İnsani bir özellik olarak cinsiyet çeşitliliği ve doğal yahut tercihi bir oluşum olarak cinsel yönelim, münferit ve ahlaki bağlama sıkıştırılamayacak kadar geniş, toplumsal ve siyasal bir gerçekliğe haiz.
Toplum düzeyinde bir tabu olarak “ötekileştirilen” her gerçekliğin nasıl ki siyasal ve kamusal bir savunusu gerekiyorsa, hukuki olarak da güvence altına alınmalı ve adil bir hak ve yükümlülük çerçevesinde toplumsal, siyasal, kültürel ve ahlaki kabulünün zemini atılmalı.
Devletten ve onun meşru zemini olan anayasadan bu beklentinin kaynağı, insan olmanın onuru ve insan haklarının evrenselliğidir.
Zira insan hakları, kişiden kişiye, ülkeden ülkeye, kültürden kültüre değişemeyeceği gibi, cinsiyet ve cinsel yönelim çeşitliliğine göre de değişemeyecek bir eşitliğe, evrenselliğe ve geçerliliğe sahip. Bu bağlamda Türkiye’de yasal çerçeve, söz konusu gerçekliği resmen tanımış olmasına karşın, uygulamada, verili hak ve özgürlüklerin içini doldurmak yahut insan hakları ve onurunu evrensel bir ilke olarak korumak bakımından “suçlu” konumunda.
Türkiye Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğe göre; “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır.[1]
Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.”[2]
Yani içeride özgürlüğünden alıkonulmuş olan herkes eşittir. Renginiz, milliyetiniz, dininiz yahut cinsiyetiniz ne olursa olsun diğerlerinden ayrıcalıklı olamazsınız. Burada cinsel yönelim yahut cinsiyet kimliği ifadesi geçmese de Türkiye Anayasası'nın onuncu maddesine göre hepimiz kanun önünde eşit olduğumuza göre cezaevlerinde de cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği bir ayrım sebebi olamaz. Zaten Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik İle İlişkili Olarak Uygulanması Konusunda Yogyakarta İlkeleri'ne göre “Özgürlüğü kısıtlanan herkese insanca ve insan kişiliğinden ayrılmaz haysiyetine saygıyla davranılmalıdır. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, herkesin haysiyetinin tamamlayıcı bir parçasıdır.”[3] Ancak gerçek hayatta da, özellikle özgürlüğümüzden alıkonulduğumuz cezaevlerinde, kâğıt üstünde olduğumuz kadar eşit miyiz gerçekten?
Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Transgender mahkûmlar da cezaevlerinde diğer mahkûmlarla benzer zorluklarla karşı karşıya kalırlar. Ancak cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri hakkındaki önyargılar nedeniyle diğer mahkûmlara kıyasla ek zorluklarla karşılaşabiliyorlar. Türkiye'de uluslararası ve yerel insan hakları örgütlerinin hazırladıkları raporlar sayesinde cezaevlerinde yaşanılan hak ihlalleri tespit edilebiliyor ve bu ihlallerin giderilebilmesi için öneriler sunuluyor. Ancak konu LGBT bireyler olduğunda, değil yaşanan hak ihlalleri, içeride kaç LGBT olduğu bilgisine dahi erişilemiyor.[4]
Kaos GL'nin 2008 yılında hazırladığı İnsan Hakları Raporu ve CİSST'in hazırladığı Özel İhtiyaçlara Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı dışında konuya dair Türkçe kaynağa ulaşmak pek mümkün olmuyor. Avrupa'ya baktığımızda dahi LGBT bireylerin özel ihtiyaçlarına dair yazılmış çok az şey bulunabiliyor. Ancak Amerika başta olmak üzere tüm dünyada günden güne bu grubun cezaevlerindeki özel ihtiyaçlarına dair bilgiler artmış ve devletler kendi adalet sistemlerini bu bilgiler ışığında şekillendirmeye başlamıştır.
