Türk Hava Yolları’nın alt şirketi olan AnadoluJet, 14 Ekim’den beri bir promosyon kampanyası yürütüyor. Adı, “Aileleri Uçuran Kampanya” ama koşullara bakınca insanın aklı, bilemedin şapkası uçuyor daha ziyade.
20 Ocak 2015’e kadar devam eden kampanyanın vaadi, ailelere yüzde 30 indirim. Ama bir koşul var: Herkesin soyadı aynı olacak!
Yani anneyle baba boşanmamış olacak.
Hükümetin, boşanmalar hakkındaki görüşünü zaten biliyoruz. Boşanmak üzere mahkemelere başvuran çiftleri vazgeçirmek için danışmanlık hizmeti veriyor, kocasından şiddet gören kadınları evlilik içinde tutmaya çalışıyor, cellatlarının yatağına geri yolluyorlar.
Hükümetin kadını, aile içinde, ancak bir ailenin parçası olarak, mümkünse üç çocuğun* anası olarak sevdiğini de biliyoruz… Kadından Sorumlu Bakanlığın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dönüştürülmesi de bu zihniyetin en önemli adımıydı. Kadının var olma biçimi hakkında o kadar hak sahibi görüyorlar ki kendilerini, canlarının istediği gibi, istediği kadar tarif ediyorlar hoyratça.
Şimdi görüyoruz ki bu zihniyet, “özel” kurumlara da sirayet ediyor. Anadolu Jet, açık açık “Biz annenin boşanmamışını severiz” diyor bu kampanya ile. Ailenin ne olması gerektiğine dair kendi tarifini sunuyor, ona ayrıcalıklar sağlıyor. Boşanmış bir anne ile çocuklarını aileden saymıyor. Aklınca evliliği teşvik ediyor. Havucun ise indirimli uçak bileti olmasının ne kadar mide bulandırıcı olduğu konusuna hiç girmiyorum.
Boşanmalarda, olağanüstü durumlar yoksa çocukların velayeti anneye verilir. Pek çok durumda anne, çocuklarının tüm sorumluluğunu tek başına sırtlanır. Ama çocuklarıyla aynı soyadını taşıyamaz (Bunun için hukuk mücadelesi veren ve kazanan Şennur Göksu gibi bir iki istisna dışında). Çocuğunu okula, kursa yazdırırken, birlikte tatile giderken hep anlatmak, izah etmek zorunda kalır soyadı farkını.
Şu yüzde 30 indirimin bugüne kadar akıl edilememiş olması ne büyük talihsizlik. Eminim ki, ucuz uçak biletini kaçıran binlerce boşanmış anne, evinde oturmuş dizlerini dövüyordur. (BT/HK)
* İndirim koşullarında "en az 4 kişilik aile" olma zorunluluğu getirilmiş. Toplama çıkartma hatası mı yaptılar; yoksa "üç çocuk ısrarında" bir yumuşama mı söz konusu(!)