Annem 59 yaşında. Alevi değil.
Hayatı boyunca katıldığı miting, protesto gösterisi, sokak gösterisi sayısı bir elin parmakları kadar olmadı.
Madımak Oteli'nde kaybettiği herhangi bir hısımı, akrabası, arkadaşı, şahsen tanıdığı kimse yok.
Annem duruşma günü, Sivas Katliamı Davası zaman aşımına girmesin diyebilmek için Ankara Adliyesi'nin önüne gitti.
Ankara'nın bir ucundan kalktı gitti.
O gün orada bulunarak bir ülkenin makus talihinin değiştirilebileceğini umut ederek gitti. Sıkılan suyun, göz yaşartıcı gazların ardından hüzünle evine döndü.
Oraya gitmemek, bir "insanlık suçunu" tespit ve teşhir etmemek diye bir seçenek yoktu o gün onun için. Sadece insan olmanın bile artık savunulası bir hale geldiği sezgisiyle, gayet doğal bir iş yaparcasına oradaydı.
Akşama bir ülkenin bütün halklarının, bütün mezheplerinin ve dinlerinin, hatta dinsizlerinin, zenginlerinin ve yoksullarının, herkesin başbakanı olan sayın Erdoğan'ın davayla ilgili temennisi geldi ekranlara: "Hayırlı olsun".
Kuşkusuz bu ifade yoruma olağanüstü açık, çok anlamlı, çok katmanlı bir ifade. İyimser bir tahminle sayın Erdoğan'ın "bu ülke çok yaralayıcı süreçlerden geçti; Madımak yangını da onlardan biriydi.
Artık bu yaralar kabuk bağlasın, geride kalsın ve birbirimizle kenetlenelim" anlamında bunu söylediğini öne sürebiliriz. Yahut "İslami kesimden yurttaşlarımızı topyekün gölgeleyen bu olayla ilgili her şey, yargının kararıyla geride kaldı" anlamına da gelebilir. Ya da "İslami kesime yönelik bu provokasyon olaydan da kurtuldu ehl-i Müslüman" mı demiş ola ki? Tam olarak bilmek zor...
Yine de bu ifadede insanın yüreğini en az mahkemenin zaman aşımı kararı kadar sıkıştıran, rahatsız edici bir anlam yükü var gibi.
Mesela bu "hayırlı olsun" cümlesi yerine acaba, "Sivas olaylarında yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan tekrar rahmet dilerim. Bağımsız mahkemenin takdiri. Artık geleceğe bakalım ve geçmiş yaraları kaşımayalım" gibi gayet politik klişe sayılabilecek bir ifade bile gelmedi mi aklına? Yahut "Bu karar, hükümetimizin insanlık suçu ile ilgili yasal düzenlemesinden önceki bir olayla ilgili alınmıştır. Yargıyı ve yasaları iyileştirmeye yönelik daha yapılacak çok iş var" filan da mı diyemezdi böyle ortadan ortadan?
Samimi olarak anlamaya çalışıyorum; ülkenin en güçlü yöneticisinin artık süreci tamamlamış bu yargı kararının toplumsal vicdanda açtığı yaraya basacak bir pansuman cümlesi kalmamış mıdır?
Bunlardan geçelim. Bir şeyin 'hayır'lı olmasını dilemek, o şeyden bir iyiliğin, olumlu bir şeyin çıkacağı beklentisini ifade eder. Acaba sürecin böyle tamamlanmış olmasının kime ne hayrı dokunabilir ki? Ya da adeta bir içtihat yaratarak insanlık suçunun "kamu görevinde olmakla" bağlantılı sayılması kararından nasıl bir "iyi şey" çıkacak?
Benim beklentim şu yönde: Kendi ideolojik haz evreninin kuşattığı anlamları -belirli bir noktadan sonra tereddütle değil- coşkuyla inşa eden olağanüstü güçlü her siyasi liderin er ya da geç içine düştüğü yanılgıdan sayın Erdoğan kendini kurtaracak ve toplumsalın bağrındaki kanayan vicdana merhem niyetine bazı anlamları da dile getirebilecek. Yaraya yol açan ideolojik/politik anlam ve haz evreninden bir şeyleri paylaşıyor olsa bile...
Çünkü "herkesin başbakanı olmak" iddiasının içini doldurabilmek, en azından bu çabayı gerektirir. (ÇD/HK)
* Prof. Dr. Çiler DURSUN / Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi