Mehmet Bey, Ayşe Hanım, Hüseyin Bey ve eşi Hüsne Hanım, Ali Bey ve eşi Aliye Hanım, Yaşar Dede, Fadime Nine, Veli Bey(ler) yaşlı insanlar.
'Onurlu bir yaşam hakkı' olan bu yaşlı insanların bizden beklentisi; kendilerine saygı duyulması. Neden mi?
Çünkü onlar ayrımcılığa maruz kalıyor. Sadece 'yaş'ları yüzünden toplumdan dışlanıyor. Birikim ve deneyimlerinden yararlanılmıyor. Topluma ve ekonomiye katkıda bulunmaları engelleniyor. Yaş haddinden zorla emekli ediliyor. Çalışmaya özendirilmiyor. Kayıt dışı çalıştığında daha az ücret ödeniyor. Farkında mısınız?
Onlar yaş grubu ayrımcılığına maruz. 'Yaşam boyu öğrenme hakkı'ndan hareketle gittikleri bilgisayar kursunda diğer kursiyerlerle eşit ilgi/kabul görmüyor. Bir dernekte gönüllü çalışma talepleri, diğer yaştaki üyelerce desteklenmiyor. Onları temsil eden, gereksinim ve sorunlarını göz önüne alan yaşlı örgütlerinin sayısı az ve hareket alanları sınırlı.
Onlara yeni tarım teknik ve teknolojileri ya da okuma-yazma öğretilmiyor. Daha az kaynakla, daha kaliteli bir yaşlılık dönemi geçirebilmeleri için değişik toplumsal destek yapıları geliştirilmiyor. Toplum yaşlanma konusunda bilgisiz. Eğitim de, eğitim materyalleri de yok. Farkında mısınız?
Onlar değişik program ve hizmetlerle desteklenerek yaşamlarını bağımsız olarak sürdüremiyor. Ailede, yakın çevrede ve toplumda kuşaklar arası yardımlaşma sınırlı. Sürdürülebilir sosyal ve ekonomik destek sağlanamıyor. Torunlarına bakmak zorunda bırakılıyor. Emekli aylıkları da, yaşlılık aylığı da yetersiz.
Onlara yönelik ekonomik ve sosyal koruma uygulamalarında cinsiyet eşitliği yok. Fiziksel, psikolojik, -özellikle kadınların- cinsel ve ekonomik yönden istismarları önlenemiyor. Evini sel bastığında beslenme, barınma, tıbbi bakım gibi hizmetlerden eşit olarak yararlanamıyor. Yeti yetersizliği olanlara uygulamalar sırasında ayrıcalık tanınmıyor. Farkında mısınız?
Çünkü onlar -başta yaş grubu- hiçbir ayrımcılıkla karşılaşmaksızın temel sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorlanıyor. Sağlık hizmetlerinin ekonomik karşılanabilirliği ve ulaşılabilirliği güçlüklerle dolu. Temiz su, gıda maddeleri ve ilaca eşit olarak ulaşabilmeleri de kolay değil. Olumsuz çevresel ve sosyo-ekonomik koşulları düzeltilmiyor. Yaşam kalitelerini arttırılma çabaları da, bakım-koruma-rehabilitasyon hizmetleri de yetersiz. Aktif ve sağlıklı yaşam tarzı benimsetilmiyor, sürdürmeleri de sağlanmıyor.
Onlar için temel sağlık, uzun süreli -palyatif de dahil- bakım, sosyal hizmetler ve diğer toplum hizmetlerinin koordinasyonu kurulmuyor. Kronik hastalığı olanlara evlerinde, kişisel saygınlığı geliştiren hizmet ve olanaklar sağlanmıyor. Huzurevinde yaşayanların insanlık onuru, mahremiyeti, arkadaşlık ve gelişme hakları korunamıyor.
Evinde çocuk ve torunlarıyla ya da yalnız yaşayanların kendine bakabilme ve yetebilmesini sağlayıcı hizmetler yok. Farkında mısınız?
Onlar kamu bina ve alanlarına rahat ulaşamıyor. Yaşam çevreleri güvensiz. Yaşadıkları evler fonksiyonel bağımsızlıklarını sağlamaktan uzak. Toplumsal hayata katılımlarını arttırmak için sağlanan kolaylıklar sınırlı.
Onlara bakanlara sosyal-psikolojik-ekonomik-eğitim desteği verilmiyor. Ailesindeki herkes onun bakımından eşit düzeyde sorumlu olmuyor. Aliye Hanıma yemek ve temizlik, Ali Beye kültürel etkinlik, Ayşe Hanıma hukuki danışmanlık, Mehmet Beye tatil olanağı, Hüsne Hanıma boş zaman değerlendirici hizmetler, Yaşar Dede ve Fadime Nineye bakım, Veli Beye palyatif bakım olanağı sağlanmıyor, istismar/ihmal/şiddet mağduru Hüseyin Beye aile destek sistemleri aktive edilmiyor. Farkında mısınız?
İşte yukarıda sayılan ve sayılmayan nedenlerle onlar toplumun -ve birey olarak her birimizin- yaşlanmaya bakış açısı değişmedikçe, yaşlıların bilgi, beceri ve deneyimlerinden yararlanılmadıkça, sağlıklı ve başarılı yaşlanmaları için yapılacak çok yönlü düzenlemelerle önlemler alınmadıkça, sosyal, siyasal kültürel unsurlardan yararlanmaları sağlanmadıkça, haklarını koruyan kurumların sayısı artmadıkça ve etkinliği de arttırılmadıkça onlar tümümüzden saygı beklemeyi sürdüreceklerdir.
Çünkü Mehmet Bey, Ayşe Hanım, Hüseyin Bey ve eşi Hüsne Hanım, Ali Bey ve eşi Aliye Hanım, Yaşar Dede, Fadime Nine, Veli Bey(ler) gibi yaşlı insanların -başta kendilerine- yabancılaşmaması, yoksullaşmaması ve yoksunlaşmaması gerek. Onların verdiği çemberin içinde kalma -dışında kalmama- mücadelesi desteklenmeli. Değilse...(ŞD/EÖ)
* Şadiye Dönümcü: Sosyal hizmet uzmanı.
** Birleşmiş Milletler, yaşlanma sorununun küresel düzeyde fark edilmesini sağlama amacıyla "1 Ekim"i "Dünya Yaşlılar Günü" olarak ilan etmiş olup, bu gün 1983 yılından bu yana ülkemizde de kutlanmaktadır
*** Bu yazıda "http://ekutup.dpt.gov.tr/nufus/yaslilik/eylempla.pdf" (Erişim tarihi: 02.09.2009) yararlandım.