"Dünyanın En Büyük 18 Kent Baroları Konferansı" 14-15 Mart 2003 tarihlerinde Paris Barosu'nda toplandı. Toplantıya New York, Tokyo, Paris, Hollanda, Cezayir, Barselona, Brüksel, Frankfurt, Hong Kong, İstanbul, Madrid, Meksiko, Montreal, Roma, Shangai Barosu ile Londra Hukuk Kurumu, Hong Kong Hukuk Kurumu ve New South Wales Law Society (Sydney) katıldı.
Toplantıda 2002 yılında New York'ta yapılan toplantının sonuçları ile uluslararası hukukun uygulanması için mesleğin yetki ve yapısının oluşturulması, uzman ve bağımsız hukuk sisteminde baroların desteği, adalete ulaşma, kara para ve organize suçlar, avukatlık meslek sırrı, "Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Ceza Barosu" değerlendirilen konular arasında İstanbul Barosu web sitesi dışında bir yerde haber olmadı.
Bu toplantıya İstanbul Barosu Baro Başkanı Avukat Kazım Kolcuoğlu ve Genel Sekreter Avukat Filiz Saraç katıldı. Başkan Kolcuoğlu yaptığı "Barış ve Hukuk" konulu konuşmayla, Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) Irak'a müdahalesinin hukuka ve uluslararası sözleşmelere uygun olmadığını, haksız savaşın insanlık suçu oluşturacağını ileri sürerek konunun gündeme alınarak görüşülmesi talebi başkanlıkça kabul edildi. Konferans sonunda alınan "kararın" 6. maddesini bu konu oluşturdu. Dünyanın En Büyük Kent Baroları Konferansı (14-15 Mart 2003-Paris-Fransa) sonunda alınan "Karar" şöyle :
"Dünya En Büyük Şehirler Barolar ilk toplantısı Kasım 2001 New York şehrinde yapılmış ve ikinci toplantı 14-15 Mart 2003 tarihinde Paris'te düzenlenmiştir. Paris Konferansı'nda aşağıdaki kararlar alınmıştır:
1. Bu kritik dönemlerde temel insan haklarından ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmaya, hukuka ulaşmanın ve savunma haklarının kısıtlanmasına, ölüm cezasının uygulanmasına karşı olduğumuzu tekrar vurgular ve bağımsız yargıya desteğimizi yeniden teyit ederiz. (Shangai Barosu'nun çekincesi )
2. Bağımsız hukuk mesleği hukuk düzeninin en gerekli olan kısmıdır. Para aklanmasını veya rüşveti engellemek için avukatın müvekkillerinden duyduğu suç şüphesini rapor etmesini veya delillerini vermesi yolundaki devletin çabaları avukatın mesleki sır saklama ve savunma haklarını muhafaza rolünü açıkça engellemektedir. (Londra Hukuk Kurumu'nun çekincesi)
3. Bağımsız hukuk mesleği, bağımsız yargılama hukuk düzeninin temelidir. Her durumda, uluslararası terörizme karşı savaşımlarda dahi adalet tam bağımsız rolünü oynamalıdır.
4. Hukuk kurallarının hakim olduğu bir toplumda, hukuka ve adalete ulaşmanın etkin yolu her bireye bağımsız bir avukat tarafından savunma veya danışma olanağının sunulması ile olasıdır. Bir avukata ulaşmanın sağlanması ve uzman temsilci için zorunlu olan daimi hukuk eğitiminin temini amacıyla ilgili olan taraflar gerekli çabayı göstermelidirler.
5. Dünya güvenliği ve hukuk düzeni Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından da geliştirilir. Bu Mahkeme soykırım, insanlığa karşı işlenen suç ve savaş suçları gibi temel insan haklarının en ciddi ihlallerini dürüstçe yargılamak için gerekli bir kurumdur. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde Konseylerinin temsilci olduğu ve mahkemenin temsil ettiği kavramsal yeniliği yansıtabilecek Uluslararası Ceza Baro Örgütünün Kurulmasını destekliyoruz.
6. Uluslararası hukuk ve antlaşmalara bağlılığı kapsayan hukuk düzeni dünya güvenliğini geliştirmektedir. Halen bilinen koşullarda, uluslararası hukuk uyarınca güç kullanma izin kararının Birleşmiş Milletlere ait olduğuna inanmaktayız. (Yeni Güney Galler (Sydney) ve Londra Hukuk Kurumu çekincesi)"
Demek ki adil yargılanmanın sağlanabilmesi "hukuka ulaşma yolları" açık tutulmalıdır. Ancak böylece "hukuka ve adalete ulaşmanın etkin yolu her bireye bağımsız bir avukat tarafından savunma veya danışma olanağının sunulması ile olasıdır." Yoksa hukuki güvenlik ortadan kalkar. "Bağımsız hukuk mesleği" bağımsız yargının ve hukuk düzeninin olmazsa olmaz kuralıdır.
Bir başka sonuç ise Uluslararası Ceza Mahkemesi "..soykırım, insanlığa karşı işlenen suç ve savaş suçları gibi temel insan haklarının en ciddi ihlallerini dürüstçe yargılamak için gerekli bir kurumdur." Böylece dünya üzerinde haksız tüm savaşları yaratan, uygulayan devlet başkanları ve onların generalleri ile savaşçıları artık "yargılanabilecektir."
Uluslararası hukuk gereğince güç kullanma kararı almak Birleşmiş Milletlere ait olmasına karşılık, Bush ve Blair aksine davranış ve kararlarıyla Irak halkına karşı başlattıkları haksız saldırı nedeniyle suçlu oldukları iddiasıyla yargılanmalıdır. Bağımsız bir avukat tarafından savunma haklarını sonuna kadar kullanacaklardır. Hatta savunmalarını avukat olarak üstlenebilirim bile...
Yeter ki, UCM'nde haklarındaki suçlar nedeniyle yargılansınlar. Yeter ki artık dünya savaşlarından, soykırım, savaş ve insanlığa karşı işlenen suçlardan geriye kalan utançları bir daha yeniden yaşamayalım. Eski Yugoslavya'ya, Ruanda'ya yaşananlar ve Irak savaşına artık yenileri eklenmesin. Savaş dursun. Savaşı durdurmayanlar; yargılanırsınız.
Geçmişte haksız savaşlarda öldürülmüş insanların gücü ile oluşturulan Uluslararası Ceza Mahkemesi görevine başlamıştır. İlk dava "Irak Dosyası" olmalıdır. Suçun failleri bellidir. Dünyada insanların korkusuzca yaşayabilecekleri bir ortamı sağlayacak "hukuki güvence" ve bu güvenliğin hukukunu yaratacak gücümüzün olduğuna inanmak gerekiyor. (EÖ/BB)