*Fotoğraflar: Mirad Bayram.
Konuşmanın İngilizcesi için tıklayın
*Pınar Tarcan'ın Türkiye'de gazetecilik konusundaki Resilience projesi için Karadag'da 14 Ekim 2021'de yaptığı sunum.
"Yasalar sosis gibidir, ikisinin de nasıl yapıldığını görmemeniz daha iyidir." Almanya'nın ilk şansölyesi Otto von Bismarck bunları söylemişti.
Bence gazetecilik tam olarak ikisininin de nasıl yapıldıklarını bulmakla ilgili.
Ve bugünlerde Türkiye'de sırf "nasıl?" diye sorduğunuz için kolaylıkla "terörist" olarak etiketlenebilirsiniz.
Size bazı rakamlardan bahsetmek istiyorum.
- 2020 yılında yayımlanan dört ayrı BİA Medya Gözlem Raporu, geçen yıl 23 gazetecinin Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "hakaret", "örgüt üyeliği", "örgüte üye olmadan yardım" veya "casusluk" gibi maddeleri temelinde, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) "terör örgütü propagandası" düzenlemesi, MİT Kanunu ve Askeri Ceza Kanunu uyarınca toplam 103 yıl 3 gün hapis cezasına mahkum edildiğine işaret ediyor.
Turkuaz basın kartlarını bekleyen yüzlerce medya temsilcisi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından bekletiliyor.
Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün "Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi"nde geçen yıl 180 ülke arasında 154'üncü sırada yer aldı.
Son beş yılda toplam 430 gazeteci işini yaparken gözaltına alındı.
Geçen yıl 18, 5 yılda 139 gazeteciye saldırıldı. (Bilinen rakamlara göre)
Erişim engelleri
Haberinizi yazıp onu yayınlamayı başarsanız bile kolaylıkla erişim engeli alabilirizsiniz. Birkaç örnek vereyim
İstanbul'da bir ceza hakimliği, bianet'ten Ayça Söylemez'in "Dilek Doğan'ın Vurulmasını Kameraya Çeken Polis: 'Özel Harekat Yanlışlıkla Vurdu" başlıklı bianet haberine erişim engelleme kararı verdi.
Polis Dilek Doğan'ı Ekim 2015'te İstanbul'daki evine düzenlediği baskında vurmuştu. Doğan bir hafta sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Mahkeme, sanık polis memurunu ağır ihmalle öldürmekten 6 yıl hapis cezasına çarptırdı. Dosya şu anda Yargıtay'da bekliyor.
bianet editörü Evrim Kepenek, altı yaşındaki çocuğuna istismardan tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Refik Y.'nin şikayeti üzerine ifade verdi.
Kepenek, davayla ilgili biri Refik K'nın tutuklanması, diğeri serbest bırakılmasıyla ilgili olmak üzere iki haber yazmıştı. Refik Y., Kepenek'i özel hayatın gizliliğini ihlal etmekle suçladı.
Kepenek'e göre ayrıca söz konusu haberlerin kaldırılması için talepte bulunuldu ve bianet telefonla aranarak kaldırılması istendi.
KONDA Araştırma şirketi tarafından İnsan Hakları Derneği (İHD) için "Cezaevleri ve Tutuklular Algı Çalışması" başlıklı çalışmasına göre toplumun yüzde 42'si Türkiye'de en çok haksızlığa uğrayan grup olarak 'kadınlar'ı işaret ediyor. Kadınların ardından yüzde 35 ile 'gazeteciler' geliyor.
Dezenformasyon
Erdoğan, Haziran ayında yaptığı bir konuşmada, "Bakın sevgili kardeşlerim, dünyanın farklı yerlerinde aşı var, Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinde bu aşının ücretli olduğunu biliyor musunuz? Bizde yok. böyle bir şey var."
Erdoğan, Avrupa liderlerinin kendisine de vatandaşlardan aşıyı ücret karşılığında yapması tavsiyesi aldığını da söyledi.
Ancak Erdoğan'ın açıklamasına rağmen Birleşik Krallık'ta ve diğer birçok ülkede Covid-19 aşı programı ücretsiz olarak yürütülüyor.
Bu örneklerde de gördüğümüz gibi bazen hükümet temsilcileri dezenformasyonun direkt olarak öznesi olabiliyor.
Ve sadece son zamanlarda hükümet tarafından çokça hedef alınan alternatif medya "hayır, aşı diğer ülkelerde de bedava..." şeklinde "işin aslını" yazabiliyor.
