"Rejimlerin tutumunu ciddi şekilde değiştirebilmek için açıkça ve cesurca düşünmeliyiz;
çünkü öğrendiğimiz tek bir şey varsa o da şudur: rejimler değişmek istemezler."
Julian Assange, Conspiracy as Goverance, 3 Aralık 2006.
Bu haftanın dünya gündemini belirleyen, WikiLeaks'in "cablegate" adıyla bizlere sunduğu ABD gizli elçilik yazışmalarından bahsediyorum "Sivil Komplo" diyerek. Bu bir komplo, çünkü bu sızıntının baş mimarlarından biri olan WikiLeaks genel yayın yönetmeni Julian Assange'a göre devlet ile mücadele etmenin en iyi yolu onun bize karşı kullandığı silahlardan biri olan 'komplo'yu ona karşı kullanmak. Ve bu komplo sivil, çünkü her ne kadar bu yazışmaları bize 'sağlayan' Bradley Manning tutuklanana dek ABD ordusu için çalışmış olsa da, edindiği bilgilerin kamu vicdanına sunulması gerektiğini düşünecek kadar sivil bir akla sahipti.
Cablegate bu hınzır işbirliğinin ilk dürüst suçu da değil. Manning, bugün "Collateral Murder" adıyla bilinen ve Irak'ta 10 sivil ve 2 Reuters muhabirinin Apache helikopterleri tarafından öldürülmesini gösteren videoyu da WikiLeaks'e gönderen kişi. Yaralılara ateş ederken birbirleriyle şakalaşan ABD askerlerinin telsiz konuşmaları, masum sivillerin öldürülmesini artık kanıksamış olan dünya kamuoyunu bile isyan ettirmişti.
Sicilinde petrol ve bankacılık sektöründeki skandallardan hükümet seviyesindeki yolsuzluklara dek pek çok ifşa örneği bulunduran WikiLeaks, aralarında The Guardian ve The New York Times gibi saygın gazetelerin de yer aldığı medya kuruluşları tarafından pek çok kez kaynak gösterildi. Haziran 2010'da yayımlanmaya başlayan Afganistan ve Irak Savaş Kayıtları ise medya ile WikiLeaks arasındaki ilişkinin yeni bir boyut kazandığına işaret ediyor: Artık WikiLeaks sızdırılan belgelerin yayımlanma tarihini ve şeklini belirleyebilecek kadar güçlü bir haber kaynağı. Tüm dünyadaki medya kuruluşlarının toplamda yayımladığından daha fazla gizli belge yayımladıkları hatırlatıldığında, Assange samimiyetle bunun aslında kendileri için gururdan ziyade medya için utanılacak bir durum olduğunu söylüyor.
WikiLeaks'i bu denli güçlü kılan şey Assange'ın efsaneleştirilen bilgisayar uzmanlığı ya da birlikte çalıştığı gönüllü gazetecilerinin kişisel becerisi değil, motivasyonlarının kaynağı da olan adalet arayışı ve seçtikleri yöntemin cesurluğu. Kendisi ile yapılan az sayıdaki söyleşide Avustralya doğumlu eski hacker hep bu adalet öğesine vurgu yapıyor: baskının ve zulmün karşısında güçsüzün tarafını tutmak. 2006 yılında kuruduğu organizasyona gönderilen binlerce gizli belgeyi yayımlarken de bizzat bunu yapıyor; orantısızca güç kazanan devletlere karşı bilgiye ulaşamadığı için güçsüz konumda bulunan dünya halkını bilgilendiriyor.
Devlet ve halk ayrımı
"Otoriter rejimlerde siyasal elit gücünü artırmak için komployu bir araç olarak kullanır." 2006 yılında böyle yazmış Assange, Machiavelli'den alıntılar yaptığı manifestovari metninde. Devletlerin komploları genellikle bilgiyi sınırlamaya ve vatandaşlarını aldatmaya dayanır; bu nedenle yapılması gereken siyasal elitin bilgi üzerindeki tahakkümünü kırmaktır. Bu felsefeyle şimdiye dek yaptığı işlerin coğrafi genişliği ve etkisine bakıldığında Assange'ın tek bir devlete değil tüm otoriter rejimlere ve status quo'dan nemalanan dünya siyasal elitine karşı durduğu görülür. Bu anlamda WikiLeaks artık tartışılmaz bir küresel aktördür ve eşitsizlikler varolduğu sürece varlık sebebini yitirmeyecektir.
