Türkiye'de yaygın bir kanıydı ama bianet olarak, yerel habercilere söz verirken daha iyi gördük ki, yerel ve genel seçim süreçlerinde "paralı haber" veya "ilan bahşetme" siyasetin de, yerel yönetimlerin de, habercilerin çoğunun da çoktandır normal karşıladıkları bir durum.
Türkiye'nin 16 kentiyle ilgili telefonla röportaj gerçekleştirdiğini meslektaşlarımız, genel olarak uygun bir yayıncılık ortamında çalışmadıklarını vurguladıktan sonra bu duruma ülkenin genel siyasetinin yol açtığını, kendilerinin, ulusal medyanın da bulaştığı bu pazarda küçük birer unsur olduklarını ifade ediyorlar.
29 Mart Yerel Seçimler öncesi, yerel röportajlarımıza Milas Önder gazetesi sahibi Coşkun Efendioğlu ile konuşarak başladık. Birkaç haberden edinebileceğimizin daha fazlasını farklı bölgelerden meslektaşlarımızla yapacağımız sohbetlerin bianet okurlarına sağlayabileceğini Efendioğlu ile görüşünce daha iyi gördük.
Efendioğlu ile başladık, hoş oldu, devam ettik!
Ardından sırayla, Çağdaş Kars Haber gazetesi yazı işleri müdürü Gümüşpala Kortağ, Hudut gazetesi sahibi Gönül Uyanıktır, Gaziantep Sabah gazetesi yayın yönetmeni Nurgün Balcıoğlu, Mersin gazetesi yazı işleri müdürü Mihriban Amanoğlu, Hakkari Yüksekova Haber gazetesi sahibi Necip Çapraz, Karadeniz'den bölgesel Günebakış gazetesi sahibi Ali Öztürk, Muş Haber 49 gazetesi sahibi Emrullah Özbey, Tunceli'den hukukçu-gazeteci Hüseyin Aygün, Malatya Yenigün gazetesi yazı işleri müdürü Fadime Akıncı, Ankara'dan Milli gazetesi muhabiri Umut Koşan, Diyarbakır Yerel TV 21 Genel yayın yönetmeni Taner Özbay, Antakya'da gazeteci Bereket Kar, İzmir Yenigün gazetesi köşe yazarı Süleyman Gençel, Antalya ART televizyonu muhabiri Türkan Demir Stark, Ordu Hürses gazetesi yazı işleri müdürü Sibel Özmen, bizlerle gözlemlerini paylaşma nezaketinde bulundular.
Mümkün olduğunca kadın meslektaşlarımızın gözlemlerini daha görünür kılmaya çalıştıysak da, yüzde 50 oranına ulaşamadık! 16'da 6 kaç eder? Yüzde 37,5... Hepsine teşekkürler!!!
Etik yayıncılık için kovan da var, protesto eden de...
Yazının başında değindiğim konuya en iyi ışık tutan tanıklık Efendioğlu'ndan gelmişti: "Haber yayımlamamız için gelen insanlar, 'borcumuz ne kadar?' diyor. Yerel basın, son dört-beş yıldır bozulduğu kadar hiçbir zaman bozulmadı. Basın özgürlüğünden fedakarlık edemeyeceğimiz için kısıtlayıcı önlemleri öneremeyiz...En büyük sıkıntıyı da yine biz yerel basın çekiyoruz. Daha bugün bir kişiyi bürodan kovdum."
Zaten zorlu mali şartlarına ve seçim ortamındaki yozluğa Kars'tan Kortağ, "Seçime kadar kiralık gazete" ilanıyla işaret etmemiş miydi? Kortağ, "Bu hoşumuza giden bir durum değil. Ancak başka çaremiz de yoktu" diyecekti. Önemli bir vicdani refleksti de, bence...
Bakalım seçim tahmininiz tutacak mı?
Gazeteciler, seçim gözlemlerini zaten yapmış oldular. Bundan sonra iş, 16 meslektaşımızın seçim tahminlerinin tutup tutmayacağını görmeye kaldı!!
Ben, her birinin dile getirdiği ve ekonomik krizle ilgili tespitleriyle ortaklaştıkları sorunların belli başlılarını hatırlatmakla kendimi sınırlayacağım.
Ekonomi, işsizlik ve çevreye çözüm talepleri
Gazeteci Efendioğlu, Bodrum Milas'ın önemini ancak ilçe, araç yoğunluğunun yaşandığı bir ilçe olmaktan çıkarılırsa koruyabileceğini söyledi. Kars'tan Kortağ, Ermenistan sınır kapısının artık açılmasını istedi; Edirne'den Uyanıktır, kent merkezindeki çöplüğün Edirne'ye yakışmadığını ifade etti. Gaziantep'ten Balcıoğlu, yayıncılığın standartlara kavuşturulmasını talep etti.
Mersin'den Amanoğlu, işsizlik, göç, entegrasyon sorunlarına işaret etti; köylerin su sorunun devam ettiğini kaydetti. Su sorununa Muş'tan Emrullah Özbey de işaret etti. Keza Malatya'dan Fadime Akıncı, adaylara sordu: "Su için çözüm üretmek için seçimleri mi beklediniz?". Bir su sorunu çekmiş Ankaralılar, gazeteci Umut Koşan'a göre, Mamak Çöplüğü'ne çözüm arıyor.
Trabzon'dan Ali Öztürk, kentin kuzeye hapsedilmekten kurtarılması gerektiğini düşünürken İzmir'den Süleyman Gençel, seçim ve turizm sezonu öncesi İzmir'in tedirgin bekleyişini bizlerle paylaştı. Türkan Demir Stark da, Antalya'da genç işsizler ve seçim öncesi kararsızların daha hissedilir olduğunu söyledi. Sibel Özmen de, Ordu'da AKP'li belediye olmamanın sıkıntısından söz etti.
Alevisiz ve DTP'siz politikalara eleştiri...
Gazeteci Bereket Kar, Antakya'daki yollar kadar seçim hazırlıklarının da "kirliliği"ne işaret ederek, her ikisine de acil çare bulmak için ilerici güçlerin birlikte hareket etmelerinin gereğinden söz etti.
Hükümetin Kürt Sorunu'na sırtını çevirerek sonuç alamayacağını düşünen iki haberciden Necip Çapraz, "İnsanlar Başbakana verdikleri krediyi geri çekebilirler" derken Diyarbakır'da Taner Özbay, Hükümet ve devlet, DTP ile diyalog kurmalı" diye konuştu. Keza Tunceli'den Hüseyin Aygün de, "Alevisiz Alevi" politikalarına son verilmesi gereğine değindi. (EÖ)