* Fotoğraf: Başrolünde Unabomber'ın olduğu "Unabomber - In His Own Words" belgeselinden.
"Modern endüstriyel toplumda kişinin fiziksel ihtiyaçlarını karşılaması için yalnızca minimum miktarda çaba sarf etmesi yeterlidir. Bir eğitim programından geçip, basit bir teknik kabiliyet elde etmek ve daha sonra işe zamanında gelip, işi elde tutmak için gereken az miktarda çabayı sarf etmek yeterlidir. Yegane gereklilikler, alelade bir zekâ ve hepsinden önemlisi, itaattir. Eğer bir kişi bunlara sahipse toplum ona beşikten mezara kadar bakar." (Sanayi Toplumu ve Geleceği'nden.)
Kamuoyunun "Unabomber" olarak tanıdığı akademisyen ve eylemci Theodore (Ted) John Kaczynski, dün (10 Haziran) 25 yıldır tutulduğu "ADX Florence" olarak da bilinen Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Colorado eyaletindeki yüksek güvenlikli bir federal hapishanede hayatını kaybetti.
Unabomber, sekiz kez ömür boyu hapse mahkum edildikten sonra 1998'de ADX Florence hapishanesine gönderildi ve cezasını burada çekti. 81 yaşındaydı.
Ölüm haberi, tanık olduğum ve anlayabildiğim kadarıyla benden önceki kuşaklarda garip bir his bıraktı. Çünkü muhtemelen yakalanma ya da "kendini yakalattırma" anına tanıklık eden insanlardı bunlar. Ben ise en çok manifestosundan tanıyorum Unabomber'ı. Türkiye'de anarşist yayıncılık faaliyetleri yürüten sayılı yayınevlerinden biri olan Kaos Yayınları'ndan çıkmıştı manifestosu ve okuduğum dönem benim için hayli etkileyici bir metindi.
Eylemleri
Manifestosunu güzellemeden önce Unabomber'ın dünyasına ve tabii ki eylemlerine bakmak gerekiyor. Bir de belki ABD'li anarşist ve Marksistlerin kendisiyle ilgili görüşlerine. Örneğin Unabomber'ın manifestosu ve modern endüstriyel topluma yönelik eleştirileri hakkında ne düşündüğü sorulan liberter düşünürlerin önde gelenlerinden Noam Chomsky, şöyle yanıt veriyor: "Tuhaf bir belgeydi. Bazı içgörülerin, birçok tanıdık gözlemin ve birçok deliliğin karışımıydı."
Unabomber'ın ilk bilinen eylemi 1978'de gerçekleşti. O yıl, ABD'nin Illinois eyaletindeki Northwestern Üniversitesi'nde bir bomba patladı. Bu bomba, Amerika Hava Kuvvetleri'nden emekli olan Terry Marker'ın ofisindeki bir paketten çıktı. Marker, patlamadan yaralı olarak kurtuldu.
Unabomber, ilerleyen yıllarda eylemlerine devam etti ve 1978 ile 1995 arasında en az 16 saldırı gerçekleştirdi. Eylemleri, ABD'nin çeşitli eyaletlerindeki üniversitelerin araştırma merkezlerine, havayolu şirketlerine, boeing fabrikalarına, çevreye zarar veren kereste ve petrol tesislerine yönelikti. Bombaları posta yoluyla gönderiyor ve bazen patlamanın hasarlarını en aza indirmek için karmaşık tetikleme mekanizmaları kullanıyordu. Belki de bu noktada bir matematik dehası olduğunu da belirtmek gerekiyor.
Unabomber'ın eylemleri, medyada büyük yankı uyandırdı ve başta anarşistler olmak üzere, kendisine sempati duyan geniş bir kitle oluştu. Çünkü Kaczynski, sadece anarşistlere değil, sosyal izolasyona maruz kalan ve toplum tarafından anlaşılmadığını düşünen çoğu kimseye de eylemleriyle ulaşıyordu.
Montana'daki kulübe
Henüz kimliği bilinmese de eylem metotlarıyla FBI tarafından sıkı bir şekilde takip edilmeye başlandı. Unabomber'ın dosyası, dönemin FBI kayıtlarına "en maliyetli soruşturma" olarak geçti. Kimliği belirlenene kadar, soruşturmaya "University and Airline Bomber"ın kısaltması olan "UNABOM" adı verildiği için, basın da onu "Unabomber" olarak anmaya başladı.
Unabomber, yaklaşık 17 yıl boyunca kimliğini sakladı ve polis tarafından yakalanamadı. 1995'te manifestosunu yayımlaması ve medyaya göndermesi, yakalanma sürecini hızlandırdı. Manifesto; Washington Post, The New York Times gibi bir dizi gazetede yayımlandı ve Unabomber'ın kardeşi David Kaczynski, yazıyı okuyup kardeşini tanıyınca yakalanması için yetkililere bilgi verdi. Ve Unabomber, Montana'da teknolojiden uzak, elektrik, su ve telefonun bulunmadığı bir kulübede yakalandı.
* Fotoğraf: FBI.
Hem manifestosuna hem de eylemlerine baktığımızda –17 yıl boyunca kimliğini saklayabilmesini de hesaba kattığımızda– Kaczynski'nin kendi isteğiyle yakalanması kuvvetle muhtemel. Manifestodan kardeşini tespit edebilmesi, David'in kardeşini ne kadar iyi tanıdığının bir kanıtı değil asla. Çünkü Unabomber, kardeşine zaten manifestonun bir kopyasını göndermişti.
