Vicdani ret dini, ahlaki, manevi, düşünsel, insani ve benzeri inanç ve kanaatlere dayalı vicdani sebeplerle savaşa ve askerlik hizmetine karşı çıkma yollarından biridir.
Vicdani ret genel anlamıyla, insanların vicdanlarını veya inançlarını ihlal etmelerini gerektirecek yasal yükümlülükleri yerine getirmekten muaf tutulmasını konu alır. Bu kavram farklı biçimlerde ortaya çıkar ki, askeri harcamalara aktarılacak vergilerin ödenmemesinden, kürtaj yaptırmaya dek uzanan geniş bir yelpazeye yayılan toplumsal meseleleri kapsar. Ancak vicdani ret en yaygın haliyle, askerlik hizmetinde bulunmayı reddetmek ile ilişkilendirilir ki, bu kitapta vicdani ret konusu zorunlu askerlik hizmeti ekseninde inceleniyor.
Vicdani ret bir devletin vatandaşlarından talep ettiği şeyin kişinin vicdanına ters düştüğü hallerde bu talebin sınırlarının olduğunu da ortaya koyar. Bu durum, devletin kişinin vicdanını kasıtlı biçimde ihlal edip edemeyeceği sorusuna yol açıp, epey hararetli tartışmalara da ortam oluşturuyor. Bu konu, aktivizm açısından olduğu gibi, tarihsel, sosyolojik ve siyasi açılardan da inceleniyor. Konu ayrıca uluslararası insan hakları hukukunun da ilgisini çeker ki, yeni çıkan bu kitap ilgili konuyu bu alan çerçevesinde inceliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 7 Temmuz 2011 tarihli Bayatyan kararından sonra vicdani ret hakkı uluslararası hukukta yeni bir önem kazandı. Bu kararla birlikte uluslararası hukukta özellikle Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa’daki mekanizmalar (örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği) vicdani ret hakkının düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün yasal bir ifadesi olduğu noktasında görüş birliğine varmıştır.
Uluslararası İnsan Hakları Hukukunda Vicdani Red ve Türkiye Yazan: Özgür Heval Çınar |
Kitabın birinci bölümünde vicdani reddin kökenlerine inilerek vicdan kavramı derinlemesine inceleniyor ki, ayrıca vicdan özgürlüğünün gelişimine detaylıca bakılıyor. Bu bölümde ayrıca vicdani retçilerin farklı farklı türleri de inceleniyor.
İkinci bölümde ise yukarda da belirtildiği gibi vicdani ret hakkının uluslararası insan hakları hukukundaki gelişimi inceleniyor ki, Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası insan hakları mekanizmalarından iki tanesinin (BM ve Avrupa mekanizmaları) bu hakkı nasıl değerlendirdikleri noktasında çok detaylı bir inceleme sunuluyor.
Vicdani ret hakkı günümüz itibariyle Türkiye’de son derece tartışmalı bir konu. 47 üyeli Avrupa Konseyi içinde Türkiye Cumhuriyeti bu hakkı tanımayan tek ülke konumunda. Ayrıca, halihazırda Avrupa Birliği (AB) adayı olmasına ve temel hak ve özgürlükler ile ilgili olarak mevzuatında birçok değişiklik yapmış olmasına karşın, vicdani ret hakkı AB’ye katılım sürecinde Türk makamları tarafından halen tanınmamış durumda. Nitekim Mayıs 2014 itibariyle AB’ye aday beş ülke arasında, bir tek Türkiye’de zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor, yine bir tek Türkiye’de vicdani ret hakkı tanınmamış durumda. Vicdani retçiler Türkiye’de ömürleri boyunca süren cezai kovuşturmalara ve çok ağır cezalara maruz kaldı ve bu cezalar, sırf vicdani ret hakkını desteklediğini beyan eden kişilere de teşmil edilebiliyor.
Bu kitabın üçüncü yani son bölümü, vicdani ret konusunu insan hakları hukuku çerçevesi içerisinde incelerken, Türkiye’nin halihazırda insan hakları yükümlülüklerini ihlal ediyor olduğunu da gözler önüne serecektir.
Kitabın yanıt vereceği temel sorular arasında şunlar yer alıyor:
* Türkiye’nin iç hukukunda vicdani ret hakkını tanımamasının altında yatan sebepler nelerdir?
* Türkiye’nin uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülükleri nelerdir?
* Türkiye hukuku bu yükümlülükler ile ne oranda bağdaşıyor ve Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerine tam anlamıyla uyması için iç hukukta ne gibi değişiklikler yapılması gerekiyor?
* Dr. Özgür Heval Çınar, University of Essex.