5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 46. maddesinde iki tür müebbet hapis cezası öngörülüyor: Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve müebbet hapis cezası.
TCK’nın 47. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder ve çerçevesi mevzuatla belirlen sıkı güvenlik rejimi uyarınca infaz edilir. Müebbet hapis cezası ise hükümlünün hayatı boyunca devam etmekle birlikte farklı bir infaz rejimine tabi değildir. Bu yazıda kullanılan müebbet hapis cezası kavramından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve müebbet hapis cezası anlaşılmalı.
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) eski başkanı Jean Paul Costa, Fransa aleyhine verilen bir kararda yazdığı karşı oy yazısında cezaevinde ölmekten başka bir ihtimalin bulunmadığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla “hükümlüleri vahşi birer hayvana, ya da insan atığına dönüştürmenin, adalet yerine intikamın ikamesi” [1] olup olmadığını sorgular.
Gerçekten de, cezaevinin maddi koşulları ne kadar iyi olursa olsun, ne kadar yumuşak bir ceza infaz rejimi uygulanırsa uygulansın, hapsedilmenin zamanla birey üzerinde fiziksel ve ruhsal tahribat yarattığı ortaya konuldu. [2]
Oysa modern ceza infaz hukukunun amacı, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahpusların iyileştirilmesi ve topluma yeniden kazandırılmasıdır.
Aynı hususa 2006 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Avrupa Cezaevi Kuralları da işaret eder. Hükümlünün ruhsal ve fiziksel sorunlarına salıverilme umudunun olmaması da eklendiğinde cezanın yeniden topluma kazandırma amacının bir önemi kalmıyor. Ayrıca uzun süreli ya da süresi ortalama yaşam süresi beklentisini aşan bir hapis cezası insan onuruyla da bağdaşmaz [3].
Nitekim Portekiz, 1884 yılında yapılan ceza infaz reformuyla ömür boyu hapis cezasını kaldırdı. Portekiz Anayasası’nın 30. maddesi uyarınca müebbet hapis cezası verilemez [4].
Aynı şekilde, Andora, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Karadağ, San Marino, Sırbistan, İspanya gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra, Angola, Brezilya, Bolivya, Cabo-Verde, Kolombiya, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, Doğu Timor, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Honduras, Meksika, Mozambik, Nikaragua, Panama, Paraguay ve Uruguay hukuklarında da ömür boyu hapis cezası bulunmuyor [5].
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının sorgulanması gerektiğine dikkat çeker [6].
Müebbet hapis cezasının işkence veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele teşkil edip etmediği sorusuyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM), ilk kararlarında söz konusu cezanın işkence yasağına aykırılık teşkil edebileceğini belirtmekle birlikte, ulusal hukuklarda müebbet hapis cezasının düzenlenmesinin, bu hapis cezasının hükümlünün ömrünün sonuna kadar infaz edildiği durumda dahi, salt bu nedenle insanlık dışı bir muamele oluşturmadığı yönünde görüş ifade eder[7].
Mahkeme, 2008 yılından itibaren verdiği kararlarda hükümlünün salıverilme olanağının olup olmadığına bakarak müebbet hapis cezasının infazının kötü muamele teşkil edip etmediğini araştırmaya başladı[8].
Son yıllarda verdiği kararlarında ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kötü muamele teşkil etmemesi için, söz konusu cezanın gözden geçirilme olanağının bulunmasının yanı sıra cezanın infazına ara verilmesi, infazın geri bırakılması veya koşullu salıverilmesi af veya cezada indirim yapılmasına olanağının bulunmasını da şart koştu[9]. Ancak müebbet hapis cezasının gözden geçirilmesi, hükümlünün mutlaka salıverilmesi gerektiği şeklinde yorumlanmamalı. Hükümlünün tehlikelilik halinin devamı veya cezanın infazının devamı için penolojik gerekçelerin varlığı halinde salıverilmesinin reddedilmesi işkence yasağına aykırı değil.
