Sonrasında "Dünya Sosyal Forum"u diye ortaya çıkan bu forumların Avrupa ayağının hem Selanik'teki hazırlık toplantısına, hem de Floransa'da toplantının kendisine katıldım.
Sosyal forumlar ibreleri halen yukarı olan yeni liberal hareketin yıkımına karşı gözle görülen tek muhalefet ve tek umut gibi görünüyordu.
Bu umudu Ankara'da ve İstanbul'da, Floransa öncesi ve sonrası bazı seminerlerde duyurmuş ancak var edememiştik. Bugün var olduğunu görmek beni sevindirdi ve heyecanlandırdı.
Öncelikle Türkiye'de bu umudu yeşertenlerin "ellerine sağlık demek" lazım. İlk defa yapıldığı göz önüne alınırsa 80 ayrı oturum başarılı bir şekilde organize edilmişti.
Çevirmenlerin gönüllü olduğu söylendi. Bunu da takdir etmeden "iyileme" kısmını kapatamam.
Mücadele anonim şirketleri
İyiler böyle. Peki ya kötüler? Sosyal forumda Kötü olan bir şey yoktu, aslında kötümserlik uyandırabilecek bazı sahneler vardı. Birinci sorunlu yaklaşım, "bayrak yarışı" idi. 100 üyesi olan grup 90 bayrak, 50 üyesi olan grup 40 bayrak getirmişti.
"Bir bayrak yarışıdır bu mücadele zaten" diyemedik çünkü bu bayraklar reklam ve imaj bayrakları idi.
Üzerinde partilerinin adları yazılı olan onlarca bayraklı insan sosyal forum stand alanını işgal etmiş görüntüsü veriyordu.
İmaj ve marka çalışmasını andıran bu bayraklı gruplar adeta "mücadelenizi bize getirin en iyi biz mücadele ederiz" reklam alt yazısına sahiptiler.
Bir ara iki gruptan birisi bayrağı bayrağı yukarı asınca diğeri daha da yukarı asmak için oldukça fazla enerji harcadı.
"Sınıfsız, sınırsız ve başka bir mücadelenin mümkün" olduğunu buradan onlara iletmek isterim.
Alternatif küreselleşme hareketi
Yeni sol ve/veya sosyal hareket tanımında Doğan Tarkan önemli bir ayrım yaptı ve dedi ki "Biz mücadele üretemeyiz. Mücadeleler kendi özneleri ile ortaya çıkar ve biz o mücadelelerin önünü açan eylemliliklerde bulunuruz. Biz sosyalistlere düşen budur..."
Bu sözlerin yanı sıra sosyal hareketlerin de artık toplumsal mücadelelerin önemli yapı taşları olduğunu Marksist bir parti başkanından duymak yeni bir solu inşa edecek yeni cümleleri duymaktı.
Aynı toplantıda Hayri Kozanoğlu "alternatif küresel hareket" ile "küreselleşme karşıtı hareket" terimlerinin farklılığını vurguladı.
Küreselleşme karşıtı hareketin ulusalcı ve milliyetçi unsurlarından ayrılarak alternatif küreselleşme adını aldığının altı çizildi.
Ancak diğer konuşmacılar bu gibi terminolojik ayrımı daha fazla önemseyemeyerek "küreselleşme karşıtı hareket" diyerek tartışmaya devam ettiler.
Oysa bu ayrım artık mücadelede olunan noktayı açıklamanın bir koşulu olarak önemli bir yerde duruyor diye düşünüyorum.
Sosyal Forum'mu Sosyal Seminer mi?
Pazar günü (1 Ekim) yapılan "sendikalaşma" konulu toplantının da en önemli eleştiri soru cümlesi "Türkiye Sosyal Forumu mu yoksa Türkiye Sosyal Semineri mi?" idi.
Buna neden ise iki saatlik konuşma süresinde izleyenlere zamanın ayrılmaması ya da çok az ayrılması oldu.
Bu eleştiriden sunum yapmış ve katılımcıları katamamış birisi olarak ben de üzerime düşen payı aldım.
Eleştiri haklı idi. Çünkü forum "uzmanlar resitali" olmamalı idi. Uzmanlar değil kolaylaştırıcılar yönetiminde tüm salon konuşacaktı ki forum formunda olsundu. Olamadı ama ben de dahil bu işi yeni öğreniyoruz diye düşünüyorum.
Tarık Ali'de buradaydı
Ayna korkusundan tanıdığım Tarık Ali'nin uzun konuşmaları zaman zaman toplantı ekseninden kaysa da oldukça bilgilendirici oldu.
Bu konuşmalardan en önemlisi yağmur suyunun dahi özelleştiği Arjantin deneyimi idi.
Arjantin halkının suyu özelleşince yağmur suyu dahi elde edemeyecek duruma gelişi sonra da su savaşçılarının bu ABD şirketini kovması dikkate alınması gereken önemli bir bilgi aktarımı oldu.
Ali'nin "ABD'nin İran'a saldırmaya cesaret edemeyeceği" cümlesi ilk önce Socialist Workers Party'den (SWP) Alex Callinicos'un tepkisine neden oldu.
Callinicos savaş karşıtı mücadelenin alsa böyle bir iyimserlikten hareket etmemesi gerektiğini ve İran'a saldırı olasılığını her mücadelesinde ele alması gerektiğini belirtti.
Sosyal forumun ilginçleri
Tek tipe karşı grupların tek tip giyinerek gelmesi, sınıfsız ve sınırsız toplum adına mücadele edenlerin ellerinde bayraklarla gezmesi en azından bana ilginç geldi.
Güzel olan İFSAK'ın fotoğraf sergisi, ilginç olan bu fotoğraf sergisine girişte fotoğraf yasağı konmuş olması idi.
Yaşam iyi ile kötünün arasında iyi kötü yaşanır. Sosyal forumun Türkiye'de bu aşamaya gelmesi iyi, "bayrak yarışı" ise kötüydü. İyi kötü bir ilki beraber yaşadık. Herkesin eline sağlık. (AA/EZÖ)