TERMİNOLOJİ * Cinsel Yönelim: Bireyin kendi cinsine, karşı cinse veya birden fazla cinse karşı süregelen derin duygusal, romantik, ve/veya cinsel çekimi ifade eder. * Eşcinsel: Duygusal ve/veya cinsel açıdan hemcinsine ilgi duyan kişi. * Gay (Gey): Eşcinsel erkek. * Lezbiyen: Eşcinsel kadın. * Biseksüel: Duygusal ve/veya cinsel açıdan her iki cinse de ilgi duyan kişi. * Cinsiyet Kimliği: Her bireyin, doğuştan gelen cinsiyetine uygun düşsün düşmesin, dış görünüşün veya bedensel işlevlerin tıbbi, cerrahi veya başka yöntemlerle iradi değişikliklerini de içerebilecek bedensel bilinç, giyim kuşam, söz ve davranışlar da dahil olmak üzere, özel ve kişisel cinsiyetini duyumsama ve yaşamasıdır. * Transeksüel: Kendisini karşı cinse ait hisseden, karşı cinse benzeme isteği duyan veya karşı cinsten biri olarak hisseden kişileri ifade eder. Hem erkek hem kadın için geçerlidir. Yani kişi kadın bedeninde doğup kendini erkek olarak hissedebilir, erkek bedeninde doğup kadın olarak hissedebilir. Ancak Transeksüel kişinin ruhsal eğilimleri için geçerli olan bir kelimedir, bu yüzden transeksüeller dış görünümlerinden belirlenmeyebilir. * Travesti: Dış görünüşü ve davranışıyla biyolojik cinsiyetinin karşısında ki cinse ait olma isteğini ifade eder. Karşı cinsin eşyalarını kullanmaktan, karşı cinsin giydiği kıyafetleri giymekten, ait olmak istediği cinsin davranışını sergilemekten zevk alan kişilerdir. Hem kadın hem erkek için geçerlidir. * İnterseks: İkili cinsiyet sistemi içerisinde olağan sayılmayan bir şekilde dış genital organ ya da iç üreme sistemi ile doğmuş olan, cinsel kimlikleri ve cinsel organları ikili sisteme sığmayan kişilerdir. * Transgender: İngilizce bir tanımlama olup Türkçe'deki travesti ve transeksüel tanımlamalarının ikisini de kapsar. Cinsiyet geçiş sürecini tamamlamış ya da tamamlamamış; ancak biyolojik cinsiyetine ve görünümüne bir şekilde müdahale edenleri tanımlamak için bir şemsiye kelime olarak da kullanılabilir. (Bu yazıda interseks bireyleri de kapsayacak şekilde bir şemsiye kelime olarak kullanılmıştır.) * Homofobi: Eşcinsellere/eşcinselliğe karşı duyulan korku, hoşnutsuzluk, irrasyonel nefret ya da ayrımcılık. * Transfobi: Transgender bireylere karşı duyulan korku, hoşnutsuzluk, irrasyonel nefret ya da ayrımcılık. * Bifobi: Biseksüel bireylere karşı duyulan korku, hoşnutsuzluk, irrasyonel nefret ya da ayrımcılık. |
Türkiye Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğe baktığımızda “Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır” deniliyor.[5]
Bunun dışında “uluslararası insan hakları organları, devletleri, gözetim ve bakım altındaki tüm mahpusları korumaya ve onların topluma yeniden entegre olmalarına yardımcı olmaya mecbur ediyor. LGBT bireylerin ceza sistemindeyken içinde bulundukları aşırı derecede korunmasızlık, bu grubun ihtiyaçlarına karşılık verecek politikaların oluşturulmasını ve bu kişilerin, kendilerine özgü biçimde topluma yeniden entegrasyonlarının gerekleri sağlanırken, cezaevlerinde yeniden mağdur olmamalarını sağlayacak stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanmasını zorunlu kılıyor.”[6]
Çoğu LGBT mahpus, dışlanma ve ayrımcılık korkusu ile cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerini saklama yolunu seçebilmekte, bu nedenle de içeride kaç LGBT birey olduğuna dair net bir veri elde edilememektedir. Ancak ne kadar saklama yolunu seçse de birlikte bazen yıllarca aynı koğuşta yaşadığı insanlardan bunu saklamak çoğu kez mümkün olmuyor. Üstelik zorunlu olarak görünür olan, dış görünüşünde değişikliklere gitmiş, trans bireyler için durum çok daha sorunlu bir hal alabiliyor.
Bu makale, LGBT mahpusların diğer mahpuslardan farklı olan ihtiyaçlarının neler olduğunu ve bunların mevcut kurallar/uygulamalar ile nasıl karşı karşıya geldiğini görünür kılmayı amaçlıyor. Bu görünürlüğün sağlanması oldukça önemli çünkü LGBT mahpusların cezaevi koşullarında ne gibi özel ihtiyaçlara sahip olduklarının bilinmemesi, bu ihtiyaçları gidermeye yönelik politikaların geliştirilmesine de engel olabiliyor.
Adalet Bakanlığı'nın konuya dair formüle ettiği bir çözümü olmadığı için cezaevi müdürleri ve infaz memurları LGBT bir birey ile karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilemiyor. Bu yüzden makale iki temel kısımdan oluşacak. İlk kısımda aşama aşama LGBT mahpusların Ceza İnfaz Kurumlarına Kabul, Sınıflandırma, Beslenme, Giydirilme, Barındırılma, İyileştirilme ve Salıverilme için Hazırlama durumlarında ne gibi sorunlarla karşılaşabildikleri tartışılacak. İkinci kısımda ise bu aşamalarda karşılaşılan sorunlar için çözüm önerileri getirilmeye çalışılacak.
Kuruma Kabulden Salıverilmeye “Özel” İhtiyaçlar
Mahpus olma hali kuruma kabul ve kayıttan salıverilmeye kadar süren birçok aşamadan oluşan bir süreçtir. Sivil hayatlarında zaten her an homofobi, transfobi ve bifobiye maruz kalabilen bir grup olan LGBT bireyler, özgürlüklerinden alıkonuldukları cezaevlerinde bu süreçlerden geçerken de toplumda hâkim olan homofobi ve transfobiden, bazen de sadece bilgisizlikten kaynaklı hak ihlallerine uğrayabiliyor.
Mahpus olma hali, kuruma kabul ile başlar. Ceza İnfaz kurumuna alınan hükümlülerin adı ve soyadı, işledikleri suç, cezalarının türü ve süresi, mahkûmiyet ilâmının tarih ve numarası ve infaza başlandığı gün "hükümlü kayıt defteri"ne kaydedilir. Kayıt sırasında verilen sıra numarası, hükümlünün numarası olur. Bu noktadan sonra ilk kriz yaşanır; tüzüğe göre bu noktada hükümlünün üstünün aranması, parmak ve avuç içlerinin izinin alınması, fotoğrafının çekilmesi, kan grubu, vücudunun dış özellikleri ve ölçülerinin belirlenmesi gereklidir.[7] Ancak aramayı kim, nasıl yapacaktır?
Aramayı, kişinin kendi kimlik renginde bir kimliğe sahip olan biri mi yapmalıdır, yoksa kişinin beyan ettiği kimliğe sahip kişi mi? Uygulamaya baktığımızda kuruma kabul dışında, gerek görüşe çıkarken gerekse başka sebeplerle cezaevlerinde sıkça tekrarlanabilen bu aralamalar kişinin kimliğinin renginde kimliğe sahip kişiler tarafından yapılıyor.
