Kitap adı: Eski Ev Yeni Ev Yazar: Jaafar Ebrahimi Nasr Resimleyen: Roudabeh Khaef Yayınevi: ODTÜ Yayıncılık (Çevirmenin ismi yok) Okuma yaş aralığı: 4-8 | |
Resimli çocuk kitaplarının birçoğu eylemcidir. Eyleme geçeni ya da eylemin kendisini biricik kılarak bir dönüşüm başlatırlar. Ana kahraman/kahramanlar eylemleriyle başkalaşır, ilerici bir tavır takınır. Eylem; iyimserlik, çözüm, aydınlık, sevinç vb. sözcüklerle aynı yolda yürür, hayatla bağ kurmak isteyen herkesi cesaretlendirir ve ilerletir. İşte tam da bu nedenle İran edebiyatının içinden süzülerek gelen bu kitap, çocuk edebiyatında önemli bir yer tutar.
Kitabın ilk sayfalarında eski bir evle karşılaşırız. Yazar bu evi şöyle anlatır:
"Bir zamanlar, alçak bir tepenin üzerinde küçük bir ev vardı. Kapıları eskiydi. Pencereleri eskiydi. Duvarları eskiydi. Evin etrafındaki parmaklıklar bile eskiydi. Küçük, yaşlı bir adam ve küçük, yaşlı bir kadın yaşıyordu bu küçük eski evde."
Kelimeleri takip ederiz sessizce: Alçak, küçük, eski, yaşlı. Bu kelimeler köhne bir çaresizlik hissiyle doldurur içimizi. Umutlu, güçlü, taze olanın yitirildiği, her şeyin kuruduğu bir evi anlatır sözcükler.
Ev, hayatla kurduğumuz ilişkiyi, dolayısıyla köklenmeyi, yaşamı kucaklamayı ima eder. Bu kadar eski bir evde ise yaşam enerjisi çoktan tükenip bitmiş, yerine bir şey koyamadığı için yaşlanmış, eskimiş ve küçülmüş iki insan yaşar.
Kitabı birkaç sayfa daha okuduğumuzda bu yaşlı çiftin nadiren dışarı çıktığını, insanlarla ilişkilerinin sınırlı olduğunu, hayatlarının gitgide küçüldüğünü, yavan bir yalnızlık içinde olduklarını anlarız.
Neyse ki kitabın yazarı Jaafar Ebrahimi Nasr duruma el koyar ve bunu değiştirmeye karar verir. Onlara yaşamlarını değiştirmek için eyleme geçme fırsatı tanır.
Yazar bunu nasıl mı yapar? Onları, birkaç gün kalmak üzere, eski bir arkadaşlarının evine göndererek yapar. Bu evi görmelerini ister. Çünkü böyle bir evin çağrısına kayıtsız kalmaları olanaksızdır. Kırmızı kapıları, kırmızı pencereleri, kırmızı duvarları olan bir evdir bu. Üstelik bir sürü çiçek ve yeşil bitkiyle doludur!
Yazar sayesinde çıktıkları bu arkadaş ziyaretinin ardından, yaşlı çift kendi evlerinin çok eski olduğunu fark eder. Fark etmek eyleme başlamak için, eylemci olmak için en önemli ilk adımdır. Eylemci, değiştiren dönüştürendir. Bu yüzden yazar, bu evin duvarlarını özellikle kırmızıya boyamıştır. Çünkü kırmızı, hayata kök salmakla ilgilidir. Yaşamla uyumun sembolüdür. Kendi hayatınızla bağ kurmanızı temsil eder. Yaşadığınız dünyaya ait hissetmenizle ilgilidir. Bu evin kırmızı olması kaçınılmazdır. Çünkü kendilerini hayata ait hissedemeyen bu iki kişiyi eyleme geçirebilmek, yaşamlarına sahip çıkmalarını sağlamak için onlara bunu anımsatması gerekir ve bunu yapar da.
Böylece bu yaşlı çift kendi eski evlerini satıp, arkadaşlarının evine benzeyen yeni bir ev almaya karar verir. Ancak bu eski evi görmeye gelen alıcılar her defasında farklı sebeplerle evi satın almaktan vazgeçerler. Yaşlı çift, evi satabilmek için alıcıların istediği değişiklikleri yapmaya, evi onarmaya, yenilemeye ve boyamaya başlar.
En sonunda bir de bakarlar ki, satmak için uğraştıkları eski ev, tam da almak için uğraştıkları yepyeni bir eve dönüşmüş. Çünkü eyleme geçme, eylemle devinme; eylemin kendi niteliğinden ötürü, başlı başına ve ayrıca gelişip değişebilen bir var oluştur. Bu yaşlı çiftin yaşamı eyleme geçtikleri andan itibaren değişir. Sonunda yaşamlarını ümitsizlik ve karanlıktan geri alırlar. Bunun temsili olarak yazar, bu yeni evi şöyle anlatır:
"Tepenin üzerinde küçük, kırmızı bir ev vardı. Evin beyaz pencereleri vardı. Beyaz kapıları, beyaz parmaklıkları ve bahçe kapısı vardı. Evin içindeki duvarlar sarı ve mavi renklere boyanmıştı. Evi, çimenler ve bir sürü çiçek çevreliyordu."
Son sayfada yazar bu yaşlı çiftin sevincine tanıklık eder:
"Şaşıran küçük yaşlı kadın, 'Bu şimdi güzel ve yeni bir ev oldu, değil mi?' diye sordu.
Küçük yaşlı adam, 'Evet, almak istediğimiz ev tam olarak bu,' diye cevap verdi.
İkisinin de gözlerinin içi gülüyordu. Küçük yaşlı adam ve küçük yaşlı kadın yeni bir hayata başlamak üzere tepenin üzerindeki küçük eve girdiler. Burası eski bir ev değildi artık."
Eylemci olun! Kendinizi yaşadığınız hayata ait hissetmek istiyorsanız, eyleme geçin.
Eskiyerek küçülmeyin. Yeniden ve yeniden eyleyin!
Kırmızı bir evin yeni boyanmış duvarlarına dayayın sırtınızı. Güzel olur eylemci bir omurganın izi.
Yaşasın çocuk kitapları! Yaşasın çocuk kitaplarının eylemci ruhu!
(DÖ/AÖ)