* Fotoğraf: Nataliya Vaitkevich / Pexels
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistikleri arasında “İBBS 3. Düzeyde Suç Türü ve Suçun İşlendiği İle Göre Ceza İnfaz Kurumuna Giren Hükümlüler” başlıklı bir tablo yer alıyor.
Bu tabloya göre en fazla suçun işlendiği ve hükümlüsü bulunan iller sıralamasında İstanbul (41.266), İzmir (19.729), Ankara (13.812), Antalya (12.840), Bursa (8.975) ilk beş sırada yer alırken son beşte ise sondan başlayarak Bayburt (143), Tunceli (229), Ardahan (249), Gümüşhane (288) ve Çankırı (366) bulunuyor. Ancak TÜİK’in sunduğu veriler il nüfuslarını dikkate almıyor.
Bu nedenle bu veriyi illerin nüfusuna göre oranlamak ve her ildeki yüz bin kişi başına düşen mahpus sayısını bulmak iller hakkında daha doğru bir kanıya ulaşılmasına vesile olacaktır. Bu yapıldığında ve bunu bir harita üzerinde görünür hale getirdiğimizde karşımıza şu görsel çıkıyor:
Burada şunu tekrar vurgulamakta fayda var, bu tablo sadece hükümlülere ilişkin verileri içeriyor. TÜİK tutuklu verilerini açıklamadığı için “suçun işlendiği ile göre hapishaneye giren insan sayısı” başlıklı daha genel ve aslında daha doğru bir görsel oluşturma olanağı maalesef yok. Bu görsel, hakkında henüz hüküm verilmemiş, tutuklu olarak hapishanelerde bulunan insanların verisini içermiyor.
“Suçun işlendiği ile göre” hapishaneye giren hükümlülerin sayısına baktığımızda Türkiye’nin doğusu özellikle de güneydoğusu en az suçun işlendiği ve hükümlüsü bulunan bölgeler olarak gözükürken batıya doğru özellikle de güneybatıya gittikçe suç ve hükümlü oranları artıyor.
Bu tabloya göre “suçun işlendiği ile göre ceza infaz kurumuna giren” ve yüz bin kişi başına düşen hükümlü sayısında ilk beş sırayı Aydın (509,9), Edirne (507,4), Antalya (503,9), Isparta (491,5), Denizli (483,7) son beş sırayı ise sondan başlayarak Adıyaman (145,5), Muş (158,3), Şırnak (158,8), Siirt (167) ve Bayburt (174,6) alıyor.[1]
“Suç türü” sıralaması
TÜİK’in sunduğu “Suç türü ve suçun işlendiği yaş grubuna göre ceza infaz kurumuna giren hükümlüler” tablosu sadeleştirildiğinde ve suç türlerinin sayısına göre sıralandığında aşağıdaki tablo açığa çıkıyor.
Bu tabloya göre 2020 yılında insanların hüküm alarak hapse girmesine yol açan ilk 5 suç türü sırasıyla yaralama (yüzde 15,7), hırsızlık (yüzde 15,2), trafik suçları (yüzde 5,9), icra ve iflas kanuna muhalefet (yüzde 5,3) ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticaretidir (yüzde 4,7).
Bu beş suçtan dolayı hüküm alanların sayısı toplam hüküm alanların yaklaşık yarısını (yüzde 46,8) oluşturuyor. Bu ilk 5 suça bakıldığında Türkiye’nin başlıca sosyal sorunlarının şiddet (yaralama), yoksulluk (hırsızlık), yoksullaşma (icra ve iflas kanuna muhalefet), uyuşturucu (imalatı, ticareti ve bağımlılık) ve trafik[2] olduğu tespiti yapılabilir.
Hükümlülerin yüzde 96’sını erkekler oluşturduğu için suç türlerine dair genel sıralama aynı zamanda erkeklerin sıralaması olarak da kabul edilebilir. Kadınlar söz konusu olduğunda ise bu sıralama kısmen değişiyor ve ilk 5 sırayı hırsızlık (yüzde 24,8), yaralama (yüzde 9,8), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (yüzde 6,7), icra iflas kanuna muhalefet (yüzde 6,3), dolandırıcılık (yüzde 5,1) alıyor.
