Yasak yayın kavramı dilimize yerleşti. Mahkemelerin toplatma, yayın durdurma, dağıtımın önlenmesi gibi kararları da hakkında "yasaklama kararı" bulunan yasak yayınlar olarak kategorileşti.
Üçüncü yargı paketinde yani 02.07. 2012 Kabul Tarihli 6352 Sayılı Kanunla Basın Kanununa geçici bir madde eklendi.
"Geçici Madde 3 - 31.12.2011 tarihine kadar mahkemeler, yetkili mülki idari amirlikleri ve diğer makamlarca basılı yayınlarla ilgili olarak verilmiş toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararları, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde, yetkili ve görevli mahkemeden bu yasaklılığın devamı niteliğinde bir karar alınmamış olması durumunda kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Bu tür kararlarla ilgili mevcut bilgi ve deliller kolluk tarafından iki ay içinde yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına iletilir. Mahkemelerce, bu yönde alınmış olan kararların bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilir."
İyi bir yaklaşım... Özellikle "yasak yayınlar" kavramının ortadan kalkması için iyi bir adım. Yani, yasak yayınların hala var olduğunun farkına varmak demektir bu düzenleme. Bu tür kararları kaldırmak için madde düzenleyen yasa koyucunun ve bunu hüküm olarak yargı paketine alan hükümetin adımları olumludur. Madde düzenlemesindeki beceri hariç...
Bu düzenleme eleştirilirse, "hükümeti yıpratmak amacıyla" yapılmış olan eleştiri olarak değerlendirilip suç siciline/sicilime eklenir mi acaba? Kuşkunuz olmasın, eklerler.
Toplatma kararlarının hükümsüzlüğü neden 31.12.2011 tarihine kadar verilmiş kararlara uygulanıyor acaba? Bu tarihin bir önemi veya böyle bir süre konulmasının amacı nedir?
Bu düzenleme basılı yayınlarla ilgilidir. Yani gazete, dergi ve kitaplar hakkında bir düzenlemedir. Filmler, tiyatrolar, müzik eserleri, plaklar, teyp bantları gibi diğer kitle iletişim araçları ile ilgili "yayınlar" kapsam dışıdır. Bu nedenle hatalı bir düzenlemedir. Ama bu haliyle bile tüm yayınlar için uygulanabilmelidir.
Örneğin basılı bir tiyatro eseri veya bir filmin senaryosu kitap olarak yayınlanmış ve eğer kitap hakkında toplatma kararı verildiği için yasak yayın sayılıyorsa, toplatma kararı kaldırılabilir ve yasak yayın kategorisinden çıkar. Ama seyredilen filmi veya oynanan tiyatro oyunu basılı eser olmadığı için, hakkındaki toplatma kararı kaldırılmış olan kitabına rağmen, film ve tiyatrosu hakkındaki yasaklama sürer. Kitabına uydurulmuş böyle bir düzenleme olamaz. Kitaplar, dergiler, broşürler, gazeteler basılı eser kabul edilerek yasak yayın olmaktan çıkarılabilir ama filmler, tiyatrolar, müzikler için yasak sürdürülebilir. Yasaklama kararlarının hükümsüz sayılması, basılı eser veya değil gibi bir seçime tabi değildir, olmamalıdır.
6352 sayılı Kanun 05.07.2012 Perşembe günlü 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Mahkemeler, yetkili mülki idari amirlikleri ve diğer makamlarca basılı yayınlarla ilgili olarak verilmiş toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararları, eğer yetkili ve görevli mahkemeden bu yasaklılığın devamı niteliğinde bir karar alınmamış olması durumunda kendiliğinden hükümsüz hale gelecektir. Geçici Madde 3'e göre bu uygulama altı aylık sürenin bitiş tarihi olan 05 Ocak 2013 tarihinde sona erecektir. Mahkemeler 6 ay içinde yeniden karar vermediği takdirde basılı eserler hakkındaki kararlar kalkacak ve önceki tüm kararlar hükümsüz sayılacak.
İkinci düzenleme ise örneğin kitap ya da basılı eserlerden hangisinin yasaklılık kararının devamı isteniyorsa, önceki bu tür kararlarla ilgili mevcut bilgi ve deliller kolluk tarafından iki ay içinde yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına iletilecek. Bütün bu işlemleri iki ay içinde, yani 05.09.2012 tarihine kadar kolluk, yani Emniyet Genel Müdürlüğü ve/veya Jandarma yapacak. Geçici madde 3 ile istenilen "mevcut bilgi ve delilleri" Savcılıklara verecekler. Savcılıklarda herhalde mahkemelere gönderip karar (mı) isteyecek. Sonra da hakkında "yasalılık" süren kitaplar ve basılı eserler hakkında bu yönde alınmış olan kararların bir örneği İçişleri Bakanlığına gönderilecek.
Bu konuda yetkili ve görevli mahkemeler hangisidir? Terör mahkemeleri mi?
Ankara mahkemeleri ve Bakanlar Kurulu kararıyla bugüne kadar 453 kitap ile 645 gazete, dergi, broşür ve pankart hakkındaki yasaklama kararının sürmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü Savcılığa başvurmuş. Talep içinde Nâzım Hikmet, Yaşar Kaplan, Lenin, Sultan Galiev, İsmail Beşikçi, Karl Marx ve Abdurrahim Karakoç'un eserleri de varmış. Savcılık başvuru yazısında 67 kitap ile 16 gazete ve dergi üzerindeki yasak kararının devam etmesi gerektiği yönündeki görüşlerini de yazmışlar (Cumhuriyet Gazetesi 11.09.2012)
Geriye kaç yasak yayın kararı ve kaç yasak kaldı ve hangi yayınlar hakkında acaba? Hükümsüz sayılması istenilen kaç karar var elinizde. Diğer Emniyet Müdürlüklerinden yapılmış başkaca bir başvuru var mı?
Bütün bu işlemleri neden kolluk güçleri yapıyor sadece? Yayınların sahiplerine, yayınların yazarlarına, çevirmenlerine hakkında toplatma kararı verilmiş eserleri hakkında hükümsüz sayılması için doğrudan doğruya mahkemeye başvuru hakkı neden tanınmadı acaba?
Emniyet Genel Müdürlüğü ve/veya Jandarmanın yasak yayınlar için elindeki "mevcut bilgi ve delilleri" ne demektir ve bunlar nelerdir? Ankara Emniyet Müdürlüğünün bu konudaki yazısı ile hakkındaki yasaklama kararı sürsün dedikleri kitaplar, dergiler, broşürler açıklansa ne iyi olur. Neden ve hangi gerekçeyle yasakların sürmesi talep edildi acaba?
Bazı soruşturma ve dava dosyasında "yasak yayın" diye kabul ettikleri, insanların evlerinden toplayıp suç delili diye dava dosyasına konulan kaç kitap, kaç eser var bu listenin içinde acaba? Veya bir diğer yönüyle hangi tür eserler hakkında toplatma kararı var ve bu tür eserler neden liste içinde yok acaba?
Bir gazeteci bunları haber yapsa ve yayınlansa da öğrensek! Daha önce İçişleri Bakanlığı ve mümkünse eğer Adalet Bakanlığı açıklasa da "yasak yayın" ve yasakları öğrensek...
Bir bilebilsek, kanunun uygulanmasının nasıl yapıldığını da öğrenmiş olacağız. Böylece yasak yayınlar ile yasaklar hakkındaki uygulama da gün ışığına çıkmış olacak. (Fİ/HK)