Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimlari Fakültesi'nden Uzman Meltem Cemiloğlu Altunay'ın "Gündelik Yaşam ve Sosyal Paylaşım Ağları: Twitter ya da 'Pıt Pıt Net'" başlıklı çalışması, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi yayını "İletişim"de yayınlandı. Bu çalışmanın sonuç bölümüne yer veriyoruz.
Üretici-kullanıcı-tüketici
Twitter ile gündelik yaşam arasında iç içe geçmiş birbirinden beslenen karmaşık bir akışın varlığından söz etmek mümkündür.
Twitter mesajlarının oluşturduğu akış, Toffler'in (1981) tüketen üretici kavramına yakın bir duruş sergileyen, öznel üretim ve seçimlere dayanan ve bir süre sonra alışkanlıklar bağlamında bir rutine dönüşebilen çaprazlama bir akıştır. Bu akış, bir yandan kullanıcıların bireysel günlüklerinin bir kaydını oluştururken, diğer yandan bu mesajların sosyal bir ağ üzerinden paylaşımını da içerir.
Toffler'in (1981) öngörüsü adı geçen sosyal ağlarda farklı şekillerde karşımıza çıkar, internet kullanıcısı üretici bireyler, aynı zamanda internet üzerinde içerik sağlayıcısı tüketicilerdir. Artık onları sadece kullanıcı olarak nitelendirmek eksik olacağı için, üretici-kullanıcı-tüketici kavramı ile adlandırmak yerinde olacaktır. Bu bireyler kendi kullanıcı sayfalarında, kendi akışlarını üretirken, beri taraftan kendi gündemlerini de belirlerler ve bunu diğer üretici-kullanıcı-tüketicilerle paylaşırlar.
Akış <-> kimlik
Twitter'da kişilerin oluşturdukları akış, uyku zamanı ve uyanıklık zamanı dâhil, gündelik yaşam içerisindeki farklı periyotları yansıtabilecek niteliktedir. Bu akışın temel dayanağı geleneksel çalışma zamanı-boş zaman ayrımından çok, uyku zamanı ve uyanık geçirilen zaman ayrımıdır. Twitter kullanımında zaman açısından belirli ortak özellikler saptanmış olsa da, genel bir kullanıcı kimliğinden bahsedilmek olası gözükmemektedir.
Bunun en temel nedeni ise kullanıcı özelinde kişiselleşmiş, etkileşime açık bir üretim ve tüketim ağına karşılık gelen bir kullanıcı topluluğundan oluşmasıdır. Bu durum üretici-kullanıcı-tüketici kimliği arasında etkileşimli bir ilişki biçimine karşılık gelen Twitter'a özgü bir akışın gelişmesine yol açmaktadır. Kısaca Twitter akışın kimliği, kimliğin de akışı etkileşimli olarak belirlediği bir ortama dönüşmektedir. Bu süreç içinde kimlikler akış içinde oluşmakta ve oluşan yeni kimlikler ise akışı biçimlendirmektedir. Bu durum Castells'in (2006) ağ toplumuna ilişkin görüşleri ile örtüşmektedir.
Castells, ağ toplumunda kişisel kimliğin daha açık bir mesele haline geldiğini vurgular ve ağ toplumuyla birlikte artık kimliklerimizi geçmişimizden almadığımızı savunur. Bu yeni iletişim platformuyla birlikte, kimliklerimizi başkaları ile etkileşime girerek yaratmak zorunda olduğumuzu belirtir. Araştırma kapsamında ele alınan Twitter kimliklerinin oluşumunu sağlayan bireysel kullanıcı akışları,
Castells'in ağ toplumundaki kimlik oluşumuna karşılık gelmektedir. Twitter kimliğinin gündelik yaşamın ritmine yaptığı baskı, gündelik yaşam akışını da Twitter kimliğiyle çelişmeyecek biçimde düzenlenmesine neden olabilmektedir. Kısaca gerçek yaşamın akışı Twitter'ın akışını oluşturabildiği gibi, Twitter'in kullanıcı kimliği üzerinde oluşturduğu baskı, "Twitter'a uygun bir yaşam" yani teşhir edilebilecek bir gündelik yaşama dönüşebilmektedir.
Kültürel bir biçim
Twitter kullanımında kültürel farklılıkların varlığından da söz etmek mümkündür. Belirli bir kültürel coğrafya içinde ya da bir toplulukta yoğun olarak kullanılan mesaj türleri, başka bir topluluk için geçerliliğini yitirebilir. Bu durum Williams'ın (1990) akışın kültürel bir biçim olmasına yaptığı vurgusu ile de birbirini destekler. Örneğin, birçok ülke kullanıcısı için büyük sorun oluşturabilen akış sürecindeki spam mesaj tehdidinin, Türkiye Twitter kullanıcıları için geçerli olmadığı gözlemlenmiştir.
