KHK ile ihraç edilen ve güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan hekimlerin çalışmasına dair kısıtlamalar getiren beşinci madde uzun tartışmaların ardından bugün kabul edildi.
İlk ihraçlar başladığında birçok özel hastane KHK'li hekimleri bünyesinde barındırmaktan çekiniyordu. Zaman geçip birkaç kurum başına bir şey gelmeyeceğinden emin olunca bazen adil, birçok zaman adaletsiz sözleşmelerle, bu hekimleri istihdam etmeye başladı. Yine meslekte belirli bir tecrübe ve kıdeme sahip olanlar şanslıydı. Daha uzmanlığını bitirememiş yahut yeni uzman olmuş hekimler özel hastanelerin acillerinde, çoğu zaman da kayıtsız bir biçimde çalışmaya hatta orada yaşamaya mecbur kılındı.
Şartlar iyiye gitsin, normalleşme olsun diye çabalayıp ümit ederken 30 Ekim günü daha kötüsüyle karşılaşıldı. Eski sağlık bakanı Ahmet Demircan’ın imzasıyla TBMM Başkanlığına içinde şiddete dair düzenleme de barındıran sağlığa ilişkin bir kanın teklifi sunuldu. Bu kanun teklifinin en can alıcı kısmı olan 5. Madde KHK ile ihraç edilmiş yahut güvenlik soruşturmasını geçememiş diş hekimleri ve hekimlerin SGK ile anlaşması olan özel sağlık kurumlarında çalışmasını engellemeyi, devlet hizmet yükümlülüğü bulunanların o süre boyunca meslekten men edilmesini ve düzenledikleri raporların yargı kararlarında esas alınmayacağını öngörüyordu.
Kanun teklifi Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda 1 Kasımda geneli itibariyle görüşüldü. Ardından 5 Kasım ve 6 Kasım’da yoğun olarak 5. Maddeye dair tartışmalara sahne oldu. Madde arbedeli ve usulsüz bir şekilde geçirildikten sonra muhalefetten yoğun tepkiye maruz kaldı. Bugün AKP tarafından verilen teklifle madde yeniden görüşüldü. Eski tarım bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın sunduğu önerge, güvenlik soruşturması nedeniyle göreve alınmayanların özel sağlık kuruluşlarında çalışmasına yönelik sınırlandırmayı kaldırsa da diğer hükümlere dair bir değişiklik içermiyordu.
Bir nevî açlığa mahkum etmek
Nihayetinde saat 20:00 sularında madde komisyondan geçti. Bu hükümle ihraç edildikten sonra herhangi bir soruşturma geçirmemesine rağmen yurtdışı yasağı bulunan, aynı zamanda artık özel hastanelerde de çalışamayacak hekimler bir nevi açlığa mahkûm edildi. Bu hekimlerin SGK anlaşması olmayan hastanelerde yahut kendi muayenehanelerinde çalışabilecek olmaları teselli bile denemeyecek ölçüde komik bir açık kapı olarak nitelendirilebilir.
Bunun yanında tıp fakültesinden yeni mezun olacak kişiler için de ayrı bir vahamet bulunuyor. Maddede belirtildiği üzere ‘Devlet hizmet yükümlüsü olanların, birinci grup ilçe merkezleri için belirlenen Devlet hizmet süresi kadar müddetle mesleklerini icra edemeyeceklerdir’. Altı kategorili bu sınıflandırmada birinci grup ilçe merkezleri 600 günle en fazla hizmet gününü içeriyor.
Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra olur da devlet hizmet yükümlülüğünüzü tamamlamadan ihraç olur ya da güvenlik soruşturmasından geçemezseniz diye çok akıllıca bir çözüm bulunmuş: O süreyi doldurana kadar hiç çalışmıyorsunuz! Size bir yükümlülük yükleniyor, sonra o yükümlülüğü yerine getiremeyeceğinize kanaat getiriliyor ve o süre boyunca da sizi meslekten men ediyor.
600 günü tamamladıktan sonra işler daha iyiye gitmiyor. Diş hekimleri mezun olduktan sonra kendi muayenehanelerini başarılı bir şekilde işletebilse de bir uzmanlığı ve kıdemi bulunmayan hekimler için bu çok mümkün değil. Nihayetinde SGK ile anlaşması olmayan özel hastanelerin acilleri ya da iş hekimliği yapmak dışında hekimlik mesleğini icra edebileceğiniz başka bir seçenek bulunmuyor. Bu durumda başka bir ülkeye gitmek isterseniz yurtdışı yasağıyla karşılaşabiliyorsunuz. 26-27 yaşında, bir açık hava hapishanesinde, eğitimini aldığı mesleği yapmaktan mahrum yaşama tutunmak zorundasınız.
Bugüne kadar binlerce hekim hiçbir sebep gösterilmeksizin meslekten ihraç edildi. Geçen 2 senede 1500’ü aşkın yeni mezun güvenlik soruşturmasından geçemeyip enformel bir şekilde mesleklerini yapmaktan alıkonuldu. 5. Madde ile bu bir nevi resmi ve yasal hale getirildi. Ucundan da olsa yaşama tutunmaya çalışan birçok insanın ümidini yerle bir etti.
Bu ülkede her gün bu maddeden daha ağır mağduriyetler ve mezalim yaşanıyor. Karanlığa ufak bir nokta daha eklendi, savaşılacak zorluklar biraz daha artı. Belki ümit tükenmedi lakin acılar arttı ve bizler biraz daha tükendik. Yaşatma çabamızın elimizden alınmasını elbette kabul etmeyip var olan her imkanla mücadeleye devam edeceğiz. (ARN/HK)