İsrail Başbakanı Ariel Şaron 18 Aralık 2003'te yaptığı açıklamayla "Filistinliler -ABD destekli- yol haritasının uygulanması için üstlerine düşeni bir iki ay içinde yapmadıkları takdirde İsrail tek yan lı olarak Filistinliler'den ayrılmak için adım atacak," demişti. Bu açıklamanın ardından da İsrail'le Batı Yakasını ayıran duvarın inşasına hız verilmiş, Filistinlilerin ortasında kalan kimi yerleşmeler başka bölgelere kaydırılmaya başlanmıştı.
Yasin'in öldürülmesi boşaltma öncesindeki İsrail saldırısı kapsamında. Ama bu, Gazze şeridinin anarşiye boğulması ve daha pragmatik Filistin Yönetimi'nin kanun ve düzeni sağlamasını önleyerek Hamas'ın sokağa egemen olması tehlikesini de beraberinde getiriyor.
İsrail saldırısı Hamas ve onunla işbirliği halindeki Fetih gibi örgütlerin planlarını bozabilir. İsrail saldırıya geçmeye, Aşod limanında 10 kişinin ölümüne yol açan ikiz bombalama eylemlerinden sonra karar verdi. İsrail bu bombalamayı Hamas'ın yaygın bombalama eylemlerinin habercisi olarak değerlendirdi.
Aşod saldırısı öncesinde Hamas Erez kontrol noktasına yönelik güçlü bir saldırı düzenlemiş ama başarılı olamamıştı. Ariel Şaron hükümeti ise birkaç ay önce Hamas önderliğini ortadan kaldırmaya karar vermiş ve Yasin'i hedef almıştı. Şeyh Yasin'e yönelik başarısız saldırıdan sonra süre giden sessizlik, Şeyh'in öldürülmesiyle bozuldu. İsrail hükümeti Aşod bombalamalarının ardından Hamas liderlerini ortadan kaldırma kararlığını göstermeye girişti.
Hem Hamas hem İsrail saldırıları kan deryasını çoğaltmaktan başka bir şeye yaramayacak. Yalnızca terörist liderler ve silahlı militanlar değil, her iki taraftaki masum siviller de hayatlarını kaybedecekler. (ZS/EK)