Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Kürtçe savunma yapmayı kabul etmedi, isteyeni de tutukladı. Bunu yaparken Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu antlaşması olan Lozan'ı ihlal etti. Bütün Türkiye yurttaşlarının mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanma hakkı 1923'ten beri var.
Azadiye Welat gazetesi yazıişleri müdürü Mehdi Tanrıkulu, mahkemelerde Kürtçe dilekçe verdiği, Kürtçe savunma yapmak istediği için kısıtlama ve azarlarla sık sık karşılaşıyor. Ama aslında var olan hakkını kullanmaya çalışıyor. Bu bilgiyi de mahkemelere veriyor üstelik.
Yayın hakkı da var
Bu hak yalnızca mahkemelerle de sınırlı değil. Herhangi bir Türkiye yurttaşının "gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde, din, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında, dilediği bir dili kullanmasına karşı hiçbir kısıtlama konulmayacaktır" hükmü yine Lozan'da yer alıyor.
Lozan'dan hak dersleri
Lozan'ın tanımladığı hakları, Prof. Dr. Baskın Oran'ın 2004 tarihli, "Türkiye'de Azınlıklar: Kavramlar, Lozan, İç Mevzuat, İçtihat, Uygulama" kitabında sınıfladığı haliyle okuyalım:
"A. Müslüman-olmayan (Gayrimüslim)Türk uyrukları: Dolaşım ve göç etme konusunda bütün Türk uyruklarına uygulanan özgürlük (Md. 38/3); Müslümanların yararlandığı aynı medenî ve siyasal haklardan yararlanma hakkı (Md. 39/1); giderlerini ödeyerek her türlü kurum (vakıf, okul vb.) kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini kullanmak ve ayinlerini yapmak konularında eşit haklar (Md. 40); önemli bir oranda oturdukları il ve ilçelerde, anadillerinde öğretim yapabilmeleri için, çeşitli bütçelerden (devlet, belediye vd.) hakkaniyete uygun pay alma hakkı (Md. 41/ 1 ve 2); aile ve kişi statüleri konusunda gelenek ve göreneklerine saygı (Md. 42/1); inançlarına aykırı davranışta bulunmaya ve hafta tatilinde [Lozan'ın imzası tarihinde bu tatil cuma günüydü] resmî işlemleri yerine getirmeye zorlanamama (Md. 43). Bu grubun hakları, doğal olarak, ayrıca diğer üç grubunkileri de içermektedir.
B. Türkçe'den başka bir dil konuşan Türk uyrukları: Mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanma hakkı (Md. 39/5). Bu grubun hakları, doğal olarak, C ve D gruplarınınkini de içermektedir.
C. Tüm Türk uyrukları: Din, inanç veya mezhep farkının ayırımcılığa yol açmaması (Md. 39/3); gerek özel, gerekse ticaret ilişkilerinde istediği bir dili kullanma hakkı (Md. 39/4). Bu grubun hakları, doğal olarak, D grubununkileri de içermektedir.
D. Türkiye'de oturan herkes: Milliyet, dil, soy ya da din ayırımı olmaksızın yaşam ve özgürlük hakkı (Md. 38/1); inancına, dinine ya da mezhebine karışılmaması (Md. 38/2); din ayrımı gözetilmeksizin yasa önünde eşitlik hakkı (Md. 39/2). Bu grubun hakları bunlardan ibarettir." (TK)