Biamag’da “Twitter beni neden sansürledi?” yazımın yayınlandığı gün Twitter hukuk ekibinden bir e-posta aldım:
“Sayın Twitter kullanıcısı,
“Şu URL adresinde bulunan Tweet'inizin engellenmesi hakkındaki mesajınızı aldık ve engelin kaldırılması talebinizi değerlendirdik:
“ https://twitter.com/efekerem/
“Yapmakta olduğunuz araştırma ve yazıldığı şartları göz önünde bulundurarak, bu seferlik, Tweet'iniz hakkındaki engeli Türkiye'de kaldırdık. Eğer bu Tweet hakkında Türkiye makamlarından başka bir haber alırsak sizi bilgilendireceğiz.
“Saygılarımızla,
Twitter Hukuk” *
Takip edebildiğim kadarıyla, ilk kez Twitter mahkemelere yapılan yasal itirazlar dışındaki bir yolla sansürü kaldırmış oldu. Bunun son olmaması için, şimdiye dek sansürle mücadelede kazanılan tecrübeleri derleyio yeni yollar açabileceğimizi ümit ediyorum.
1. Yol: Türkiye hukuku
Daha önce Twitter’ın geri aldığı tüm sansür kararları Türkiye’deki yargı süreci içinde oldu, yani, itiraz üzerine üst mahkeme erişim engeli kararını kaldırınca Twitter da sansürü kaldırdı.
Bu yolla geri alınan ilk sansür kararı, Twitter’ın 21 Mart 2014’te ülke çapında engellenmesine kadar giden @oyyokhirsiza hakkındaki karar aslında:
Ulaştırma eski bakanı ve dönemin İzmir belediye başkan adayı Binali Yıldırım ve oğlu Erkam Yıldırım’ın 18 Mart 2014 tarihinde yaptıkları başvuru üzerine, İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi @oyyokhirsiza Twitter hesabı ile hirsizaoyyok.wordpress.com blog’unun erişime engellenmesine karar verdi, ancak Twitter adına Avukat Gönenç Gürkaynak’ın yaptığı itiraz üzerine bu karar 27 Mart’ta kaldırıldı.
Sansürü kaldıran üst mahkeme, kararın gerekçesinde siyasetçilerin kamu denetimine tabi olması gerektiğini ve eleştirilere daha toleranslı olmaları gerektiğini açıklıyor.
Ancak bildiğiniz gibi, bu karara rağmen Twitter hakkındaki engelin kaldırılabilmesi ancak hukukçular Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak’ın Anayasa Mahkemesi başvurusu sonrasında olmuştu.
Erdoğan’ın seçim mitinginde “Twitter, mwitter kökünü kazıyacağız” demesiyle, yani siyasi bir kararla kapatılan Twitter, o dönemden beri Türkiye’de “ülke bazlı içerik gizleme” politikasını sürdürüyor.
2014 yılı boyunca 79 hesap ve 2 bin 3 tweet sansürlendi. Twitter, 2014 Şeffaflık Raporu’unda Türkiye mahkemelerinden gelen kararların %70’ine yasal yollarla itiraz edilmesine rağmen bu itirazların ancak %5’inin kabul edildiğini, sansürü bu şekilde geri alınan sadece 3 hesap ve 189 tweet olduğunu söylüyor.
Örneğin, @keremtan3449 hesabının 1 tweet nedeniyle tamamen sansürlenmesi de geri alındı; ancak bu kullanıcı şikayete konu tweet’ini sildi, ve ne yazık ki o tarihten beri de Twitter’ı kullanmıyor (bkz. "chilling effects", halkı ifade özgürlüğünden soğutmak).
Bir de itiraz sürecinin Twitter’ın aleyhine işlediği durumlar var. Elif Akgül’ün haberinde okuduğumuz gibi, @madigudisi'nin tweet'i hakkındaki şikayet ilk mahkemede reddedilmiş, ancak üst mahkemede sansürlenmişti. Lütfi Elvan'ın 68 tweet'lik sansür özgeçmişi malum.
Bu nedenlerle Türkiye hukuku, ifade özgürlüğü açısından bir çıkmaz sokak.
2. Yol: Kamuoyu baskısı ve prestij kaybı
Twitter’ın mahkeme kararı olmasına rağmen Türkiye’de hiç uygulamadığı sansür kararları da var. Bunların sebebinin kamuoyu baskısı ve şirketin uğrayacağı prestij kaybından kaynaklandığını düşünüyorum.
Bunların ilki, 15 Ocak 2015 tarihli, Suriye’ye silah taşıdığı iddia edilen MİT TIR’larına ilişkin mahkeme belgelerinin sızması hakkındaki yayın yasağı ve erişim engeli kararıydı.
Twitter yaptığı açıklamada, “mahkeme kararında geçen hesaplardan birini tümüyle, diğer hesabın ise bazı tweet’lerini ve retweet’leri engellemek zorundayız” dedi.
Halbuki Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin sansür kararında “@BirGun_Gazetesi isimli twitter hesabı” yazılı, bazı tweet'leri değil.
Aynı şekilde, 166 URL'lik karara imza atan hakim Bekir Altun'un şikayetiyle 21 Ocak 2015 tarihinde gazetecilerin tweet'lerine verilen sansür kararını da uygulamadı Twitter.
