Mandela 18 Temmuz'da 92. yaşına bastı. Mandela'nın doğumgünü dünyada çapında olduğu gibi Türkiye'de de ilgi topladı. Kimi gazetelerde Mandela'nın doğumgününe haber olarak yer verildi.
Ancak Mandela'nın doğumgününe yer veren ve onun hakkında olumlu sözler eden gazetelerin çoğu bugüne dek, ne Mandela'nın kim olduğunun anlaşılmasına yardımcı olabilecek yazılara yer vermişler, ne de Mandela'nın mücadelesinin Türkiye için ne anlama geldiğini ele almışlardı.
Bu nedenle, Mandela'nın kendisine dünya çapında büyük saygınlık kazandıran mücadelesinin hangi "yaramazlıklar" ile dolu olduğunu ele almakta yarar var.
Rolihlahla
Mandela hakkında az bilinen gerçeklerden biri, Mandela'nın arkadaşlarıyla birlikte yıkmayı başardığı ırkçı rejimin izlerini benliğinde taşıdığıdır. Mandela, 18 Temmuz 1918'de Transkei'de, küçük bir köy olan Mvezo'da doğduğunda kabilesi, tıpkı bölgedeki diğer Afrikalılar gibi, çoktan beyazların belirlediği koşullar altında yaşamaktaydı. Güney Afrika'da uygulanacak olan insanlık dışı ırkçı rejim - yani Apartheid - henüz tam olarak ortaya çıkmamıştı.
Mandela'nın babası Tembu kabilesinin önde gelenlerinden biriydi; Mvezo'da şefti. Oğlunun adını "Rolihlahla" koydu. Bu Xhosa dilinde bir ağacın dalını çekmek anlamına geliyordu. Günlük kullanılışı ise daha çok "yaramazlık yapan" anlamına geliyordu.
Mandela
Rolihlahla'nın resmi kayıtlardaki ve bugün dünya çapında bilinen ad ve soyadı ise beyazların isteklerine göre şekillendi. Soyadı alması gerektiği için, dedesinin adı olan "Mandela" soyadı oldu. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ardından soyadı kullanmak durumunda kalanların, babalarının veya dedelerinin adlarının soyadına dönüştürülmesi gibi.
Rolihlahla okula başladığında kendi kültürü ile hiçbir ilişkisi olmayan ve beyazların geleneklerine uygun düşecek bir ad ile çağrılmaya başlandı: Nelson! Rolihlahla'nın adı, kendi ailesinin değil, öğretmenin istediği ve beyazlardan alınmış bir ada dönüşmüş oldu. Ona neden bu adın verildiği ise bilinmiyor.
Dalibhunga
Rolihlahla 16 yaşına geldiğinde kabilesinin gelenekleri uyarınca erkekliğe geçiş törenine katıldı. Törene katılan genç erkeklerin sünnet acısına dayandıklarını göstererek kabilenin ileri gelenlerine erkekliklerini kanıtlamaları bekleniyordu. Bu törenin ardından artık erkek sayılan gençlerin çocukluklarını geride bırakmaları gerekiyordu. Bunu vurgulamak için törenin yapıldığı kulübe ateş verilecekti.
Rolihlahla sünnet acısına dayanmakta zorlandı ve diğerleri kadar sağlam görünemediğini düşündü. Ama tören bittiğinde o da kendisini kanıtlamıştı. Çocukluktan yetişkinliğe geçen erkeklere, bir ad daha verilmesi gerekiyordu. Rolihlahla'ya insanları bir araya getiren veya diyaloğu başlatan kişi anlamına gelen "Dalibhunga" adı verildi.
Yaramazlıklar
Rolihlahla ailenin okula giden tek çocuğuydu. Okula başlar başlamaz beyazların dayatmalarının nereye dek varabileceğini kavramasını sağlayacak olan bir deneyimi, adının değiştirilmesini yaşadı. Halkının ve kültürünün nasıl aşağılandığını ve yok sayıldığını, beyazların babasını şeflikten aldığını akrabalarından ve kabilenin ileri gelenlerinden dinledi.