“L1 tipi cezaevi önüne getirildik. Sıraya dizildik. 1 saat kadar dışarıda bekletildik. Dışarıdan ilk girişte nöbetçi erkek asker dışarıda üst araması yaptı herkesin ortasında. Elle taciz edildiğimi söyleyebilirim. Sonra bina içine girdiğimizde bir arama odasına tek başıma aldılar. Ancak camdan herkes görebilirdi itiraz etmeseydim. Üç asker vardı. Soyun dediler, ben de kadın tarafından aranmayı istedim, orada kadın görevli de mevcuttu. Onlar da reddettiler. Kimlikte erkek kaydı olduğu için onlar arayacaklarını söylediler. Sonra tekrar soyun diyince ben de 3 kişinin ortasındasoyunamam dedim. Onlar da sert bir şekilde çıkıştılar ancak tartışma sonucunda tek asker kaldı ve çırılçıplak soyunmamı istediler. Kilodumu çıkarmam için zorladı. Üzerime yürüdü. Çıkardım. Otur kalk yaptılar, saçlarımın içine kadar aradı. Giyinmemi söylediler. Gardiyanlara teslim edeceklerini söyleyerek beklettiler. Bu esnada alaycı tavırları devam ediyordu. Gardiyana teslim edilmek üzere tekrar küçük bir odaya alındım, gardiyanlar 2 kişiydi ve yine soyunmamı istediler. Ben itiraz ettim ama ikisi de kaldı, göğüslerimle de dalga geçtiler, karı gibi olmuşsun diye alaycı konuşmalarıyla soyunmamı izlediler. Soyunduktan sonra el araması yaptılar çıplak vücuduma, bence tacizdi. Neden bunu kestirmedin diye güldüler. Sonra giyindim ve cezaevinin içine doğru. Girişte yine tekrar ayakkabı çıkarttılar vs...”[8]
LGBT mahpuslar cezaevi tabiplerinin veya sağlık kontrolleri için götürüldükleri hastanelerin tabiplerin homofobi ve transfobisine de maruz kalabiliyor.
“Ertesi gün fotoğraf çekme, hastaneye gitme gibi şeyler başladı. Bunlar da travma yaratan şeylerdi, transeksüel olduğum için her girdiğim muayene odasında doktorların gülüşmeleri, insanların bakışlarıyla taciz edilmem çok bunaltan bir şeydi ve “ben transeksüelim, tek kişilik yerde tutuluyorum, durumum çok kötü, kendimi iyi hissetmiyorum” dediğimde bir doktor “anal muayene yapacağız parmakla” dedi. “Nasıl yani” dedim. Askerler orda bakıyorlar, doktor da “ben anal muayene yapmak istiyorum sana, pozisyonu al” dedi. Eldiveni taktı, benim için inanılmaz korkunç bir deneyimdi, terler döktüm ve sonra döndü “hayır sen daha önce hiç ilişkiye girmemişsin” dedi. “O yüzden ayrı yerde tutulacaksın” dedi. Tekrar askerlerin içinde üstümü başımı giyindim. Hani bir yere kadar direniyorsun, bir noktadan sonra bu işkence bitsin ne yapıyorlarsa yapsınlar, ne kadar yatacaksam yatayım, diyorsun, biran önce buradan kurtulmalıyım diyorsun.”[9]
İlk kontroller ve kayıtlar yapıldıktan sonra sıra hükümlünün sınıflandırılmasına geliyor. Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği'nin[10] ikinci bölümünün sınıflandırma kısmında, “Akli, bedensel durumları nedeniyle gruplandırılması” başlığı altındaki 26. maddeye göre hükümlüler “cinsel yönelimi farklı olanlar” şeklinde gruplandırmaya tabi tutulurlar. Yine Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğe göre “Cinsel yönelimi farklı hükümlülerin diğerlerinden ayrı odalarda kalmaları sağlanır.”[11] Bu maddeler Türkiye mevzuatında cinsel yönelimin tanındığı yegâne hükümler olmaları açısından büyük önem taşısalar da, uygulamaya baktığımızda cinsel yönelim olarak kastedilen şeyin aslında cinsiyet kimliği olduğunu görüyoruz.
LGBT bir mahpus için sınıflandırma hayati önem taşıyor. Amerika Ulusal Transgender Eşitlik Merkezi'nin 2011'de yayınladığı 6 bin 450 transgender ve cinsiyet uyumsuzluğu[12] yaşayan birey ile yapılmış Ulusal Transgender Ayrımcılık Araştırması sonuçlarına göre cezaevi deneyimi olmuş katılımcıların yüzde 38’i diğer tutuklular tarafından, yüzde 39’u ise cezaevi personeli tarafından taciz edilmiştir.[13]
Ayrıca katılımcıların yüzde 16’sı cezaevinde kaldıkları süre içerisinde fiziksel, yüzde 15’i cinsel saldırıya uğramış olduğunu ifade etmiştir.[14]
Türkiye'ye dair istatistiksel bir veri bulunmamakla birlikte mevcut duruma dair bilgiler deneyimlerini sivil toplum örgütleri ile paylaşan LGBT mahpusların tanıklıklarına dayanıyor. Şu anda Türkiye'de trans kadınlar için ayrı koğuşlara sahip üç cezaevi bulunuyor: Sincan F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Maltepe L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu. Buralarda yaklaşık 70 trans kadının kaldığı söyleniliyor.[15] Diğer cezaevlerindeki uygulamalara baktığımızda ise; ameliyat olup kimliğini değiştiren trans bireylerin kimliklerinin rengindeki hükümlülerin koğuşunda veya boş koğuş varsa tek başlarına kaldıklarını görmekteyiz.
