30 Haziran 1915 yılında, Talat Paşa'nın Musul ve Van Valilerine gönderdiği telgrafta, yerlerinden edilen, hayatta kalabilen ve komşu ülkelere göçe maruz kalan Süryanilerin bir daha kendi tarihsel topraklarına dönmemeleri için gerekenin yapılması talimatını bildirir. Nitekim Van ve Hakkari bölgesindeki Süryaniler, mücadele etmelerine rağmen topraklarına dönüş bir umut olur ve yeni topraklarında da acı üstüne acı ile yeni bir dramın pençesinde bulurlar kendilerini.
Editörlüğünü Süryani Soykırımı Sayfo* kitapları ile tanınan tarihçi David Gaunt, Cambridge Üniversitesi'nden Naures Atto ve Berlin Freie Üniversitesi'nden Soner O. Barthoma'nın üstlendiği "Bir Daha Dönmesinler" - Osmanlı İmparatorluğu içindeki Hristiyan Asuri, Süryani, Keldanilere karşı Soykırım" kitabı son yıllarda hem tarih hem de akademik alanda, Sayfo'ya olan ilgilinin artmasının en önemli örneklerinden.
Kitap, çoğunlukla Avrupa'nın farklı ve prestijli üniversitelerinde bulunan akademisyenlerin bir araya geldiği uluslararası projenin final çalışması olarak ta ele alınabilir. Bu anlamda, bugüne kadar tarihsel perspektiften mercek altında tutulan Sayfo Soykırımı, bu kitapta akademik olarak değerlendirilmekte bu temelde de gelecek için projeksiyonlar yapılmaktadır.
Kitabın giriş bölümünde David Gaunt, Naures Atto ve Soner O. Barthoma tarafından yazılan kısımda Birinci Dünya Savaşı esnasında Sayfo Soykırımı'nda genel bir çerçeve sunuluyor. Osmanlı sınırları içinde bulunan Süryanilerin değişik coğrafi ve demografik bilgileri üzerinde duruluyor.
Bilindiği gibi, yüzyılın başında Süryaniler Midyat merkez Turabdin, Diyarbakır, Urfa, Adıyaman, Van, Hakkari ve Urmiye bölgelerinde ağırlıklı bir şekilde mevcudiyetleri bulunmaktaydı. Kitabın ilk bölümünde kısaca belirtildiği gibi Süryanilere yönelik katliam ve sürgünler, Ekim 1914 yılında başlar ve kısa süre içinde Süryanilerin bulunduğu bütün yerlerde katliam ve sürgünler gerçekleşir. Turabdin bölgesinde 1915 yaz ayları soykırımın had safhası niteliğini taşımaktadır.
Akademisyen Uğur Ümit Üngör Ermeni Soykırımı, Sayfo uzmanı David Gaunt “Anadolu'daki Şiddet Kültürü”, Florence Hellot-Bellier “20. yüzyılın başında Urmiye'de Süryani Direnişi” ve diğer yazarların “Süryani Patrikliği'nin Sürgünü”, “Süryaniler Perspektifinden Sayfo”, “Sayfo'nun Psikolojik Etkileri” başlıklı yazıları, 1915 Sayfo Soykırımı farklı alanlarda ele alıyor ve değerlendirilmesini yapıyor. İngilizce olarak hazırlanan kitap Berghahn yayınları tarafından hazırlandı.
Isaac Armalet’ten Hristiyanların Felaketi
1915 Sayfo yazımı ve anlatımında en önemli ve eski kaynaklardan biri o dönemde Mardinli din insanı Isaac Armalet idi. Eğitim için gittiği Lübnan'dan Mardin'e 1912 yılında geri döner ve özellikle Mardin bölgesinde Hristiyan halkların yaşadıkları Sayfo yıllarını yakından takip eder. 1918 yılında tekrar Lübnan'a yerleştikten sonra, yaşadıklarını ve tanık olduğu büyük yıkımı kayıt altına alır ve "Hristiyanların Felaketi" adlı kitabını Arapça yazar. Kitap kısa bir süre önce ilk defa Fransızca tercüme edilerek Avrupalı okuyuculara ulaştı.
Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Turabdin bölgesindeki Süryanilerin yaşadıkları soykırım, katliam ve yıkımı anlatan yazar, özellikle bölgeden geçen ölüm yolculukları hakkında ayrıca bilgi veriyor. Erzurum, Diyarbakır ve diğer bölgelerden gelen ölüm konvoyları hakkında detaylı bilgi veren yazar Isaac Armalet özellikle kadınların ve çocukların maruz kaldığı taciz, şiddet ve alıkoymaları yakından takip eder.
"Hristiyanlardan kurtulduktan sonra, düşmanlar mallarına el koymak için yol arıyor. Bunun için görev dağılımı yapıldı. Görev dağılımı yapıldıktan sonra, taşınmazların tespiti yapıldı ve satışlar başladı." Isaac Armalet Hristiyan halkların imhasından sonra, geriye kalan Hristiyan emvali metrukelerin nasıl paylaşıldığını ayrıca yazıyor.
Aradan 102 yıl geçmesine rağmen bugün Mezopotamya'nın otantik toplulukları Süryaniler, Ezidiler, Mandailer hala tekrar soykırım, yok olma tehlikesi altında. Süryaniler Turabdin bölgesinde Hazine'ye devredilen yaklaşık 50 kilise, manastır ve diğer taşınmazların mücadelesini veriyor. (DV/HK)
* Süryaniler, 1915 Süryani soykırımını Sayfo olarak adlandırır. Sayfo Süryanice'de "kılıç" anlamına geliyor.