Rolihlahla bir erkek sayılmaya başladıktan sonra, bir genç erkeğe yakışır "yaramazlıklar" sergileyecekti. Geleneksel yaşamı, kabilesinin şeflerinden biri olmayı ve "ayağının bağlanması" için düşünülen erkenden evlendirilme fikrini reddetti. Kendine örnek aldığı bir diğer yaramazla birlikte, daha geniş ufuklar barındıran kente gitti. Orada beyazların dünyasında yer alabilmenin tek yolu olan okulu seçti ve hukuk fakültesini bitirene dek okulu bırakmadı.
Rolihlahla üniversitede öğrendiklerini her yönüyle yaşama geçirmeye kararlıydı. Kendisinin ve tüm Afrikalıların haklarını savunan bir hukukçu olmakla yetinmek istemedi. Tek başına yaramazlık yapmanın bir işe yaramayacağını biliyordu. ANC üyesi olmaya karar verdi. Ama kısa süre içerisinde yine yaramazlık yaptı ve 1944'de arkadaşlarıyla birlikte ANC Gençlik Kolunu kurdu. Mandela ve Tambo gibi gençlerin adları, hak ve özgürlükler mücadelesini ile birlikte anılmaya başlandı. Mandela, daha kurtuluş mücadelesine yeni başladığı günlerde bile insanları bir araya getiren kişi anlamına gelen "Dalibhunga" adına yakışır bir şekilde davranıyordu.
İyi giyimli yaramaz
Mandela beyazların dünyasında iyi giyinmenin ne anlama geldiğini kavramıştı. İlkokula başlayana dek bir battaniye dışında giysi bilmeyen Mandela, üniversiteye giderken hep iyi giyimli olmaya özen gösterir olmuştu. Daha sonra ANC içerisinde her zaman sözleriyle olduğu kadar giyimiyle de hep dikkat çeken biri olmayı başardı.
Mandela beyazların yaratmış olduğu ırkçı düzeni yıkabilmek için beyazların dünyasındaki araçları iyi kullanmak gerektiğini kavramıştı. İyi giyinmek gibi, okula gitmek gibi, radyo ve televizyonu da kullanmayı bildi. 1948'de ayrı yaşama anlamına gelen Apartheid uygulanmaya başlandığında ANC'nin mücadelesi daha da önem kazandı. Mandela, bu mücadelenin en dinamik lideri konumuna geldi. Yer altında olduğu dönemde ülkenin değişik yerlerinde birdenbire ortaya çıkmakla ünlendi. ANC'nin mücadelesinin dünya çapında tanınmasını sağlayan röportajlardan birini verdiğinde yine yer altındaydı. ABD'deki televizyon izleyicileri ekranda iyi giyimli, kararlı ve sözcüklerini çok iyi seçen genç bir lider gördüler. Mandela, ANC'nin artık silahlı mücadele vermek zorunda olduğunu haber veriyordu.
Madiba
Güney Afrika'da artık Mandela'ya başka bir adla sesleniyorlar: Madiba. Bu ad, "Nelson" gibi ailesine, kabilesine ve kültürüne ters düşen bir ad değil. Tam tersine, bu ad onun üyesi olduğu klanın adı ve bir soyadından daha önemli olduğu düşünülüyor. Bu ad, Mandela'nın 18. Yüzyılda yaşamış Tembu şefi Madiba'nın soyundan olduğunu gösteriyor.
Madiba 92. yaş gününde çocuklarla birlikteydi. Afrikalı çocuklar onu çok seviyorlar. Madiba onların hepsinin dedesi gibi. Önceki gün Soweto ve çevresinde sokaklar okuldan dönen çocuklarla doluydu. Artık çocuklar güvenlik güçlerine taş atmıyorlar ve kurşunlara hedef olmuyorlar. 1976'da Apartheid rejiminin yıkılış sürecini başlatan Soweto öğrenci ayaklanmasının başladığı yerde öldürülen 13 yaşındaki öğrenci için artık bir anıt var.
Soweto yakınlarında, yeni bir yerleşim yerinde dört küçük kız bahçede evcilik oynuyorlardı. Onların yüzlerindeki mutluluğu görünce size onlardan ve Rolihlahla'dan, Nelson'dan, Dalibhunga'dan, yaramaz Mandela ve Madiba'dan söz etmek istedim. Yaramaz çocuklara sevgilerle... (SD/EÜ)