*Fotoğraf galerisi için tıklayın.
Diyarbakır'da Newroz kutlamları her yıl oldukça büyük bir kalabalıkla ve coşkuyla kutlanıyor. Sabahın erken saatlerinde yüzbinlerce insan, cıvıl cıvıl yerel kıyafetleri ile Newroz alanını doğru akmaya başlar.
Şehir merkezinden yaklaşık 10 km uzak olmasına rağmen genç, yaşlı, hasta, çocuk demeden hemen herkes Newroz günü o büyük coşkuyu görmek için o alana mutlaka uğramaya çalışır.
Daha çok siyasi mesajları ile ön plana çıkan Newroz kutlamaları, bir çok kişi için piknik ve bayram havasında geçiyordu.
Kürt sorunun çözümü için askeri ve siyasi operasyonların yöntem olarak belirlendiği son iki yılda mevcut siyasi atmosfer, ne yazık ki Newroz kutlamalarını olumsuz etkiledi.
Newroz'un günü
Sanatı terörün arka bahçesi olarak değerlendiren sayın içişleri bakanı, Newroz kutlamalarını da ön bahçe olarak görmüş olmalı ki, valiliklere göndermiş olduğu bir genelgeyle, erken tarihte kutlanılacak newroz gösterilerinin yasaklandığını iki gün önce İstanbul ve Diyarbakır valilerinin yapmış oldukları açıklamalardan öğrendik.
Kararın gerekçesi, Newroz'un tarihinin 21 Mart olduğu idi. Oysa bölgede daha önceki yıllarda Newroz farklı tarihlerde kutlanmıştı, geçen seneki Diyarbakır ve bölge kutlamalarının yürüyüşe dönüştüğünü saymazsak, farklı tarihlerde kutlanan newrozun sorun yaratmadığını hep beraber gördük.
Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) yaptığı açıklamalar tarihlerin değişmeyeceği yönündeydi.
BDP Genel başkanı Selahattn Demirtaş ''Arap Baharı''nın Kürtler için de özgürlük baharına dönüşeceği umudunu her seferinde vurgulayarak, bir önceki gün, newroz yasağı karşısında özgürlüğünü dünyaya haykırmak isteyen herkesi Newroz alanına davet etti.
Otobüslere yasak
Bakanlık genelgesi, valilik yasağı derken bütün gelişmeler Newroz kutlamlarının gergin geçeceğine işaret ediyordu.
Diyarbakır'da her yıl belediye otobüsleri halkı ücretsiz Newroz Alanına götürüyordu ama bu yıl Valiliğin koyduğu yasakla belediye otobüslerinin çalışmasına izin verilmedi.
Otobüslere izin vermeyen polisler, şehrin bir çok yerinde Newroz alanına doğru giden bütün yolları panzerler ve barikatlarla geçişe kapatmışlardı.
Sabah 09:00'dan 11:30'a kadar Kuruçeşme, Bayındırlık, Hal Kavşağı, Bağlar'da polis alana gitmek isteyen insanlara biber gazıyla müdahale ederek durdurmaya çalıştı.
Panzerlerden sık sık gösterilerin yasa dışı olduğu anonsları yapılıyor ve anonslarda hemen sonra da insanların arasına biber gazı atılıyordu.
Gaz ve biber
Polisin biber gazına alışmış olanların çoğu yanlarında getirdikleri limonlarla gazın etkisini aza indirmeye çalışıp, kaldıkları yerden polisle çatışmaya devam ediyorlardı.
Limonu olmayanların imdadına da çevre bina sakinlerinin attıkları limonlar hızır gibi yetişiyordu.
Ben de biber gazından bolca nasiplendikten sonra Newroz alanına doğru yola koyuldum ama bulunduğum yerden mesafe çok uzak olduğu için üç arkadaşımla birlikte taksiye atladık.
Şöför de yasaklamaya çok kızmıştı. "Kusura bakmayın lütfen ama gerçekten çok kızgınım, şimdi bu insanlara yapılan reva mı?'' diyerek bizi Newroz alanına yakın bir yerde indirdi.
Açık adresini ver, geç
İndiğimiz yerde de polis sokaklara barikat kurmuştu, o civarda oturanlar adresilerini açık bir şekilde söyledikten sonra geçişlerine izin veriliyordu.
Alana gitmek isteyen bir kaç yaşlı aralarında plan yapıp civarda bulunan akrabalarını ziyarete gitmek istediklerini söylediler ama nafile, Polis kül yutmaz!
Kadınlardan biri "e sen şimdi niye kardeşimin evine gitmeme izin vermiyorsun, he, hele söyle?" diye sorunca polis "teyze ben değil, vali izin vermiyor" diye cevap verdi.
"Eğer vali kardeşimin evine gitmeme izin vermiyorsa, o benim değil, senin valindir, tamam? Ona aynen böyle söyle!''
Kadınlar kızgınlıklarını söyleye söyleye başka bir yol aramak üzere uzaklaştılar. .
Baz istasyonu araçları
Bütün engellemelere rağmen durmak nedir bilmeyen insanların ısrarı karşısında polis Newroz alanı insanlara açmak zorunda kaldı.
Oraya kadar polisle çatışarak gelen insanlar çoğu büyük bir mutlulukla sloganlar atıp kutlama yapmaya başladı.
Bu sene ne müzik vardı ne de protokol, protokolün yerine halk oturmuş, yürüdükleri onlarca kilometrenin, aştıkları onlarca bariyerin yorgunuğunu çıkarmaya çalıyorlardı.
Polis, Newroz Alanını terkettikten sonra civarda bulunan birkaç baz istasyonu aracının yakılması da sabahtan biriken öfkenin en büyük dışa vurumuydu ve orada bulunan hiçkimse o gençlerin araçları yakmasına engel olamadı.
''Abla sen gazetecisen''
Her gösteride olduğu gibi bugün de çocuklar ön plandaydı, hem de sabahın ilk saatlerinden itibaren.
Bulduğu beyaz bir atlete iki göz açan ve kafasına geçiren küçük bir çocuk, illegal görünmeyi de oyun sanıyor olmalı ki fotoğraf makinesini görür görmez bana poz verdi.
Yine yüzünü kapatan ve elinde taşlarla meydana gelen 12 yaşlarında bir diğeri de "abla sen gastecisen? diye sorarak bir kaç arkadaşıyla bir araya gelip bir grup kurduklarını ve yeri geldiğinde gösterilerde polisle çatıştıklarını söyledi.
Polis seni hiç yakaladı mı diye sorunca "he wala, bir kaç kere yakaladı, beni akrebin içine götürüp bir güzel dövdiler ama ben hala onlardan korkmiyem" diyerek ailesinden habersiz geldiğini söyledi.
Yanımdan ayrılmadan önce beni uyararak "abla wala polês saldirabilir, kendine dikkat et ha, wala yakalayınca hiç acimîler, çok köti döviler" diye tembihleyerek yanımdan uzaklaştı.
Kaç matem daha?
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, Newroz alanını Özgürlük meydanına dönüştüğünü vurgulayıp yasağı dinlemeyerek polisin barikatını aşıp gelen halkı kutladılar.
Olaylı başlayan Newroz kutlamaları yaklaşık beş saat sürdü.
Günün sonunda İstanbul'da Newroz yasağına karşı yapılan gösteriler sırasında ne yazık ki Hacı Zengin'in hayatını kaybettiğini öğrendik.
Bu üzücü durum karşısında durup bütün sorumlu siyasetçilere sormak lazım, acaba bu ülkeye barış ve huzurun gelmesi için daha kaç bayramın mateme dönüşmesi gerekecek? (HK/BA)