Yaralama yerine hırsızlık suçunun bütün suçların toplamının yaklaşık dörtte biri oranında yükseklikte ilk sırayı alması, yaralama suçunun erkeklere oranla daha düşük olması, ilk 5 suç içinde trafik suçları yerini dolandırıcılığın bulunması kadınların erkeklere oranla şiddetten ziyade ekonomik nedenlerle hüküm aldığının göstergesi olarak görülebilir.
Suç türlerinin 10 yıl içindeki değişimi
Aşağıdaki tablo insanların hüküm alıp hapishaneye girmesine neden olan suçlarda son 10 yıl içinde yaşanan değişimi ortaya koyuyor.
Bu tabloya göre suç türleri arasında en fazla artış yaklaşık 33 kat ile “trafik suçları”nda yaşanmış. Bu düzeyde bir artış açıklanmaya muhtaç. Çünkü TÜİK’in açıkladığı “Karayolu Trafik Kaza İstatistikleri 2020”ye göre trafik kazası sayısı 2011 yılında 1.228.928 iken 2020 de 983.808’ düşmüştür.[3] Kaza sayısı azalırken hüküm alan kişilerin sayısının 33 kat artıyor olması ancak yeni yasal düzenlemeler ve yasaların daha sert uygulanmasıyla açıklanabilir.
“Trafik suçları”nı 7 katın üzerindeki artışlarla “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı ve satın alma”, “rüşvet” ve “dolandırıcılık” takip ediyor. Onların ardından ise 5 katın üzerindeki artışlarla “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “hırsızlık” geliyor.
“Cinsel suçlar”daki artış da yaklaşık 5 kat.
Suç türlerinde yaşanan artış önemli ancak bu artışı her bir suç türünün o yılın suç toplamı içerisindeki payı ile birlikte değerlendirmek daha doğru bir analize yol açacaktır.
Örneğin “rüşvet” suçundaki artış 7 kat olmasına rağmen bu suç türü hem 2011 hem de 2020’de binde bir oranına dahi ulaşamıyor. Bu nedenle TÜİK’in sunduğu 24 suç türü içinden (kalanlar “diğer suçlar” başlığı altında bir sayı olarak veriliyor) ilk 5’ini birer grafik olarak karşılaştıralım.
Bu iki grafik gösteriyor ki 2011 yılında insanların hüküm almasına neden olan suç türleri arasında “icra iflas kanununa muhalefet” yaklaşık üçte birini oluştururken ve geri kalan suç türlerinin hepsi yüzde 10’nun altında oranlara sahipken 2020 yılında “icra iflas kanuna muhalefet” yüzde 5,3’lere gerilemiş, ilk iki sırayı yüzde 15’in üzerindeki oranlarla “yaralama” ve “hırsızlık” almıştır.
Geriye kalan tüm suç türleri ise yüzde 5 civarı veya altındaki oranlara sahiptir. 2020’nin dikkat çeken suç türlerinden birini de 2011’de yüzde 0,6’lık bir orana sahipken yaklaşık 33 katlık bir artışla üçüncü sıraya yerleşen “trafik suçları” oluşturmaktadır.
2011’e oranla 2020 yılında hırsızlık ve yaralama suçlarından hüküm alanların önemli oranda artmış olması ve ilk iki sıraya yerleşmesi toplumda şiddet ve yoksulluğun artması ve toplumsal sorunların iki ana ekseni haline gelmesi şeklinde okunabilir. (ME/AS)
Birinci bölüm - “Örtük af”tan en az kadın mahpuslar yararlandı
İkinci bölüm - Yabancı hükümlü sayısı 10 yılda 10 kattan fazla arttı
[1] Suçun işlendiği ile göre hapse giren hükümlü sayısında Türkiye’nin yüz bin kişi başına düşen hükümlü ortalaması ise 309’dur.
[2] Trafik suçlarındaki artış başlı başına incelenmeyi hak ediyor. Trafik suçlarını 10 yıl içindeki artışlarda yüzde 3291,4 ile ilk sıraya yerleştiren yükselişin ne kadarının trafik cezaları yoluyla devlete gelir elde etmek olduğu bu makalenin yazarının aklını kurcalayan hınzır sorulardan biridir. TÜİK’in açıkladığı “Karayolu Trafik Kaza İstatistikleri 2020”ye göre trafik kazası sayısı 2011 yılında 1.228.928 iken 2020 de 983.808’ düşmüştür. Bir yandan yaklaşık 33 katlık artışın
[3] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Road-Traffic-Accident-Statistics-2020-37436