Geçtiğimiz günlerde medyada, özel bakım merkezlerinden birinde engellilere ve yaşlılara şiddet uygulandığına dair bir haber yayımlandı.
Toplumda infial yarattığını düşündüğüm bu haber; ‘kurumsal bakım’, ‘yaşlılara –ve engellilere- yönelik şiddet’ gerçeğini sınırlı da olsa tartışmaya açtı.
Yaşlılar, aile içinde, kurumsal bakım altında ya da toplum içinde fiziksel, psikolojik, duygusal ya da ekonomik şiddete maruz kalıyor. Bu bir gerçek.
İhmal ve istismar davranışlarını içeren bu şiddet gerçeği; görmezden gelindiği, dile getirilmediği, yok sayıldığı, saklandığı sürece bitirilmesi/sonlandırılması konusunda atılan adımlar çok sınırlı kalmaya mahkum.
Bir sorunun var olduğunu kabul etmek, sorunun çözümünün de başlangıcıdır bir anlamda. ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ bakış açısı ve uygulaması yaşlılara yöneltilen şiddetin sürdürülebilirliğini sağlamada etken.
İlgili haberdeki gibi ‘kol kırılıp da, yen içinde kalmayınca’, infial yaşanıyor; etkisi çabucak geçse de.
Yaşlılara yönelik şiddet’ gerçeğiyle yüzleşildiğinde, azaltılması/sonlandırılması için ‘bir şeyler’ yapıldığında, infial halinin azalacağı kesin.
Yaşlılara yönelik şiddetin sonlandırılması hususunda yapılacakları sıralamadan önce bazı noktaları vurgulamakta yarar var.
* Hercoğrafi bölgede, her sosyo-ekonomik düzeyde, her etnik topluluktaki yaşlılar şiddet kurbanı.
* Aile içinde, kamu/özel kişilere ait yatılı/gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarında, sokakta kısacası akla gelebilecek her tür ortam yaşlılar için potansiyel şiddet ortamı. Yaşlılara yöneltilen fiziksel, psikolojik, duygusal ve ekonomik yönlü şiddete dair veriler sınırlı ve kanımca çoğu kez gerçekçi değil.
* Yaşlılar genellikle dört duvar arasında ve genellikle yakınındaki ya da çevresindeki insanların şiddetine maruz kaldığından, mağduriyetlerinin saptanması güç.
* Yaşlının parasına aile üyelerince el konulması, emekli aylığının gasp edilmesi, rızası dışında mal varlıklarının kullanılması (ekonomik), sözlü taciz, çeşitli olanaklardan yoksun bırakılması (duygusal=psikolojik), tokatlama-dövme, cinsel taciz, tecavüz, aç bırakma (fiziksel) şiddet örneği.
* Toplum, yaşlılara yönelik şiddeti ‘normalleştirdiğinden’ suç olarak algılamıyor.
* Ortalama yaşam süresi uzadıkça yaşlıların şiddet görme olasılığı artıyor.
* Yaşlıya şiddet uygulanırken cinsiyet farkı gözetilmiyor.
* Kadınlar daha uzun süre yaşadığından, şiddet kurbanı yaşlı kadın sayısı yüksek.
* Başkalarına bağımlı yaşam sürdüren, aile dışında bakım gören,yoksul olan, sosyal çevresi yetersiz olan, olumsuz fiziki koşullara sahip evlerde oturan yaşlıların şiddet görme olasılığı yüksek.
* Yaşlının beslenme, giyim, kişisel hijyeni, çevresinin temizlik ve düzeni, sağlık-barınma-ısınma-güvenlik koşullarının tam olarak sağlanmaması şiddettir.
* Yaşlının fiziksel, sosyal, duygusal, ruhsal ihtiyaçlarının –yetersiz- karşılanması şiddettir.
* Fiziksel şiddet yaşlının bedeninde ekimoz, kırık-çıkık, yanık, sıyrık, kanama ve yaralara yol açar.
* Yaşlının bedeni giysilerle örtülü olduğundan fiziksel şiddet emareleri dışardan anlaşılmaz, yani gizli kalır.