Yine de fikirlerini aktarmak için devlet jargonunu kullanmaktan geri durmuyor Assange. Zira 'vergi', yazılarında ve röportajlarında sıkça kullandığı kavramlardan biri; devletlerden alınması gereken "gizlilik vergisi" ve şirketlerden alınması gereken "saygınlık vergisi" gibi. Bunu bir dengeleme aracı olarak görüyor, haksız kazanç sağlayan şirketler WikiLeaks eliyle saygınlığından kaybederek borcunu geri ödemiş oluyor. Halkından bilgi saklayan devlet de ceza olarak sırlarını kaybetmeli, çünkü halkın vergileriyle elde edilen bilgi yine halka hizmet olarak sunulmalı. Özellikle cablegate arşivinin yayımlanması ile Amerikan halkına sesleniyor WikiLeaks: eğer verginizi ödüyorsanız hükümetinizin sizin onaylamadığınız politikaları sizden gizli yürütmesine izin vermeyin.
Özetle, sıradan bir bilgisayar programcısı ya da herhangi bir belge hırsızı değil Assange, devlet kurumu ile toplum arasındaki ilişkiye dair düşünen ve gördüğü eşitsizliği düzeltmeye çalışan bir aktivist. Ancak çok hayale kapılmadan not düşelim, kapitalizmi devrimle yok etmek gibi bir amacı yok WikiLeaks'in, sadece rekabetin şartlarının eşit olması gerektiğini savunuyor. 'Reform'a bilgi ile ulaşılacağına inanıyor; herkese açık bilgi.
Cablegate'in tarihsel önemi
Chatham House'dan Michael Cox, ifşa edilen belgelerin tarihçiler ve uluslararası ilişkiler öğrencileri açısından bir hazine olduğunu ancak diplomatik ilişkiler açısından pek değişiklik yaratmayacağını söyledi. Bu iddianın ilk bölümüne katılmamak elde değil; dünya diplomasi tarihinin detaylı siyasi analizlerini yapabilmek için hep dışişleri arşivlerini 40-50 yıl beklemek zorunda olan bizler şimdi Şubat 2010'a dek uzanan ABD resmi belgelerine bir tık kadar yakınız. Ancak Birleşmiş Millletler'deki casusluk faaliyetlerini, dost ülkelerdeki yolsuzlukların görmezden gelindiğini, barıştan çok silah sektörünün desteklendiğini ve insan haklarının defalarca ihlal edildiğini birinci elden kanıtlayan bu belgeleri görmezden gelecek miyiz?
Benzer bir kayıtsızlıkla bazı Türkiyeli gazeteciler de "biz bunları biliyorduk zaten" cümlesini yeniden kurdular. Ancak bu yaklaşımı bir kez daha düşünmekte yarar var: Şu andaki ruh halimiz Irak'ta ve Afganistan'da her gün onlarca sivilin ölmesine alışmış olmanın getirdiği duyarsızlığın bir benzerini işaret ediyor olabilir mi? Haklılığımız belgeleriyle ortaya çıktığında adalet mi talep edeceğiz, yoksa bu düzeye kadar ulaşmış olan küstahlığa boyun mu eğeceğiz? İşte cablegate'in tarihsel önemini belirleyecek olan bu.
Bugün ve yarın
Kabul edelim ki şu anda tanıklık ettiğimiz, haklı sebeplerle işlenmiş dürüst bir suç. Muhafazakar Amerikan basını tarafından "ailesel sorunları olan homoseksüel bir genç" olarak tanıtılan istihbarat eri Bradley Manning, belgeleri sızdırdığı günlerde başka bir hacker'a şunu itiraf etmişti:
"[gizli elçilik belgeleri] gelişmiş ülkelerin 'üçüncü dünya'yı nasıl sömürdüğünü içeriden ve detaylarıyla açıklayacak nitelikte".
Şimdi biz dünya vatandaşları bu sömürünün belgelerine sahibiz. Ve Assange'ın sesini duyabilecek kadar cesursak hemen bir şeyler yapmalıyız. Çünkü "adil olmadığını gördüğümüz ama karşı durmadığımız her durumda adaletsizliğin parçası oluruz." (EKS/EÜ)
_____________________________________________________________________
* Efe Kerem Sözeri, Vrije Universiteit Amsterdam
Not: Burak Cop ve Özgür Mumcu'ya içten teşekkürler.