‘Yenilikçi Tarih Öğretimi Etkinlik Örnekleri’ büyük bir kolektif emeğin ürünü olarak ortaya çıkmış bir çalışma. Kitap, adından anlaşılabileceği gibi, daha çoğulcu bir tarih öğretimi için hazırlanmış etkinliklerden oluşuyor.
Kitabın 4 bölümü var: Çoklu Anlatı, Tartışmalı Konular, Eleştirel Düşünme ve Yaratıcı Düşünme. İlk bölümde, ‘Mübadillerin Gözünden’, ‘Çocuk Hakları’ ve ‘İspanya: Yasımı Tutacak mısınız?’ gibi etkinlikler öne çıkıyor. İkinci bölümde, ‘1908: Darbe mi Devrim mi?’, ‘Büyük İzmir Yangını’ ve ‘Dadaloğlu Neden Söyledi?’ başlıklı etkinlikler dikkat çekiyor. Kitabın en uzun bölümü olan 3. bölümde, ‘Kadın Olmak Hep Zordu’, ‘20. yy. Sorunlarına Bir Bakış: Nobel Barış Ödülleri’, ‘Yugoslavya İç Savaşı’ gibi etkinlikler merak uyandırıyor. 4. bölümde ise, ‘Ekmek Karneli Yıllar’ ve ‘Hititler’ gibi etkinliklere yer verildiğini görüyoruz.
Birinci Bölüm: Çoklu Anlatı
‘Mübadillerin Gözünden’ adlı etkinlikte, Türkiye ile Yunanistan arasındaki mübadele çeşitli kaynaklarla insanileştiriliyor; diğer bir deyişle, büyük tarih anlatılarının gerisinde görünmezleşen tekil insanlık anlatıları ele alınıyor. Olayı iki taraftan mübadillerin gözünden görüyoruz. ‘Çocuk Hakları’ öğrencilere tarihçedeki dönüm noktalarını sunan bilgi kartları ve rol oyunlarıyla (STK, bakanlık, televizyon kanalı vb.) verilmeye çalışılıyor.
‘Barışı Taşıyan Kurtuluş’ başlıklı etkinlik, Türk-Yunan dostluğuna odaklanmış. 2. Paylaşım Savaşı yıllarında Yunanistan’daki açlığa karşı Türkiye’nin yardımı anımsatılmış. Yalnız bu tür etkinliklerde karşı tarafın da yardımcı olduğu durumlarla etkinliğin dengelenmesi daha uygun olabilirdi; çünkü öbür türlü, farkında olmadan, “iyi olan taraf biziz” biçimindeki temelde milliyetçi ve dışlayıcı olan zihniyeti destekleme riski var. Bunun için Yunanistan’ın 17 Ağustos depremi dolayısıyla yaptığı yardımlar örneği ele alınabilirdi.
‘Savaş Sanatı’ başlıklı etkinlik 20 tane konuyla ilgili resim ve yazınsal parçalarla, 1. Paylaşım Savaşı’nın insan yönüne eğiliyor. ‘Aslan Asker Şvayk’tan alınacak bir parça da bu etkinlik için uygun olabilirdi. Hatta Şvayk’ın oyunu internetten izlenip etkinliğin bir parçası haline getirilebilirdi. Yine de bu sürümüyle de dikkate değer bir çalışma.
‘İspanya: Yasımı Tutacak mısınız?’ adlı etkinlik ise, İspanya İç Savaşı’nın insani yönüne vurgu yapıyor. Bu etkinlikte de rol oyunlarından yararlanılıyor. Etkinlik, Guernica tablosunun çözümlenmesiyle öne çıkıyor. Ayrıca, Pablo Neruda’nın ve Nazım Hikmet’in konuyla ilgili birer şiiri (‘Anlatalım’ ve ‘Karanlıkta Kar Yağıyor’ şiirleri) yorumlanıyor. Etkinlikte bunlara ek olarak George Orwell’in ‘Katalonya’ya Bin Selam’ adlı çok bilinen kitabından birkaç parça, savaş döneminden bir şarkının sözleri ve sekiz poster yer alıyor. Bu etkinlik, içeriğine bakılırsa, kitaptaki en kapsamlı etkinliklerden biri.
