Anayasa Mahkemesi'nin 2007/4-18 sayılı ve 18.10.2007 günlü kararı ile vergi borcu nedeniyle yurtdışı yasağı konulmasına neden olan yasa maddelerinin iptali kararında; Anayasa’nın, “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23. maddesinde, herkesin yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahip olduğu belirtilmekte ve vatandaşın yurtdışına çıkma özgürlüğünün, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabileceğine değinilmektedir. Özel olarak gösterilen sınırlandırma nedenlerine göre; vatandaşın yurt dışına çıkma özgürlüğü ancak vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilecektir.
Kişilerin vergi borcu nedeniyle yurt dışına çıkışlarının yasaklanması “seyahat özgürlüğünün” Anayasanın 23 üncü maddesinde gösterilen bir sınırlandırmadır. Vergi borcu, Anayasa’nın 73. maddesine göre vatandaşlık ödevidir. Bu anayasal yükümlülük, aynı zamanda seyahat özgürlüğünü düzenleyen 23. maddede sınırlama nedeni olarak öngörülmüştür. Anayasa Mahkemesi getirilen bu yasaklamayı, yurtdışına çıkmak isteyen kişilerin vergi borçlarını ödemeye zorlayıcı nitelikte olduğunu belirtmektedir. Anayasa Mahkemesi iptal kararında; bu sınırlamanın, demokratik toplum düzeni için gerekli nitelikte olup olmadığı veya güdülen kamu yararı amacını gerçekleştirmekle birlikte, temel haklara en az müdahaleye olanak veren ölçülü bir sınırlama niteliğinde olup olmadığını incelemiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin kararı
Yasalarla getirilen vergi yükümlülüğünü kabullenmek bir vatandaşlık görevidir. Yasalara göre vergi borcunun ödenmesi gerekir. Diğer bir deyişle vergi alacağının tahsili konusunda yasal kurallar vardır. Anayasa Mahkemesinin kararına göre;
"Yurt dışı çıkış yasağında, vatandaşın yurt dışına çıkma özgürlüğünü sınırlamanın amacı, vergi borcunun tahsilinin sağlanması, araç ise yurt dışına çıkışın yasaklanmasıdır. Amaç ile araç arasında makul bir ilişkinin bulunduğunun söylenebilmesi için yurt dışına çıkış ile vergi alacağının tahsilinin zorluğu veya olanaksızlığı arasında bağın varlığının aranması gereği açıktır. Yasak, hiçbir koşul öngörmeksizin, hatta vergi borcunun tutarı dahi belirtilmeden, vergi borcunun ödenmemesine bağlı olarak kendiliğinden uygulandığı zaman amaç ile araç arasındaki makul ilişki ve denge ortadan kalkar.
"Anayasa’nın 23. maddesinde öngörülen sınırlama nedenleri ve bunlar arasında yer alan 'vatandaşlık ödevi' genel nitelikte, soyut bir kavramdır. Yasa koyucunun getireceği her sınırlayıcı düzenlemede bu nedenleri somutlaştırması gerekir. Keyfiliğe varabilecek uygulamaları önleyebilmek bakımından gerekli olan açıklık ve somutluk, sınırlamanın yasayla yapılmış olarak kabul edilmesi için zorunludur. Aksi halde hukuk devletinin gerektirdiği belirginlik karşılanmamış olur ve amaç-araç ilişkisini denetlemek güçleşir. İtiraz konusu kural, amaç ve araçları açık, belirgin ve somut bir şekilde öngörmemiş, amaç ve araç arasında makul ve uygun bir ilişki kurmayarak ölçülülük ilkesinin gereklerini yerine getirmemiştir."
Pasaport Kanunu
5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun, 28.5.1988 günlü, 3463 sayılı Kanun ile değiştirilen 22. maddesinin iptali istenilen sözcükleri de içeren birinci fıkrası şöyledir:
“Yurt dışına çıkmaları; mahkemelerce yasaklananlara, memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlere, vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilmez. Ancak, yabancı memleketlere gitmeleri mahkemelerce yasaklananlar dışında kalanlara, zarurî hallerde İçişleri Bakanının teklifi ve Başbakanın onayı ile pasaport veya pasaport yerine geçen seyahat vesikası verilebilir.”
Bu maddenin birinci fıkrasında yazılı olan; “…vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere…” bölümünü Anayasa Mahkemesi, öncelikle Anayasanın 2. maddesine, yani toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma ilkesine aykırı bulunmuştur.
İkinci olarak Anayasa Mahkemesine göre bu bölüm; Anayasanın 13. maddesinde düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı kuralına da aykırıdır.
Pasaport Kanunu'nun 22. maddesinin 1. fıkrasındaki bu bölüm ayrıca Anayasanın 23. maddesinde yer alan yerleşme ve seyahat hürriyetine de aykırı görüldüğünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi; Bankalar Kanunu’nun 15. Maddesinin 4672 Sayılı Yasa ile Değiştirilen (3) Numaralı Fıkrasının “5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar ile tüzelkişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır” cümlesi ile Bankalar Kanunu’nun, 5020 Sayılı Yasa’nın 27. Maddesiyle Eklenen Ek 5. Maddesinde Yer Alan “tedbir” Sözcüğünün, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. Maddesinin “… tüzel kişilerin kanunî temsilcileri ile borçlu veya borçla diğer ilgililerin yurt dışına çıkmasını yasaklama …” bölümünün de Anayasanın 13 ve 23. maddelerine aykırı görerek iptal etmiştir. (Fİ/TK)