Ancak şunu söyleyebilirim ki, söz konusu yasaların yaşama geçmesi, yani uygulanması biz yurttaşların dikkatine ve ilgisine muhtaçtır. Dikkat ve ilginin olabilmesi için de öncelikle bu konuda bilgilenmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde haklarımız yine kağıt üzerinde kalmaya mahkum olacaktır.
Ölüm cezası kaldırılıyor
Yasanın 1. maddesi, ölüm cezasını savaş ve yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar dışında kaldırıyor. Bugüne kadar verilmiş olan ölüm cezaları Meclis'te bekletilir durumda olsun veya olmasın kendiliğinden müebbet ağır hapis cezasına döndürülecektir. Bu cezanın infazı da ikiye ayrılmaktadır. Eğer suç 3713 Sayılı yasada belirlenmiş olan terör suçu ise, müebbet ağır hapis cezası ölünceye kadar sürdürülecektir. Suç terör suçu dışında bir suç ise, hükümlü Cezaların İnfazı Hakkındaki yasadan yararlanacak ve 20 yılını cezaevinde geçirdikten sonra tahliye edilecektir. Yine suç terör suçu ise, çekilecek cezanın en fazla 9 yılı hücrede geçecektir.
Böylece bugüne kadar inatla imzalamadığımız 6 no'lu ölüm cezasını kaldıran Protokol resmen ve fiilen kabul ediliyor.
TCK 159'uncu maddeye gereksiz bir makyaj yapılıyor
Türk Ceza Kanunu (TCK) 159. madde ile "Türklüğü, Türkiye Cumhuriyetini, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM), Hükümetin manevi şahsiyetini, Bakanlıkları, Devletin askeri emniyet ve muhafaza kuvvetlerini veya Anayasa kuruluşlarını ve Meclis kararlarını" sövme yasaklanmıştır. TCK'nın bu maddesinin uygulanması bugüne kadar sorun yaratmıştır. Yukarıdaki kurumların eleştirisiyle bu kurumlara ve onların tasarruflarına sövme arasındaki hat uygulamada çoğu kez karıştırılmış ve amacı yalnızca eleştiri olan kişiler kendilerini cezaevlerinde bulmuşlardır.
İşte bu sakıncayı gidermek, suçun manevi unsurunu daha iyi ortaya çıkarmak için "tahkir ve tezyif kastının bulunması (sövme)" şart sayılmıştır. Bu şartın yasaya eklenmesi hukuken gerekli olan bir husus değildir. Çünkü kasıt unsurunun herhangi bir yasaya ayrıca konmasına gerek yoktur. "Kasıt" unsuru bir fiili "suç" haline getiren dört unsurdan biridir. İşlenmiş olan fiilde manevi unsur, yani suç işleme kastı yoksa; yani kişinin amacı suç işlemek olmamasına rağmen maddi unsur bulunsa dahi kişinin fiili suç olmaktan çıkacaktır.
Bu nedenle söz konusu değişiklik, TCK 159. maddeyi değiştirmekten uzaktır. Oysa bu maddeye getirilen asıl eleştiri, maddenin birinci fıkrasında yazılı olan kurum ve kavramlardır. Madde, Türklüğün sövülmesini yasaklarken, örneğin bu ülkede yaşayan Kürt, Ermeni vs. yurttaşlarımızın ırksal menşeini korumayı gerekli görmemiştir. Oysa asıl eleştiri, bu maddenin yalnızca Türk etnisitesini korumaya yönelik olmasıydı.
Hukukumuzda başkaca önemli değişiklikler de yapılmıştır. Bunlara sonraki yazımızda değineceğiz. (NH/BB)