Yoğunlaşan ve yeni bir boyut kazanan Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri bakımından 4 Aralık 2000 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesi'nin açıklanmasının hemen ardından 19 Mart 2001 tarih ve 2001/2129 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilen "Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı", 24 Mart 2001 tarih ve 24352 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu çerçevede Anayasa'da yapılan değişiklik ve daha sonraki yasal değişiklikler "Uyum Yasaları" olarak adlandırılmıştır. Hedef Ulusal Program'da çizilen yol haritası bakımından siyasal ve ekonomik kriterleri gerçekleştirmektir. Bu şekilde altı çizilen kriterler arasında "yasa değişikliklerine" özel bir önem atfedilmiştir.
Uyum Yasaları içinde sayılan ve hemen gerçekleştirilmesi gereken bir paket olarak görülen "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun Teklifi Taslağı" başlıklı metinde hem Basın Yasası'nda ve hem de kamuoyunun RTÜK Yasası olarak bildiği 3984 sayılı yasada değişiklikler önerilmiştir. ANAP veya AB Genel Sekreterliği veya Adalet Bakanlığı veya içişleri Bakanlığı, kısacası kim tarafından hazırlanmış olursa olsun bu taslağın aceleyle hazırlanmış olduğu bellidir.
Teklife göre RTÜK olarak bilinen 3984 sayılı Yasa'nın üç maddesinde değişiklik önerilmiştir. Bu değişikliklerin basında ise 4. maddeye eklenen hüküm gelmektedir. Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları "farklı dil ve lehçelerde de yayın" yapılması kabul edilmektedir. 1982 Anayasası'nın 28. maddesinde yer alan "Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayın yapılamaz" şeklindeki ikinci fıkra 3 Ekim 2001 günlü 4709 sayılı yasayla yapılan değişiklikle Anayasa'dan çıkarılmıştır. Bu değişikliğe uyum gösteren en önemli adımlardan biri de teklifin 4. maddeye getirdiği bu ek maddedir. Ancak yasa koyucu yine de bu yayınların niteliğini belirlemek ve yayınlardaki sınırı göstermek için ihtiyatlı davranmaktadır. Nitekim maddenin devamında yer alan düzenlemeye göre; "Bu yayınlar, Cumhuriyetin Anayasa'da belirtilen temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz. Bu yayınların yapılmasına ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, Üst Kurul'ca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." Teklifle getirilen ek madde RTÜK yönetmeliğine ve bu yönetmelikte "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük" olarak adlandırılan kurala bağlanmaktadır. Farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması koşullu kabule bağlanmıştır.
21 Mayıs 2002 günlü Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 4756 sayılı Yasa RTÜK Yasası'nda değişiklikler yapmıştır. 4.maddeye eklenen yeni yayın ilkesi (v) bendinde gösterilmiştir. Bu yayın ilkesine göre "Yayınların karamsarlık, umutsuzluk, kargaşa ve şiddet eğilimlerini körükleyici veya ırkçı nefret duygularım kışkırtıcı nitelikte olmaması" gerekmektedir.
Yeni Teklife göre (v) bendindeki bu yayın ilkesinin "Yayınların şiddet kullanımım özendirici veya ırkçı nefret duygularım kışkırtıcı nitelikte olmaması" şeklinde değiştirilmesi önerilmektedir. Bu değişikliğin gerekçesine göre, yayın ilkeleri arasında bulunan (v) bendindeki muğlak yorumlara neden olabilecek ibarelerin çıkarılması gerekmektedir.
Demek ki 4756 sayılı Yasa ile değişiklik yapılmasından iki ay sonra bu yayın ilkesinin "muğlak olduğu" fark edilmiştir. Zaten Cumhurbaşkanı da 22 Mayıs 2002 günlü Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda bu maddede yer alan tanımın muğlak olduğuna, suç tanımlarının açık ve net olması gerektiğine işaret etmiştir. Kanunsuz suç ve ceza olamayacağı için de yeni yasayla getirilen bu yayın ilkesinin iptalini istemiştir. Demek ki Cumhurbaşkanı bu saptamasında haklı... Madde Anayasa'ya aykırı. Anayasa Mahkemesi yürürlüğünü dahi durdurmadığı bu madde bakımından örneğin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verse dahi; Teklif bu maddenin muğlak olduğu görüşünde... O halde iki ay önce 4756 sayılı Yasa Meclis'te tartışılırken neden bu maddede değişiklik yapılmadı? Neden iki ay sonra (v) bendinin muğlak olduğundan bahisle değiştirilmek isteniyor? Yayın ilkelerinden başka değiştirilmesi gereken madde yok mu?
Yine 4756 sayılı yeni RTÜK Yasası'na aykırı olmamak kaydıyla, "süreklilik arz etmeyen yayınların" iletim ve yeniden iletimi serbest bırakılmıştı. Üst Kurul'da bu konuda bir yönetmelik hazırlayacaktı. Teklifin "yeniden iletim" ile ilgili ve madde değişikliğine göre "Bu kanuna aykırı olmamak kaydıyla, yayınların yeniden iletimi serbesttir." Yine RTÜK yönetmelik çıkaracaktır. Ancak yapılan değişiklik önerisiyle artık yayınlarda süreklilik arz eden veya etmeyen ayırımı yapılmayacaktır.
Sonuç olarak, unutulan veya farklı ifade edilen veya yararı olmayan birkaç ufak tefek değişiklikle maddeler yeniden düzenleniyor. Özensiz ve hemen yazılmış teklifin iki ay önce kabul edilmiş RTÜK ile ilgili yasal değişikliklerde değişiklik yapmayacağı ve yasada olmasını istedikleri sınırlandırmalarla birlikte sistemin varlığını sürdüreceği kuşkusuz...