* Şiddet kurbanı yaşlı, şiddet uygulayandan yani failden korkar, ürker ama bu durum çoğu kez bunama vb. diye algılanır ve kale alınmaz.
* Onaylamadığı halde bedenine dokunulan ya da cinsel ilişkiye zorlanan yaşlı, -uzun süreli- travmatize olur. Travma etkisiyle utanç ve korku duyan yaşlı, yardım istemekten çekinir.
*Başkalarına bağımlı yaşam sürdüren yaşlılar potansiyel şiddet mağduru olup; sözlü taciz, tehdit, utandırılma, para-malının kötüye kullanılma ya da rızası dışında kullanılma, çeşitli olanaklardan yoksun bırakılma, terk edilerek kendi haline bırakılmaları olasıdır.
* Zorunlu olarak aynı evde yaşamı paylaşmak, sınırlı mali olanak, şiddet uygulayan kişinin psikolojik rahatsızlığının olması, ailede şiddet öyküsü olması ve yaşlının kişilik özellikleri vb. şiddeti arttırıcı rol oynuyor.
* Her bir şiddet kurbanı yaşlı için yapılacak müdahale farklıdır.
* Şiddet kurbanı yaşlı; huzurevi/bakımevine gönderilmekten, tekrar ve daha fazla şiddete uğramaktan, aile üyelerinden uzaklaştırılmaktan korktuğu ya da polisin konuyu kale almayacağını düşündüğü için şiddet gördüğünü kimseyle paylaşmaz.
* Yaşlıya yöneltilen şiddeti sonlandırma amaçlı önlemler alınırken sınırlayıcı olunmaması ve yaşlının taleplerinin de göz önüne alınması önemli.
* Yaşlı incitilmeksizin şiddeti hazırlayan koşullar düzeltilerek, şiddet sonlandırılmalı.
* Yaşlının fiziksel ve ruh sağlığına müdahale edilmeli. Rehabilitasyon dahil her tür hizmet verilmeli. Gerekiyorsa ekonomik yönden de desteklenmeli.
* Şiddet kurbanı yaşlının, belirgin bir sağlık sorunu yoksa nerede ve nasıl yaşayacağına kendisi karar vermeli.
* Bazı hallerde yaşlının devlet korumasına alınması gerekebilir. Ancak yaşlı huzurevi/bakımevine yerleşmek istemiyorsa bu konuda zorlanmamalı varsa ailesi desteklenerek istediği ortamda bakımı sağlanmalı.
* Yaşlıya, yasal müdahale başlatılması hususunda rehberlik yapılmalı.
* Yaşlının şiddet kurbanı olduğu, emniyet/savcılık kayıtlarına geçirilmesi sağlanmalı. Zira şiddetin belgelendirilmesi, şiddetin sonlandırılmasında önemli.
Görüldüğü üzere yaşlıya yönelik şiddet gerçeği, çok boyutlu. Ancak bu çok boyutlu gerçekle yüzleşmediğimiz, azaltılması/sonlandırılması için bir ‘şeyler’ yapılmadığı sürece, toplumsal infial halinin daha da artması doğal.
Yapılacak ‘şeyler’in en başında yaşlıların şiddetten korunma konusunda bilgilendirilmesi, farkındalıklarının oluşturulması geliyor. Ardından da toplumsal bilinç ve duyarlılığın oluşması ile sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının konuya olan duyarlılıklarının daha da arttırılması geliyor.
Yaşlıya yönelik şiddeti önleyici yasal düzenlemelerin yapılması da, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve medyanın konuya dair etkin işbirliği yapması da önemli ‘şey’lerden bir diğeri.
Aslında Birleşmiş Milletler Yaşlanma-2002 Uluslararası Eylem Planı’nda yer alan “Yaşlılara Karşı Her Türlü İhmal, İstismar ve Şiddetin Ortadan Kaldırılması" hedefleri doğrultusunda saptanan ulusal eylemler yaşama geçirildiğinde; bu toplumsal sorunun çözümlenmesi hususunda çok önemli yol kat edilecektir. (ŞD/HK)