Haber şöyle, Belçika'da yayınlanan yüksek tirajlı bir gazete sayfa düzenlemesi nedeniyle tazminat ödemeye mahkum oldu . Elbette bu kötü sayfa düzeni yapanlara verilen bir ceza değil . Ancak düzenlemedeki hata bir insanın mağdur olmasına yol açınca cezadan kurtulamıyor.
Mizanpajla çeteye dahil olmak
Gazete 1996 yılında birinci sayfasından iki haberi duyuruyor. Birinci haber Belçikalı bir avukata açılan soruşturmayı duyuruyor. Hemen yanında yer alan haberde ise bir sübyancılık çetesi anlatılıyor. Avukat, hakkında yazılan haberin ve fotoğrafının diğer haber ile bağlantılı gibi algılandığını, oysa hakkındaki suçlamanın bu çeteye dahil olduğu iddia edilen müvekkilini kurtarmak için sahte belge düzenlemekle suçlandığını söyleyerek mahkemeye başvuruyor. Müvekkili beraat eden kendisi hakkında ise takipsizlik kararı verilen avukat tazminat istiyor.
Brüksel Mahkemesi, gazetede yazılan haberde yalan veya yanlış bulunmadığını belirleyerek, avukatın gazeteciden tazminat talebini reddediyor. Ancak, gazetede, haberin yansıtıldığı sayfadaki mizanpajı kusurlu bularak, yazı işlerini 12 bin 500 euro tazminat ödemeye mahkum etti.
Anneye de tazminat
Mahkeme heyeti, mizanpajda avukat ile sübyancılar çetesi arasında ilişki olduğu izlenimi verildiğini kaydederek, haberin içeriği ile mizanpaj arasında tezat olduğunu, yazı işlerinin hatalı görüldüğünü bildirdi. Mahkeme, bu haberi okuduğu zaman sinir krizi geçirdiği gerekçesiyle davacı olan avukatın annesine de 1250 euro tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Türkiye'de yapanlara bir şey olmuyor
Ragıp Duran 'ın Medyakronik'te sorduğu "başka bir ülkede ne olurdu" benzeri sorusunu tersinden soralım. Türkiye'de olsa ne olurdu? Aslına bakarsanız, Türkiye'de her gün oluyor. Üstüne üstlük yapanlara da bir şey olmuyor. (NU)