Yerel Seçim Tombaladan Farklı Olsun Diye...

Fön çekilmiş fiyakalı saçları, düzeltilmiş kaşları, bıyıkları ve yanık sesli şarklı delikanlının fondöten fışkıran yüzlü Unkapanı ve Bollywood karışımı kaset kapağını anımsatan renkli fotoğrafları ile yerel seçim adayları medyada görünmeye başladı.

Biraz misyon biraz vizyon baharatlı halkın adayı tabloları, pek yakında sokak aralarında tüpgaz ve damacana su minibüsleri ile yapılacak yüksek volumlü müzik neşriyatıyla tamamlanacaktır!

Sekiz yaşındaki kızımı hıçkırıklara boğan Elena’nın elenmesi gibi pek hakça bulmadığım bir süreç işliyor şu seçimlerde!

Adayların belli olması ile seçimin yapılması arasındaki süre adayları tanımaya yeterli değil. Ayrıca, memleketteki “her 70 kişiden birinin aday olduğu” bu yerel seçime katılacak olan muhtardan büyükşehir belediye başkanına kaç aday web sitesi oluşturup kendisini ve projelerini en saydam şekilde elektronik ortamda tanıtacak; kaç aday icraatı sırasında ve dönemi bittiğinde de yine aynı sitede hesap verecek seçmenlerine; çok merak ediyorum doğrusu...

Gazete köşelerinde sürüneceğime (!) aday olsaydım eğer; sorulacak soruların on-line yanıtlanacağı interaktif bir site oluşturup, en azından aşağıdaki bilgileri dürüstçe sunardım seçmenlerime. Belki de bütün yerel adaylarla bir araya gelip şemsiye bir aday.net sitesi oluşturur, tüm adaylar gibi ben de bir link alır ve kendimi bu site üzerinden tanıtırdım...

Peki sizce, Bursa’daki bütün sivil toplum kuruluşları siyaset üstü bir ortak bildiriyle yerel yönetim adaylarından aşağıda listelenen bilgileri talep edemez mi, vermeyen adayları seçimlerde yok sayacağını açıklayamaz mı ve bu bildiriyle Türkiye’ye örnek olamaz mı? Olur!

Bursa’nın “yerel seçim” sivil girişimi

Örneğin hemen şu günlerde; “Biz Bursa’nın sivil toplum kuruluşları, 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde, hangi siyasî görüşe sahip olursa olsun, tüm yerel adayları aşağıda listelenen bilgileri cesaretle ve olabilecek en saydam şekilde kamuoyu ile paylaşmaya; Bursalı seçmenleri de; oylarını, kendileri ile ilgili bu bilgileri toplumla paylaşan, her yönüyle tanıyıp emin oldukları adaylara vermeye davet ediyoruz” gibi bir girişle bir sivil girişim başlatılabilir:

* Detaylı özgeçmiş, başarı ve başarısızlık öyküleri

* Propaganda ilkeleri

* Göreve başladıklarında uyacaklarını taahhüt edecekleri değerler, küresel vatandaşlık ilkeleri, insan hakları ve çevre vizyonları

* Kendi kalemlerinden küresel, ulusal ve yerel vizyonları

* Görev dönemlerinde Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelere başlayacağı varsayımıyla AB vizyonları

* Yeni kamu yönetimi reformu yasa tasarısı hakkındaki görüşleri, değişiklik önerileri

* Kendi anlatımlarıyla sicilleri (Yeni bir Bayhan sendromu daha yaşamamamız için!)

* Hangi özelliklerine dayanarak aday oldukları; farkları

* Aileleri, eşleri, çocukları hakkında bilgi

* Mal varlıkları

* Mensup oldukları siyasî partiyi veya görüşü benimseyiş sebepleri

* Hangi sivil toplum kuruluşlarının üyesi oldukları, fiilen katıldıkları etkinlikler, projeler

* Çalışmayı düşündükleri bürokrat ve danışman adaylarının detaylı özgeçmişleri

* Hedef oy kitleleri, neden bu kitleyi önemsedikleri

* Çocuklar, gençler, kadınlar, dezavantajlı gruplar için düşünceleri

* Bütün yerel projeleri, kaynakları, bütçeleri ve tamamlanma tarihi ile ilgili öngörüleri

* Öncelikle yapmayı taahhüt ettikleri ilk on işin listesi

* Okudukları, etkilendikleri filozoflar, yazarlar, şairler

* Sevdikleri, izledikleri kültür ve sanat etkinlikleri

* Görev dönemi sonrası için kişisel hedefleri, vb...

Malûm; iyi yönetişim ilkeleri, hizmet sırasında iletişimde bulunulacak tüm paydaşlara saydam ve hesap verebilir olmayı öngörüyor.

Bir seçimin tombaladan farklı olması gerektiğinden hareketle (!), ben kendi yerelimde yukarıdaki bilgilerini kolay ulaşılabilir şekilde sunarak seçmenine gerçekten saygı duyduğunu kanıtlayan adaylar dışında kalan adayları kesinlikle “yok sayacağım” 28 Mart seçimlerinde.

Sizce siyasî partiler de aday adaylarından veya adaylarından böyle bir talepte bulunmuş mudur dersiniz, yoksa bana güler misiniz? (BB)