Boş zaman olgusundan gündelik rutine
Twitter kullanıcıları belirli bir süre sonra, Twitter ile ilişkilerini yine kişisel bir rutine dönüştürebilirler. Twitter kullancıları için bu rutin, kendine özgü bir kullanım formu oluşturabilir. Böylesi bir rutinin oluşmasında temel neden -kullanıcıların da belirttikleri gibi- Twitter mesajlarının basit, kısa ve kolay oluşturulabilmesi gösterilebilir. Tıpkı yüz yıkamak, kahvaltı yapmak, yemek sonrası kahve içmek gibi gündelik yaşamın rutin "şeylerinden" biri haline dönüşme potansiyeli taşır. Hatta daha ileri giderek, söz konusu rutinlerin aktarıldığı veya şekillenmesinde etkili olan bir üst rutin olarak tarif edilebilir. Twitter, kullanıcıların gündelik yaşam pratikleri içerisine sızabilmeleri için -bugüne kadar deneyimlenen diğer sosyalleşme olanaklarıyla karşılaştırıldığında- görece daha elverişli bir ortam hazırlar.
Gelenekselden yeni medyaya: Mikro-blog veya dijital günlük
140 karakterlik kısıtlama, yalın, kısa ve öz içeriğin daha hızlı ve daha yaygın bir şekilde iletilmesine yol açmaktadır. Twitter'in bu özelliği onu bir bakıma interaktif sosyal bir günlüğe ve bir mikroblog haline dönüştürmektedir. Twitter'ı yoğun olarak kullanan kişilerin bu ortamı birer 'mikro bloglar' olarak görmeleri, blogların işlevlerindeki özün, arı düşüncenin basit bir şekilde paylaşıma sunulması anlamını taşımaktadır.
Twitter'da biriken mesaj akışının, bu aracın daha sonra nostaljik bakışla yeniden değerlendirilebilecek bir dijital günlüğe kolaylıkla dönüşebileceği izlenimini de vermektedir. Tıpkı radyo, tüplü televizyon gibi geleneksel medya araçlarının çıktıkları dönemdeki etkilerinin giderek kitleselleşerek yaygınlaşıp, 'geleneksel' veya 'nostaljik' bir bakış açısına bırakmaları gibi.
Söz konusu yeni medya ve daha spesifik olarak internet olunca bu yaygınlaşma, geleneksel medyadan katbekat daha hızlı olmaktadır. Böylece Twitter gibi sosyal paylaşım ağları da kısa bir sürede yaygınlaşıp, gündelik yaşamın rutini haline dönüşebilmektedir. Yakın gelecekte ise birçok kişi bu paylaşım ağlarının gelenekselleşmeyeceğini veya ortadan kalkıp, nostalji ile anılacak bir duruma dönüşmeyeceğini iddia edemez.
Erdoğan ve Alemdar'ın (2005) yeni medyaya da vurgu yapan tanımları, süreçle ilgili farklı bir tespit olarak ifade edilebilir. Onlara göre eskiyi yeni kılıfla sunmada bulunan etken yollardan biri eskinin önüne 'yeni' koymaktır. Çünkü yeni olan belirli bir zaman sonra eskir ve bir süre sonra yeni, en yeni, yepyeni, en geliştirilmiş, mükemmelleştirilmiş gibi kavramlara ihtiyaç duyar.
Bu bakış açısıyla bugün yeni olan medya, yeni olan sosyal paylaşım siteleri, Twitter, Facebook eskiyecek ve ileride daha farklı yeni medya uygulamaları dolaşıma girecek denilebilir. Dolayısıyla bugün 'yeni' olarak adlandırılan iletişim araçları, bir yandan bilinen iletişim kurma yordamlarımıza yenilerini eklerken, diğer yandan arkaik iletişim kurma alışkanlıklarımızın yeniden üretildiği ortamlar olarak 'geleneksel' işlevler üstlenmektedirler.
Yeni gündelik yaşam gerçekleri
Twitter ve diğer sosyal ağları etkin kullanma isteği, teknolojiye yakın kişilerin mobil cihazları satın alma alışkanlıklarına etki edebilmektedir. Kullanıcıların "günlük hayatın bir parçası" olarak tanımladıkları bu yeni kısa ve öz iletişim biçimi, kişilerin bireysel yaşamlarının internette bıraktıkları izler olarak da tanımlanabilir.
Öte yandan kullanıcıların Twitter aracılığı ile bıraktıkları izlerin, günümüzde gündelik yaşamın derinliksiz, yüzeysel yanının bir yansıması olduğu sonucuna varmak da mümkündür. Bu duruma paralel olarak Castells'in (2007) ifade etiği gibi bu teknolojilerin sonucu bireyin üzerinde giderek artan gözetim kanallarını da göz ardı etmemek gerekir.
Mobil cihazlarla internet kullanımının ve sosyal paylaşım ağlarında çevrimiçi olmanın her geçen gün yaygınlaşması, endüstri çağının geleneksel iş yaşamı-özel yaşam ikiliğinin de ortadan kalkmasına işaret eder. Özel olan hızla kamusallaşmakta, metalaşmakta ve tüketicinin rızasıyla başkalarının gözetimine açılmaktadır. (MCA/TK)