AHİM kararlarından çıkan sonuç, hükümlünün salıverilmeyi umut etme hakkı kapsamında müebbet hapis cezasının belirli aralıklarla gözden geçirilmesi gerekliliğidir. AHİM, süre hususunda bir belirleme yapmaktan kaçınır. Bununla birlikte, karşılaştırmalı hukuk ve uluslararası hukuktaki eğilimin, müebbet hapis cezasının verilişinin ardından en geç yirmibeş yıl sonra gözden geçirilmesi daha sonra ise düzenli aralıklarla bu denetim devam etmesi gerektiği olduğunu tespit eder. [10]
Avrupa Konseyi Bakanlar Komistesi’nin Uzun Süreli Mahkumların İyileştirilmesine İlişkin R(76) 2 Tavsiye Kararında, üye devletlere, müebbet hapis cezasına mahkum olanların cezalarının, infazından itibaren sekiz ilâ on dört yıl arasında gözden geçirilmesini tavsiye edildi.
Avrupa Birliği’nin 13 Haziran 2002 tarihli ve 2002/584/JAI sayılı Avrupa Tutuklama Müzekkeresi Çerçeve Kararı’nın 5. maddesi uyarınca Avrupa tutuklama müzekkeresinin verilmesine ilişkin suç müebbet hapis cezasını gerektiren bir suç olduğunda, söz konusu tutuklama müzekkeresinin yerine getirilmesi, müzekkereyi çıkartan üye devletin hukuk sisteminde müebbet hapis cezasının, başvuru halinde veya en geç yirmi sene sonra gözden geçirilmesinin düzenlenmesi veya hükümlünün cezasının infaz edilmemesi veya hafifletilmesine ilişkin hükümlerin bulunması şartına bağlanabilir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nün 77.maddesinde de müebbet hapis cezasının yirmi beş yılda bir gözden geçirilmesi gerekliliği düzenlenir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 107. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hükümlülerin, cezaların kural olarak otuz yılı infaz olunmadan koşullu salıverilmeden yararlanamazlar.
Söz konusu maddenin 16. fıkrası uyarınca Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" başlıklı Dördüncü Bölüm, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Dördüncü Bölüm, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı Beşinci Bölüm, "Milli Savunmaya Karşı Suçlar" başlıklı Altıncı Bölüm altında yer alan suçlardan birinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.
Yukarıda açıklanan hususular ışığında mevzuatımızda müebbet hapis cezası bakımından hükümlünün salıverilmeyi umut etme hakkına yönelik olarak gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği açıktır. (EEAR/AS)
* Bu yazının hazırlanmasında, büyük ölçüde Güncel Hukuk Dergisi’nin Mayıs 2014 sayısında yayınlanan “Hükümlünün Salıverilmeyi Umut Etme Hakkı” başlıklı çalışmamızdan yararlanılmıştır.
[1] Bkz hakim Jean-Paul Costa’ nın karşı oy yazısı, İHAM, Léger/Fransa n° 19324/02, 11 Nisan 2006.
[2] LEMIRE GUY/ VACHERIN Marion, Anatomie de la prison contemporaine, 2ed., 2007, s. 32.
[3] Bkz hakim Pinto de Albuquerque’nin karşı oy yazısı İHAM, Öcalan / Türkiye (No 2), n° 24069/03, 197/04, 6201/06 et 10464/07, 18 Mart 2014.
[4] http://www.en.parlamento.pt/Legislation/CRP/Constitution7th.pdf(Erişim Tarihi 9 Ekim 2014).
[5] Hakim Pinto de Albuquerque’nin karşı oy yazısı.
[6] http://www.coe.int/t/commissioner/Viewpoints/071112_fr.asp.
[7] İHAM, Einhorn/Fransa, kabul edilemezlik kararı n° 71555/01, 16 Ekim 2001;
[8] İHAM, Kafkaris / Kıbrıs, nº 21906/04, 12 Şubat 2008.
[9] İHAM, Vinter / Birleşik Krallık, no 66069/09, 130/10 ve 3896/10, 9 Temmuz 2013.
[10] İHAM, Vinter / Birleşik Krallık, § 120.
Yrd. Doç. Dr. E. Eylem Aksoy Retornaz Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden. Radikal 2 ve Güncel Hukuk'ta yazıları yayınlanıyor. Cezaevleri, mahpusların sağlık ve oy kullanma hakkı üzerine çalışıyor. |