İkinci Bölüm: Tartışmalı Konular
İkinci bölümdeki ilk etkinlik, 1908’e yönelik farklı bakışları (devrim mi darbe mi) konu alıyor. Çalışmada, farklı kesimleri temsil eden çeşitli metin parçalarıyla görsellere yer verilmiş. Bu etkinlikte yer alan İzzet Fuat Paşa’nın 1908 tarihli mektubu ilgi uyandırıcı. II. Abdülhamit dönemindeki yasaklı sözcükler de not edilebilir:
“İhtilal (devrim), istibdat, inkılap, oligarşi, parlamentalizm, parlamento, cemiyet (dernek), cumhur (halk) cumhuriyet, hürriyet, demokrasi, demokrat, diktatör, sansür, sansürcü, avam (halk), meclis-i ayan (senato), meclis-i umumi (millet meclisi), mutlakıyet” (s.100).
'Büyük İzmir Yangını' adlı etkinlik, "İzmir'i kim yaktı?" sorusunu soruyor. Aslında asıl amaç, bu sorunun yanıtlanmasından öte, öğrencilere tarihsel belgeleri ve verileri nesnel olarak değerlendirme becerileri kazandırmak.
‘Tarihsel Kaynakları Eleştirel Okumak’ başlıklı etkinlikte Kadeş Savaşı ele alınıyor; savaşın iki tarafının kaynaklarına yer veriliyor. Bunun için düzyazı metinlerden, bir şiirden, duvar resimlerinden ve kabartmalardan yararlanılıyor.
‘Dadaloğlu Neden Söyledi?’ etkinliğinde Dadaloğlu şiirleri/türküleri üzerinden konargöçer yaşam ve Osmanlı dönemi iskan politikaları konu ediliyor.
Üçüncü Bölüm: Eleştirel Düşünme
Bu bölümde ‘Haçlı Seferleri’ adlı etkinlikte, Haçlı Seferleri’yle ilgili 16 tablodan yararlanılıyor. ‘I. Dünya Savaşı’nın Sebepleri ve Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi’ başlıklı etkinlikte, harita, karikatür, resim ve figür türlerinde olmak üzere çok sayıda görsel kullanılmış. Etkinlikte, gruplar her büyük devletin rolünü oynuyor; böylece savaşın altında yatan nedenler daha yakından anlaşılıyor. Etkinlik, çok geniş kapsamlı. Yalnız iki hatanın düzeltilmesi gerekiyor: Sanıldığının tersine, Gavrilo Princip bir Sırp milliyetçisi değil, Yugoslavya’nın birleşmesini ve toprak bütünlüğünü savunan bir Yugoslav milliyetçisi. İkincisi, sömürgecilik haritasında, Filipinler, Fransız sömürgelerinden biri olarak gösterilmiş; bu, doğru değil. Ayrıca bu haritada ABD de gösterilse iyi olurdu. Bundan sonraki etkinlikte ise bir sınıflandırma hatası var: İranlı ve Arap bilginler Türk-İslam bilgini olarak sunulmuş.
‘Kadın Olmak Hep Zordu’ başlıklı etkinlikte kadınların Cumhuriyet öncesi hak arama mücadeleleri konu ediliyor. Bir diğer etkinlikte mülteciler ele alınmış. Ancak buradaki Vietnam notu hatalı. Savaş, bir Kuzey-Güney savaşının ötesinde, Vietnam’ın ABD’ye karşı kurtuluş savaşıydı. Savaş sonrası ülkeden kaçanlar, Amerikan işbirlikçisi oldukları için kaçtılar. Kaçmayanların çoğu ise, birkaç yıl hapis yattıktan sonra yaşamlarına kaldıkları yerden devam ettiler ve yıllar sonra savaş unutulup gitti. Bugün Vietnam tüm soydaşları (Amerikancı olsunlar olmasınlar) ülkenin kalkınmasına yardımcı olmak için ülkeye davet ediyor. Kaçmayan Amerikancıların bir bölümü, yeni düzenin yeni zenginleri konumunda. Ayrıca, etkinlikte ‘Burma’ denmiş. Artık ‘Burma’ ya da ‘Birmanya’ yerine ‘Myanmar’ deniyor. ‘Burma’ ya da ‘Birmanya’, ülkeye sömürgecilerin verdiği adlardı. Tabloda Liberya halkının çoğu için ‘putperest’ denmiş. Bu, kuşkusuz nesnel olmayan bir adlandırma. Doğrusu, ‘yerli dinleri’ olacaktı. Ayrıca, bu tablo oldukça eski. 1999’a ait. Son 20 yıl için bu tablonun yenilenmesi gerekiyor. Örneğin, artık Vietnam bir mülteci veren ülke olarak görülmüyor. O 40 yıl önceydi. Bunların dışında, bu etkinliğin bir masa oyunu içermesi dikkate değer.