2018'de, Reuters Enstitüsü'nün Dijital Haber Raporu'nda anket yapılan ülkeler arasında diğer tüm ülkeler arasındaki vatandaşlardan daha çok sayıda Türkiyeli, "tamamen siyasi veya ticari nedenlerle uydurulmuş hikayelere" maruz kaldığını bildirdi.
TIKLAYIN - Bu medya özgürlüğüne ağzımız açık kaldı!
Yalan haber?
21 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl çıkarılan sosyal medya kanunundan yola çıkarak Meclis'te konuyu ele alacak bir çalışma yapılacağını duyurdu.
Erdoğan, sahte/yalan haberleri, Türkiye'nin demokrasisine, muhalefet partilerinin de dahil olduğu terörle eşit bir tehdit olarak nitelendirdi.
Geçen hafta Erdoğan'ın müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), yabancı kuruluşlardan para alan haber kuruluşlarının faaliyetlerini düzenlemeye yönelik bir yasa teklifi sundu.
Kanun teklifine göre, istenen bilgileri İçişleri Bakanlığı ile paylaşmayanlar da bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.
Tasarının TBMM Genel Kurulu'na sunulması bekleniyor.
TIKLAYIN - "bianet, bütün güç merkezlerinden bağımsız kalacaktır"
Türkiye medyası, devlet destekli kanalların, gazetelerin ve portalların oyun alanı haline geldi. Hükümet tarafından terörist olarak hedef alınan birkaç bağımsız medya ağı direnişini sürdürüyor.
Biz şimdi neyiz?
Alternatif medya mensupları olarak ortak medya aracılığıyla sesine ulaşamayanların protestolarını, taleplerini takip etmeye devam ediyoruz.
Ama bunu yaparken polise gazeteci olduğumuzu söylediğimizde bizi rahatlıkla itip gözaltına alabiliyorlar. Çünkü artık hiçbir yaygın medya mensubunun o protestoyu takip etmeyecek ve onların görüşlerine yer vermeyeceğini biliyorlar.
Geriye kalanlar ise zaten onlara göre "gazeteci olamaz."
Gazeteci Ali Duran Topuz dün gece (13 Ekim) Twitter hesabından genel yayın yönetmeni olduğu Gazete Duvar'dan istifa ettiğini duyurdu.
Topuz'un ardından bazı editör ve yazarlar da artık gazetede yazı yazmayacaklarını açıkladı.
Ali Duran Topuz, yazı işleri bağımsızlığına değindiği istifasının ardından gazetenin yazı işleri müdürü oldu, Topuz editörel bağımsızlığa müdahale olduğuna işaret etti.
Şu anda olup bitenler hakkında az bilgimiz var ama Gazete Duvar Türkiye'nin önemli alternatif haber kaynaklarından biri.
Türkiye'de gazeteciliğin her geçen gün daha da kötüye giden ve bu durumu daha az kişinin dile getirdiği manzarası bu. Ama inanıyorum ki bunu da atlatacağız.
Makedonyalı meslektaşımız Ognen Janeski, ülkesindeki durumu anlatırken "Kazanacağız" dedi. Ben de, hala gazetecilik yapmaya çalışanlar olarak "Kazanacağız" diyorum. Yeter ki hem yasaların hem sosislerin nasıl yapıldığını araştırmaya devam edelim. :)
Resilience / Direnç projesi hakkında"DİRENÇ: Batı Balkanlar ve Türkiye'de Nefret Propagandası ve Bilgi Kirliliğinin Önlenmesi, Medya Özgürlüğünün Yeniden Tesisi İçin Sivil Toplum Hareketi/ RESILIENCE: Civil society action to reaffirm media freedom and counter disinformation and hateful propaganda in the Western Balkans and Turkey" projesi kapsamında Batı Balkanlar'daki medya geliştirme örgütleri ve Türkiye'den IPS İletişim Vakfı/bianet güçlerini birleştirdi. Üç yıllık bir proje olan "Direnç" projesi Güney Doğu Avrupa Medya Profesyonelleşmesi Ağı (SEENPM) ve Orta ve Güney Doğu Avrupa'daki Medya Geliştirme Örgütleri Ağı tarafından koordine ediliyor ve Arnavutluk Medya Enstitüsü (Tiran), Mediacentar Vakfı (Sarajevo), Kosovo 2.0 (Priştine), Karadağ Medya Enstitüsü (Podgorica), Makedonya Medya Enstitüsü (Üsküp), Novi Sad Gazetecilik Okulu (Novi Sad), Barış Ensitüsü (Ljubljana) ve bianet'in (İstanbul) partnerliğinde uygulamaya konuluyor. Proje AB tarafından finanse ediliyor. |
(PT)