçimi (+) aday etkisiyle kazanırken o ilçenin 2007 seçimlerindeki birinci partisi CHP’ydi.
İstanbul 2009 yerel yönetim seçimlerinde belediye başkanlığı yarışında 39 ilçenin 33’ünde ya aday etkisi yok ya da negatif aday etkisine karşın o ilçede birinci konumdaki parti seçimi kazanmış. Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir ilçelerinin sadece yüzde 15’inde 2009 yerel yönetim seçimlerinde yerel gündem ve aday yarışı gündeme gelmiş. Bu olgu da yerel seçimlerde, İstanbul’un ilçelerinin yüzde 85’inde partilerin önem taşıyıp, adayların pek belirleyici olmadığı kanısını pekiştiren bir bulguya kanıt oluşturuyor.
2009 İstanbul yerel yönetim belediye başkanlığı seçimlerinde seçimi kazanan partiyle onu izleyen parti arasındaki oy oran farkı kayıtlı seçmen bazıyla 0,8 puanla 41,2 puan arasında değişiyor. İlk iki parti arasındaki bu fark kapanabilir, zor kapanır ve kapanamaz farklar olarak ele alınacak olursa Büyükşehir dahil İstanbul’un 22 ilçesinde 0,8 puanla 10 puan arasında kapanabilir oy oran farkının ağırlık kazandığı görülüyor. Örneğin Büyükşehir açısından bu fark 6,1 puan düzeyinde.
İstanbul ilçelerinin 10’unda ilk parti arasındaki puan farkı 20 puanın üstünde kapatılamaz bir düzeye ulaşırken, 8 ilçede ise zor da olsa kapatıladabilir (10-20 puan arası) noktasında bulunuyor. Bu olgu da 2009 yerel yönetim belediye başkanlığı seçimlerinde İstanbul seçmeninin sergilediği bir başka eğilim.
2009 – 2011 sonuçlarından 2014 seçimlerine bakış
2011 genel milletvekili seçimlerinde İstanbul’un 6 ilçesinde CHP birinci parti olurken, AKP 39 ilçenin 33’ünde en çok oyu alan parti oluyor. 6360 sayılı Büyükşehir yasası çıkarılırken 3 ilçenin sınırlarında küçük yer değiştirmeler yapılarak (Arnavutköy’ün bir kısmı Çatalca’ya, B.Çekmece’nin bir kısmı yine Çatalca’ya, Şişli’nin bir kısmı Sarıyer’e bağlanarak) 5 ilçenin kayıtlı seçmen sayılarında küçük değişiklikler oluştu. Bu oluşum da Sarıyer’in 2011 seçimlerindeki birinci partisinin CHP yerine AKP olmasına neden oldu. (Bir gerrymandering olayı daha. Yani küçük sınır değişikliğiyle ilçenin birinci partisinin değişmesini sağlama uygulaması.)
Böylece 2009 seçimlerine girerken 2007 seçimleri dağılımının, 2014 seçimlerine girerken 2011 seçimleri dağılımına 1 ilçe daha ekleyerek güçlendirme yoluyla yerel seçimlere taşıma politikası İstanbul’da tekrar gündeme gelmiş oluyor.
2014 yerel yönetim seçimleri İstanbul’da 2009 yerel yönetim seçimi sınırlarıyla aynı sınırlar içerisinde yapılacak. Bu seçimlerde Büyükşehir ve İstanbul’un 38 ilçesinde AKP ile CHP yarışı yaşanacak. Bir tek Sultanbeyli ilçesinde AKP 2011’in bağımsızlarıyla yarışma konumunda kalırken yarışının birincisiyle ikincisi arasındaki oy farkının 50,4 puan oluşu, ortada bir yarışma olasılığının da olmadığını gösteriyor.
2011 seçim sonuçlarıyla 2014 yerel yönetim belediye başkanlığı seçim değerlendirmesi nasıl bir sonuç çıkabilir sorusundan çok, ‘hangi gelişmeler ne gibi yansımalar ortaya çıkarabilir’ gibi bir soruya yanıt olabilecek veriler sunar. Örneğin AKP’nin İstanbul’da Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini kazanması, oylarını artırmasına bile gerek olmadan sadece oy kaybetmemesine bağlı olduğunu söylemek mümkün. Aşağıdaki üç durum (hepsi ya da biri);
- AKP belediye başkan adayının (K. Topbaş’ın) seçmen üzerinde olumsuz etki yaratarak negatif aday etkisi yoluyla oy kaybına neden olması,
- AKP seçmeninin genel politik yansıma ve yeni değerlendirmeler ışığında 2011 seçimlerinde oy verdiği partisine oy vermekten vazgeçmesi,
- AKP’ye muhalif seçmenlerin önemli bir bölümünün AKP’nin en güçlü rakibi CHP adayını desteklemek üzere birleşmesi,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonucunu belirleyecek. Çünkü CHP belediye başkan adayının (M.Sarıgül’ün) seçimi kazanabilmesinin olmazsa olmaz koşulları var. Bu koşullardan birisi; 2011’de AKP’ye oy vermiş seçmenlerden 5-6 puanlık kısmının doğrudan CHP adayına oy vermesi, diğeri ise; yeni seçmenlerden, seçmeyenlerden (2011 seçimlerinde oy vermeyen ve oyu geçersiz sayılan seçmen) ve AKP muhalifi CHP dışı partilere oy veren kesimden 5-6 puanlık destek sağlamasıdır, denebilir.
İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin sonucunda AKP’nin başarısı oy kaybetmemeye, CHP’nin başarısı ise hem AKP’den hem de kendi dışındaki muhaliflerden oy kazanmaya bağlı. İlçeler ayrımında olası seçim sonuçları değerlendirmesi ise genelden daha karışık, çünkü iki partinin oy potansiyelleri ilçeden ilçeye önemli farklılıklar gösteriyor.
Mahalle satüleri farklılaşmalarına göre seçmenlerinin dağılımı
İstanbul 39 ilçe ayrımıyla, ilçeler içerisinde homojen seçmen yapılarına sahip ve kolaylıkla analiz edilebilir siyasal yönelişler sergileyen bir il değil. İlçeler kendi içlerinde farklı sosyal ve ekonomik kesimleri barındırmalarının ötesinde, birbirleriyle benzeşen ve farklılaşan siyasal yönelişleri de sergileyebiliyorlar.
2011 seçimlerinde AKP İstanbul ilçelerinde kayıtlı seçmenlerin yüzde 21,9’uyla yüzde 55,5’i arasında değişen oranlarda oy aldı. Buna karşın CHP’nin oy oranları ise , yüzde 12 ile yüzde 53,4 arasında gidip-geliyor. Bu oy dağılımının toplam İstanbul’a ve İstanbul’un statülerine* göre mahallelerine dağılımı, seçmenlerin oy verdikleri partilere göre genel seçmen kitlesiyle benzeşme ve farklılaşmalarını da ortaya koyuyor.
2011 seçimlerinde AKP İstanbul kayıtlı seçmeninin yüzde 41,7’sinin oyunu alırken, üst-en üst statülü mahallelerden 4,3 puan (yüzde 27,5 oranında oy), orta-orta üst statülü mahallelerden 16,9 puan (yüzde 43,1 oranında oy), kır ile orta alt ve daha alt statülü mahallelerden 20,5 puan (yüzde 45,4 oranında oy) düzeyinde oy topluyor. Oysa CHP seçmeni bu görünümün tersi bir oy dağılımı sergiliyor. İstanbul’da yüzde 26,4 olan CHP’nin oy oranı üst ve en üst statülü mahallelerde yüzde 41’e ulaşırken (6,4 puan), orta ve orta üst statülü mahallelerde yüzde 24,5’e (9,6 puan), kır ile orta alt ve daha alt statülü mahallelerde ise yüzde 23’e (10,4 puan) geriliyor. Yani alt toplumsal kesimlere doğru gidildikçe AKP’nin oyu artarken CHP’nin oyu azalıyor. Ama iki parti arasındaki seçmen destek farkı toplumun en üstteki üçte birlik kesimi içinde AKP’yi yüzde 33,5’lik, CHP’yi ise yüzde 34,5’lik oy oranlarıyla dengeliyor. Sonra da toplumun üçte ikilik kesimi içinde AKP ağırlığını yüzde 46,6’ya yükseltirken, CHP’yi ise yüzde 22,6’lık orana doğru geriletiyor.
AKP ve CHP hariç diğer partilere oy veren seçmenler dışında kalan MHP seçmenleriyle, seçmeyenler (oy kullanmayan ve oyları geçersiz sayılanlar) AKP ile CHP arasındaki duran bir konumu tanımlarken, diğer parti seçmenleri AKP’ye daha yakın bir noktada görünüyorlar.
AKP ve/ya da CHP’ye oy veremeyenlerden oluşan siyasal kesim, toplam seçmenlerin üçte birini oluşturan ve seçimi etkileyebilecek potansiyele sahip önemli bir güç. Ama bu güç -şu andaki konumuyla- ağırlığı her ne olursa olsun, mevcut yapıyı değiştirme potansiyeline ancak AKP ve/ya da CHP üzerinden sahip görünüyor. 2014 İstanbul yerel yönetim seçimlerinin önemi ve ağırlığını belirleyen de, işte bu nokta. (ST/HK)
14 Mart: İzmir ve Aydın.
* Veri Araştırma A.Ş. tarafından geliştirilen sosyal farklılığın mekana yansımasını gösteren Mahalle Statüleri Veritabanı’ndan yararlanarak hesaplanmıştır. Mahalle Statüleri Veritabanı (20 bin ve üzeri nüfuslu) tüm Türkiye kentleri için Mahalle Statü katmanlaşmasını gösteren ve dönemsel ya da yıllık verilerle sürekli güncellenen bir veri setidir. Bu veritabanında kentsel Türkiye’nin tüm mahalleleri; arsa metrekare değerleri, mahalle yerleşik nüfusunun eğitim düzeyleri ve mahalle gözlem değeri istatistiklerinden yararlanarak 7’li bir statü tabaka yapısına göre ayrıştırılarak indekslenmiştir. En üst’ten en alt sosyo-ekonomik tabakaya kadar 7 katmanlı bu mahalle statü yapısında üst 2, orta 3 ve alt sosyo-ekonomik statüler de 2 tabakadan oluşmakta ve bu tabakalarda yaşayan hanelerin gelir ve harcama trendleri de –il’den il’e değişmeler gösterse de- benzer yönelişler sergilemektedir. Veri Araştırma A.Ş. tarafından oluşturulmuş Mahalle Statüleri Veritabanı bu çalışmada da esas alınmış ve partilerin hangi toplumsal tabanlardan oy aldıklarına ilişkin bulgular da söz konusu veritabanının ürünü olarak kullanılmıştır