“Sonra beni tek kişilik bir hücreye yerleştirdiler, beton yatak, beton yatak üzerinde pis bir yatak, yatağın üzerinde kahverengi, üzerinde armalı bir battaniye. Bir duvarla tuvaletin ayrılmış, iğrenç bir kokunun içerisinde yaşa diyorlar sana, tamamen bunalıma girdim. Bunu yaşamamın benim insanlığımı kaybettirdiğini düşünmeye başladım, yemek yememeye başladım, ölüm bu noktada bir kurtuluştu, 7-8 gün yemek yemedim, psikolog geliyor, müdür geliyor ikna etmeye çalışıyor, duvarlarda önceden yatmış kişilerin yazılarını okuyordum, ulaşacağım kimse yoktu. Tek ulaşacağım yine ailemdi ve ben aileme durumuma ilişkin yazıyordum. Çok açık yazarsan durumunu bu mektup gitmeyecek demişlerdi. Sadece hatır sorma üzerinden mektup yaz demişlerdi. Derken savcı durumun ciddiyetini anlamış, savcı geldi, “kalk ayağa” dediler savcı geldiğinde, benim ayağa kalkacak halim yok sendeliyorum, adam benim gözümün içerisine bakıyor, ben hiçbir şey söyleyemiyorum adama, sadece gözyaşı döküyorum. Durumum bu, bu insanlık mıdır, diyemiyorum sadece ağlıyorum. Sonra savcı “bunu bir koğuşa yerleştirin” dedi. O gün apar topar bir koğuşa yerleştirildim.”[16]
Sınıflandırma sonrası LGBT mahkûmların ceza infaz sürelerinde sorun yaşadıkları bir alan da iyileştirme programları. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğe göre “İyileştirme; hükümlülerin, kuruma girişinden salıverilmesine kadar geçen süre içerisinde, bedensel ve zihinsel sağlıklarını sürdürmeleri veya bunlara yeniden kavuşmaları için gerekli önlemlerin alınması, suçluluk duygusundan arınması, kişisel ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacıyla uygulanacak, eğitim-öğretim, sağlık, psiko-sosyal hizmetler ile meslek edindirme, bireyselleştirilme, toplum yaşamıyla uyumlaşmasını ve geliştirilmesini sağlayacak programların tümüdür.”[17]
Ancak LGBT mahpuslar güvenliklerinin sağlanamayacağı söylenerek bu faaliyetlerden çoğu kez mahrum bırakılmaktadırlar. Birinci derece akrabaları ile çoğunlukla bağlarını kopartmış olmaları sonucu aileleri tarafından ziyaret edilmeyen, eşcinsel evliliklerin tanınmaması sonucu hayat arkadaşları ile görüşme, eş görüşmesi gibi olanaklardan faydalanma şansına da sahip olamıyorlar. Buna bir de tek kişilik koğuşlarda ve hücrelerde tutularak yalnızlaştırılma hali eklenince bu izole hayatın mahpuslar üzerinde etkisi oldukça ciddi ve ağır olabiliyor.
“Tecridin insanların hayatında çok ciddi problemler yaşattığını, bir insanın tek kişilik koğuşlarda ve hücrelerde tutularak insansızlaştırılması, onursuzlaştırılmasının, bütün hayatında çok ciddi olumsuz yansımaları olduğunun farkına vardım. Ne olursa olsun, kimin ne suçu olursa olsun tecridin bir insanlık suçu olduğunu bütün kalbimle söyleyebilirim.”[18]
Trans bireyler özgürlüklerinden alıkoyuldukları cezaevlerinde düzenli olarak kullanmaları gereken hormonlardan veya cinsiyet değiştirme ameliyatlarından da mahrum kalabiliyorlar. Çoğu mahpus, değil cezaevine girmeden önce başlamış olduğu cinsiyet değişim sürecini devam ettirmek, cezaevi içinde kendini ait hissettiği cinsiyet kimliğine dair eşyalara dahi ulaşmakta zorluk çekiyor. Bunun dışında ulaşılmakta zorluk çekilen bir diğer şey de içerikleri nedeniyle disiplin kurullarında takılabilen LGBT içerikli dergi ve kitaplar.