Bir diğer etkinlik Nobel Barış Ödülleri’ne odaklanıyor. Bu etkinlikte, Nobel Barış Ödülü alanların belli izleklere göre (barış, insan hakları, çevre, sosyal adalet, demokrasi ve diğer) sınıflandırılması isteniyor. Bu, yararlı bir çalışma olabilir. Ancak, bu ödüle biraz daha eleştirel bakmak daha doğru olur. Örneğin, Begin’e ve Kissinger’a ödül verilmesinin tepki çektiği belirtilmiş; ancak aynısı, Obama ve Jimmy Carter gibi isimler için de geçerli. Bir de BM Barış Gücü. Ayrıca, Soğuk Savaş’ın son yıllarında bilinçli bir biçimde kapitalist ideoloji çerçevesinde verilmiş ödüller var; ancak kimse, kapitalizmle mücadele dolayısıyla ödüle layık görülmüş değil.
Yugoslavya İç Savaşı ile ilgili etkinlik dikkate değer. Etkinlik, iddialı bir başlığa sahip olsa da, daha dar bir konuyu, Bosna Savaşı’nı konu alıyor. Bu etkinliğin daha doğru bir çizgide olması için, kimi noktalarda dikkatli olması gerekiyor: “Sırplar (ya da Hırvatlar) ırkçıdır/faşisttir” gibi bir ifade doğru değil. Her millet için geçerli olduğu gibi, Sırpların da ırkçıları ve demokratları vardır. Bir milleti tümüyle ırkçı saymanın kendisi ırkçılık olacaktır. Katliamlar da, bir tarafın Sırp olmasından değil, faşist olmasından kaynaklanıyor. Diğer bir deyişle, katliamlar ‘milli bir mesele’ değil ideolojik bir meseledir. Aynı biçimde, iyi Boşnaklar da vardır, kötü Boşnaklar da; iyi Türklerin de kötü Türklerin de söz konusu olduğu gibi... Bu etkinlikte yer alan Tablo 1’deki dil ve alfabe hanesinde yanlışlar var. Yine de, böyle bir konunun işlenmiş olması önemli. Öte yandan, bu, Türkiye için kolay bir konu. Zaten Türkiye’de hemen hemen herkes Boşnakları haklı görüyor. Tartışmalı bir konu olduğu söylenemez.
Bir başka etkinlikte, Nevruz’un yalnızca Türklerin kutladığı bir bayrammış gibi verilmesi (s.328), kitabın ana hedefine pek uygun olmamış. Çoğulculuk ilkesine bağlı kalınsaydı, bu bölüm daha farklı yazılacaktı.
Dördüncü Bölüm: Yaratıcı Düşünme
Bu bölümde arkeolojik buluntular üstünden Hititlerin gündelik yaşamını sunan ‘Hititler’ başlıklı etkinlik dikkate değer. Bu bölümdeki son etkinlik kilimlere ayrılmış. Bu etkinlikte 10 kilim fotoğrafından yararlanılıyor. Etkinliğin yakın dönem Anadolu kilimiyle Eski Çağ Anadolu kilimi (örneğin Hitit vb.) arasında ilişki kurması önemli.
Sonuç
Sonuç olarak, ‘Yenilikçi Tarih Öğretimi Etkinlik Örnekleri’ kitabı, ilgilisine önerilir. Kitaptaki etkinliklerin kimileri zayıf; ancak çok iyi olanları da var. Bunlar bundan sonraki çalışmalar için bir esin kaynağı olabilir.
Kaynak
Köksal, H. (baş ed.) (2012). Yenilikçi Tarih Öğretimi Etkinlik Örnekleri. Ankara: Harf Eğitim Yayıncılığı.
(UBG/EA(