Avrupa Karşılaştırma Programı'nda kapsanan 15 AB üyesi, 13 AB'ye aday ve üç Serbest Ticaret Birliği (EFTA) üyesi ülkenin satın alma gücü pariteleri (SPG) ve ilgili ekonomik göstergeler Türkiye'nin bu 30 ülke arasında harcama gücünü de , yatırım için cazibe unsurlarını da ifade ediyor aslında.
Kişi başına gelir ile ilgili göstergeler, Türkiye pazarının , özellikle ne kadar çekiciliği kaldığı sorusuna yanıt verirken, belli bir sepetin fiyatı ile ilgili veriler de bir yatırım alanı ile ilgili rekabet gücü hakkında bilgiler sunuyor.
Türkiye'den önce Romanya
Araştırma bulgularına göre, AB üyesi 15 ülkenin SPG'ye göre kişi başına gayri safi yurt içi hasılası 100 kabul edilerek oluşturulan endekste Türkiye 25 endeks değeriyle Romanya'nın üzerinde sondan ikinci olmuş.
Ama bu veriler 2000 verileri. Ekonominin yüzde 10'a kadar daraldığı ve SPG'ye göre kişi başına gelirin 5590 Euro'dan 4460 Euro'ya düştüğü 2001'de Türkiye, bu sıralamada birkaç basamak daha kaybetti.
Bunlar gelirle, dolayısıyla harcama gücüyle ilgili veriler. Nüfusu 70 milyonu bulsa da Türkiye pazarı, bu kan kaybıyla gözde bir iç pazar değil. En azından bir süre öyle olmayacak.
Ucuz ülkeler
Öte yandan aynı araştırma, ülkelerdeki mal ve hizmetlerin fiyatları hakkında, dolayısıyla bir ithalatçı, turizmci, hatta ihracata dönük yatırımcı açısından ülkelerin avantajları hakkında fikir veriyor.
2000 verilerine göre, belirlenen bir sepetteki mal ve hizmetler için ödenmesi gereken Euro miktarı, AB geneli 100 kabul edildiğinde, İsviçre'de 133'e İzlanda'da 127'ye, İsveç'te 123'e satın alınırken Türkiye'den 57'ye alınabiliyor.
Araştırmanın verileri karşılaştırıldığı raporda, Türkiye, en ucuz 10 ülke arasında. Ama en ucuz ülkeler 28 ile Bulgaristan, 33 ile Romanya, 38 ile Slovakya.
Türkiye, 57 endeksle Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Estonya, Polonya, Litvanya, Letonya, Bulgaristan, Romanya'dan daha pahalı bir konumda yer aldı.
Turist için Türkiye önemli bir fırsat
Ama hemen ekleyelim. Bunlar 2000 verileri. Yani kriz öncesi durum. Yani TL'nin aşırı değerlendiği 2000 verileri. Sonrası? Doların yüzde 115 değer kazandığı 2001 yılında Türkiye'nin 57 olan endeksi daha aşağılara indi.
Türkiye'nin 1997'de AB ortalamasının yüzde 44'u olan fiyat düzeyi,1998'de yüzde 48, 1999'da yüzde 47 idi. 2000 yılında değerli Türk Lirası ile fiyat endeksi 57'ye kadar çıkarken, 2001 yılında yaşanan devalüasyonla 44'e düştü. 2002'de de bu düzeyin artmadığını anımsatalım.
Turizm açısından, turist gözüyle bakarsak, belli bir mal ve hizmet sepeti AB genelinde 100'e satılırken Türkiye'de 2000'de 57'ye, 2001'de 44'e satılıyorsa, oradan almak gerekir. 2000'de Akdeniz'in diğer turizm ülkeleri Yunanistan, İspanya, İtalya ve Güney Kıbrıs'ta bu rakam 80 dolayında. Dolayısıyla , özellikle dinlence turizmi talep eden Avrupa orta sınıfı için Türkiye önemli bir fiyat avantajına sahip.
Mal alınacak ülke
Yabancı ithalatçılar açısından da bu fiyatlarla Türkiye mal alınacak bir ülke. İhracatta 34 milyar dolara doğru hızlı koşuşturmanın altında işte bu gerçek var. Belli bir istikrar sağlanırsa, Türkiye, ihracata dönük sanayi yatırımları açısından yabancı yatırımcılara da uygun bir iklim sunmuş olacak.
Yapılan araştırmanın bulguları, Türkiye'nin rakiplerini de ortaya koyuyor: Doğu Avrupa ülkeleri. Yani Bulgaristan, Romanya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti v.b. Buralar, yatırımcılar açısından cazip yerler. Hatta bizim yatırımcılarımızın bile oralara yatırımlarını kaydırdıklarına dikkat çekelim.
Özetle, Türkiye, daralan iç pazar, ucuz emek avantajı ve dalgalı kur sacayaklarının üstüne kurulu bir ucuza ihracat ve turizm ülkesi olma rayında katarını düzeltmeye çalışırken, böylesi bir yoksullaştırıcı birikim modelinin siyasi ve sosyal yapılanmasını da kabullenmiş olacağa benziyor.
Hatta, AB bölgesindeki rolünün de bu göstergelerle belirleneceğini ekleyelim: AB çalışanlarına ucuza gıda, giyim, ev eşyası temin eden, ucuz tatil olanağı sağlayan, bunu da ucuz ve örgütsüz emeği, kurutulmuş iç pazarı sayesinde yapan bir ülke. AB'ye de bu kategoride partnerlerde gerek. Ama tam üye olarak değil, bu ekonomik role uygun bir üyelik... Onun da adı bulunur elbet...