Medyanın ilgisi ve dünya çapında da tanınması, onu kimliğini açıklamaya belki de dürtüsel olarak mecbur bıraktı. Çünkü insan güçlü bir şekilde bilinmek ve diğerleri tarafından "tanınmak" ister.
Herhangi bir teşhisi olmamasına rağmen, hapishanede onu ziyaret eden bir psikiyatr, ona paranoid şizofreni teşhisi koydu ve güçlü sanrıları olduğuna işaret etti. Kaczynski ise mahkemede savunma ekibinin bir "delilik" savunması yapmasına izin vermedi ve eylemleri kabul etti. 1999'da Time dergisine "Aklımın yerinde olduğuma eminim. Ben sanrı falan görmüyorum," dedi.
Manifesto
Yazılarında genellikle felsefeye içkin tartışmalara ve politik konulara odaklanan Kaczynski, Sanayi Toplumu ve Geleceği ya da bilinen adıyla "Unabomber Manifestosu" başlıklı bir de manifesto yayımladı. Kaczynski, o dönem gazeteleri arayarak manifestosunun yayımlanmaması halinde eylemlerine devam edeceğini söyledi. Büyük tartışmalar sonucunda yayımlanan manifesto, dünya çapında yankı uyandırdı.
35 bin kelimeyi bulan bu uzun metinde, teknolojik ilerlemeye, modern endüstriyel topluma ve teknolojinin insan özgürlüğüne olumsuz etkilerine yer verdi. Kaczynski'nin manifestoda ele aldığı bazı temel noktalar şunlardı:
- Teknoloji ve İnsan Özgürlüğü: Teknoloji, bireylerin kontrolü dışında büyüdükçe, insanların doğal çevreleriyle olan bağlantısını zayıflatır ve bireyleri toplumun kontrolü altına alır.
- Güç Eşitsizliği: Teknolojinin yoğunlaşması sonucu güç eşitsizliği artar ve güçlü kurumlar, bireyler üzerinde giderek daha fazla kontrol sahibi olur. Bu durum, bireylerin özgürlüğünü kısıtlayan hiyerarşik bir toplum yapısına yol açar.
- Doğa ve Çevre: Endüstriyel toplum, doğal çevreye zarar verir ve doğal kaynakları tüketerek ekolojik dengeyi bozar. Teknolojiye olan aşırı bağımlılık, doğayı ve insanın bağını tahrip eder.
- Devrim ve Şiddet: Toplumun köklü değişimi ancak devrimci bir eylemle mümkündür. Şiddet, meşru bir direniş aracıdır ve devrimci bir hareketin şiddet kullanmadan başarıya ulaşması oldukça zordur.
- Endüstriyel Toplumun Yıkılması: Endüstriyel toplum çökecek ve teknolojik bağımlılığın sonucunda ortaya bir takım sorunlar çıkacaktır. Bu çöküş, toplumun özgürlüğünü yeniden kazanmasını sağlayabilir.
* Fotoğraf: Flickr.
Kaczynski'nin hayatı ve eylemleri pek çok kitaba, filme ve diziye konu oldu. Bunlardan biri ve yakın zamanda en popüler olanı "Manhunt: Unabomber" isimli Netflix dizisi oldu. Dizi, Ted Kaczynski'nin bombalı eylemlerini, manifestosunun yayımlanma ve FBI ajanı Jim "Fitz" Fitzgerald tarafından yakalanma sürecini ele alıyor. Dizide Ted Kaczynski'yi Paul Bettany canlandırıyor.
Eylemlerinde; 1985 yılında Sacramento, Kaliforniya'da Hugh Scrutton adlı bir bilgisayar şirketi sahibi, 1994 yılında New Jersey'de Thomas Mosser adlı bir reklamcı ve 1995 yılında Sacramento, Kaliforniya'da Gilbert Murray adlı bir kereste endüstrisi lobicisi yaşamını yitirdi.
Unabomber, The New York Times'a gönderdiği bir mektupta, Mosser ile ilgili şunları yazdı: "Geçen aralık ayında Thomas Mosser'ı öldürdük, çünkü o bir Burson-Marsteller (New York'ta bulunan çok uluslu bir halkla ilişkiler ve iletişim firması) yöneticisiydi. Burson Marsteller, Exxon Valdez olayından sonra Exxon'un imajını düzeltmesine yardımcı oldu."
Hedefine yerleştirdiği insanların yanı sıra, doğrudan veya dolaylı olarak 23 kişinin yaralanmasına neden oldu. En çok eleştirildiği eylemlerden biri 15 Kasım 1979'da American Airlines'ın kargo ambarına bir bomba yerleştirmesiydi. Hatalı bir zamanlama mekanizması bombanın ölümcül sonuçlara neden olacak şekilde patlamasını engelledi. Pilotlar acil iniş yaptı ve uçaktaki 12 yolcu kurtuldu.
Bu eylemleri neden gerçekleştirdiğini ve bazı isimleri neden hedef aldığını manifestosunda da detaylıca ele aldı. Kendi açısından ise en iyi şöyle özetledi:
"Biz, endüstriyel sisteme karşı bir devrimi savunuyoruz. Bu devrim, şiddetli veya şiddetsiz olabilir; hemen gerçekleşebilir veya birkaç on yıla yayılarak görece daha aşamalı olabilir... Amacı ise hükümetleri değil, bugünkü toplumun ekonomik ve teknolojik temelini yıkmak olacaktır."
(TY)