Resmi Gazete'nin 8 Aralık 2007 günlü ve 26724 sayılı nüshasında Anayasa Mahkemesi'nin önemli bir kararı yayınlandı. Bu kararın “yayınlanması” ve “gerekçesi” belli bir kesim yani “vergi borcundan yurt dışı yasağı” olanlar tarafından bekleniyordu.
Anayasa Mahkemesinin Esas: 2007/4, Karar : 2007/81 , Tarih 18.10.2007 günlü kararı ile
1. 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun, 28.5.1988 günlü, 3463 sayılı Yasa ile değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasının “… vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere …” bölümünün (oyçokluğu ile),
2. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15. maddesinin 12.5.2001 günlü, 4672 sayılı Yasa ile değiştirilen (3) numaralı fıkrasının “5682 sayılı Pasaport Kanununun 22. maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar ile tüzelkişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır” biçimindeki tümcesinin,
3. Yine 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun, 12.12.2003 günlü, 5020 sayılı Yasa’nın 27. maddesiyle eklenen ek 5. maddesinde yer alan “tedbir” sözcüğünün, söz konusu madde kapsamındaki bankalar tarafından uygulanan yurt dışına çıkış yasağı yönünden,
4. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 13. maddesinin “… tüzel kişilerin kanuni temsilcileri ile borçlu veya borçla diğer ilgililerin yurt dışına çıkmasını yasaklama …” bölümünün Anayasaya aykırı olduğuna oybirliğiyle karar vererek iptaline karar verdi.
İptal kararı...
İptal kararlarının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte iptal edilen kanun hükümleri yayın tarihinde yürürlükten kalkar. Ama eğer Anayasa Mahkemesi kanunun herhangi bir maddesini iptal ettiği durumlarda meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlal edici nitelikte görürse; iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir.
Anayasa Mahkemesi; 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun, 28.5.1988 günlü, 3463 sayılı Yasa ile değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasının “… vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere …” bölümünün iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.
Bu durumda karar 8 Aralık 2007 günlü Resmi Gazete'de yayınlandığına göre, Hükümetin ve Meclisin yasal düzenlemeleri yapabilmek için 8 Haziran 2008 tarihine kadar, yani altı ay süresi vardır. Bu tarihten sonra Pasaport Kanunun 22. maddesinin ilgili bölümü iptal edilmiş ve iptal edilen bölüm yürürlükten kalkmış olacaktır.
Anayasa Mahkemesi iptali istenilen maddelerin Anayasaya aykırılık sorununu öncelikle Anayasanın 13. Maddesi çerçevesinde incelemiştir. Karara göre: “Anayasa’nın 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.”
Anayasa Mahkemesine göre, “sınırlama, belirli bir temel hak ve özgürlüğün Anayasa’da öngörülen ya da belirlenen alanı içinde kişiye sağlanan olanakların yasa koyucu tarafından daraltılmasıdır.”
Acaba amacınız için kullandığınız araç arasında nasıl bir nedensellik bağı olmalıdır?
“Amaç ve araç arasında makul bir ilişkinin bulunmasını, diğer bir deyişle yapılan sınırlamayla sağladığı yarar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin bulunması gereğini ifade eden ölçülülük ilkesinin, sınırlayıcı önlem ile sınırlama amacı arasındaki ilişkinin denetiminde, yasal önlemin sınırlama amacına ulaşmaya elverişli olup olmadığını saptamaya yönelik “elverişlilik”, sınırlayıcı önlemin sınırlama amacına ulaşma ve demokratik toplum düzeni bakımından zorunlu olup olmadığını arayan “zorunluluk”, ayrıca amaç ve aracın ölçüsüz bir oranı kapsayıp kapsamadığını, bu yolla ölçüsüz bir yükümlülük getirip getirmediğini belirleyen “oranlılık” ilkeleri olmak üzere üç alt ilkesi bulunmaktadır.”
Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına atıf yapmaktadır: “İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin seyahat ve yurt dışına çıkış özgürlüğüne ilişkin İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (Riener/Bulgaristan, 27.5.2006 günlü) kararında da, müdahalenin yasal olup olmadığı ve meşru bir amacın gerçekleştirilmesi için demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olup olmadığının araştırılması gerektiği, yurt dışına çıkış yasağının hukukiliğine ilişkin olarak, yasağın süresi, borcun tutarı, hesaplanması, kesinleşmesi ve zamanaşımı bakımından öngörülebilirliğin ve belirliliğin oranlılık sorunu ile yakından bağlantılı olduğu, vergi tutarının yüksekliği ile sağlanmaya çalışılan kamu yararı arasında bir denge gözetilmesi gerektiği, oranlılık değerlendirmesini içermeyen yasak işleminin Sözleşmeye aykırılık oluşturduğu, keyfiliğe karşı yeterli düzeyde usul güvencesinin yasayla verilip verilmediği, yasağın gerçekleştirilmek istenen amaçla orantılı olmamasının seyahat özgürlüğünün ihlali anlamına geleceği belirtilmiştir.” (Sürecek) (Fİ/NZ)