Fakat, bu kararlar hangi şartlarla, hangi kriterlerle uygulanmadı, bilemiyoruz. Hükümet ile Twitter heyeti arasındaki görüşmelerde basın özgürlüğü gündeme geldi mi, Twitter bunları nasıl savundu, ‘karşılığında’ hükümet ne talep etti (ve belki elde etti) bilemiyoruz.
Ancak, Hakim Bekir Altun’un gazetecileri toptan şikayet ettiği sansür kararının Ocak ayında Twitter tarafından uygulanmaması üzerine, Altun’un 166 URL’lik kararı veren hakim olması, bu karar içinde en büyük payı Twitter sansürünün alması, ve sonucunda karardaki ısrarın Twitter’ı ülke çapında engellemeye dek varmasını dikkate değer buluyorum.
3. Yol: Bireysel itiraz artık mümkün
Benim tweet’im hakkındaki “ülke bazlı içerik gizleme” kararı, Türkiye saati ile 9 Nisan akşamı bana gönderilen e-posta bildirimi ile başladı ve 10 Nisan’da e-posta yoluyla yaptığım itiraz** üzerine 11 Nisan sabahı kaldırıldı. Bu, Twitter’ın Türkiye’de uyguladığı sansüre bireysel itiraz yolunun açık olduğunu gösteriyor.
Ancak, sansürün kaldırılmasında kullanılan dil, bu kararın bir istisna olduğunu hissettiriyor.
Kaldı ki, hukukçu Yaman Akdeniz’in haklı olarak belirttiği üzere, engellenen her tweet’i özgürleştirmek için mücadele vermek zorunda olmamalıyız; keza sistemli bir şekilde sansürlenen 2 binden fazla tweet için tek tek mektup yazmak çok verimli bir yöntem değil.
Twitter’ın benimle ilgili kararında uyguladığı kriterler de net olmadığı için her sansürü bu yöntemle geri aldırmamız da mümkün olmayabilir.
Açık ki, Twitter kendi hatasından dönmeli ve şimdiye dek Türkiye makamlarının talebiyle sansürlediği tüm içeriği açmalı. Pakistan’da bizzat bunu yaptı.
4. Yol: Pakistan
Twitter, Türkiye’deki uygulamasına benzer bir şekilde, 18 Mayıs 2014’te Pakistan’da “ülke bazlı içerik gizleme” politikasını uygulamaya soktu. Bu karara dayanak oluşturan ve Pakistan makamlarınca “dine hakaret” ve “ahlaksızlık” gibi gerekçelerle sansürlenmesi talep edilen 36 hesap ve 15 tweet engellendi.
Ancak bir ay sonra, 17 Haziran 2014’te, Twitter bir açıklama yayımlayarak bu hesaplar üzerindeki engeli kaldırdı. Twitter'ın açıklamasında Pakistan’ın taleplerinin “yeniden ele alındığı, ve Pakistan makamlarınca durumu açıklığa kavuşturan ek bilgiler verilmediği için engelin kaldırıldığı” belirtiliyor.
Türkiye’deki tweet’lerin özgürleşmesinin en iyi yolu, Twitter'ın Türkiye hükümeti ile kurduğu bu sansür ortaklığını tek taraflı olarak sona erdirmesi. Ancak, Türkiye Pakistan'a dönüşmeden önce bunu yapsa herkes için daha iyi olur. (EKS/HK)
* Twitter Hukuk’tan bana gönderilen 11 Nisan tarihli e-postanın orijinali:
“Dear Twitter User,
“We have received and reviewed your message and your request for unwithholding of the Tweet at this URL: https://twitter.com/efekerem/
“Sincerely,
“Twitter Legal”
** Twitter’a gönderdiğim itirazın Türkçe çevirisi:
"Sayın Twitter Hukuk Ekibi,
Bu e-posta ile Twitter'da yazdığım içeriğin sansürlenmesini protesto ediyor ve bu kararın geri alınmasını talep ediyorum. Eğer sansür 24 saat içinde kaldırılmazsa, karara ABD mahkemelerinde itiraz edeceğim.
Tweet'imde açık olduğu üzere, ben Türkiye mahkemelerinin sansürü hakkında bilgi vermek amacıyla, sizin de tanıdığınız araştırmacı @zeynep'le sansürlü içeriğin ekran görüntüsünü paylaştım:
https://twitter.com/efekerem/
Ben sansür hakkında çalışan bir araştırmacıyım. Bizzat bu sansür kararı hakkındaki haberimi şurada bulabilirsiniz:
http://www.dailydot.com/
Mahkeme kararının talebi ile, benim gibi kullanıcıların amacını ayıramamanız kabul edilemez.
Bir siyaset bilimci olarak, Türkiye hükümetinin sizi zorladığı "sansürle ya da kapatırız" konumunu anlıyorum; ancak, bir Twitter kullanıcısı olarak her mahkeme kararına uymanızı desteklemiyorum.
Hukuçular Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak'ın size gönderdikleri ihtarda açıklandığı gibi, Twitter, Türkiye mahkemelerinin karalarına uymak zorunda değil, kaldı ki, bu karaların çoğu uluslararası insan hakları prensiplerine aykırı:
http://cyber-rights.org.tr/
Bu nedenlerle şirketinizin benim ifade özgürlüğümü sadece Türkiye'deki yasal süreç içinde değil, bizzat kendi şirket politikanızla da uygulayarak savunmasını talep ediyorum.
Saygılarımla,
Efe Kerem Sözeri
@efekerem