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğe göre; hükümlünün ceza infaz süresinin bitişine yakın bir salıverilmeye hazırlama süreci başlar. “Hükümlünün salıverildikten sonraki geleceğini düzenlemeyi düşünmesini sağlayıcı tedbirler alınır ve toplumla uyumu ile ailesinin yararı için bu konularda hizmet veren resmî ve özel kuruluş veya kişilerle ilişki kurması amacıyla katkı ve yardımda bulunulur.”[19]
Ancak konu LGBT mahpuslar olduğunda bu madde de ihmal edilebiliyor ve zaten özgürlüğünden alıkonulduğu süreçte tecrit yahut diğer sebeplerle toplumla bağlarını koparmış hükümlüler dışarı çıktıklarında topluma tekrardan entegrasyon konusunda büyük sorunlar yaşıyor.
Çözüm Önerileri ve İyi Örnekler
1) Tüzük ve yönetmeliklerde değişiklik: Hükümlülerin nasıl sınıflandırılacağına dair bilgiler içeren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğü ve Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği'ne “cinsel yönelim” dışında “cinsiyet kimliği” ifadesinin eklenmesi.
2) Veri Giriş Sistemi: Kimlik rengine göre sisteme girilen “kadın”- “erkek” ikili sistemi yerine kişinin beyanına göre bir işaretleme yapılması.
3) Cezaevi Personeli: Personele verilen eğitim konuları arasına cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ve bu konudaki ayrımcılık karşıtı Uluslararası insan hakları standartlarının da eklenmesi. Farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine sahip personelin de cezaevi kadrolarında yer alması.
4) Adalete erişim: Kuruma kabul sırasında hükümlüye yapılan bilgilendirmelere hukuki yardım hizmetlerine erişim yollarının da eklenmesi. LGBT mahpuslara yönelik çalışmalar yapan kurum ve kuruluşların iletişim bilgilerinin mahkûma verilmesi (bu iletişim yollarının kullanılabilir kılınması).
5.Üst aramaları: Aramaları yapacak personelin cinsiyetinin seçiminin LGBT mahpusa bırakılması.
İyi Örnek: Aramayı yapacak personelin cinsiyetinin seçim kararının kişiye bırakılması Kolombiya Emniyet Müdürlüğü ve New York Çocuk ve Aile Servisisleri tarafından benimsenmiş bir uygulamadır. Benzer bir yaklaşım Londra Metropolitan Polis teşkilatı da dahil olmak üzere İngiltere'de birçok kurumda benimsenmiştir.[20]
5) Açılma/Açılmama kararı: Cinsel yönelim ve/veya cinsiyet kimliğini başkalarıyla paylaşıp paylaşmama kararının mahpusun tercihine bırakılması.
6) Barındırma: LGBT mahpuslar için koğuşlara sahip cezaevi sayısının arttırılması. Bu gruplara sağlanan barınma hizmetinde nicelik kadar niteliğin de gözetilmesi.
7) Sınıflandırma: Yerleştirmede biyolojik cinsiyet/sahip olunan kimlik rengi yerine mahpusların isteklerinin göz önünde bulundurulması. LGBT mahpusların güvenliklerine tehlike oluşturabilecek mahpuslar ile aynı koğuşlara yerleştirilmemesi.
8) Güvenlik: Taciz ve saldırıya sıfır tolerans politikasının geliştirilmesi ve taciz ve saldırı durumlarında izlenecek prosedüre dair bir eğitimin personele verilmesi. Mahpuslar için erişilebilir bir şikâyet mekanizmasının oluşturulması.
9) Sağlık: LGBT mahpusların cezaevi koşullarında da hormon tedavisine devam etmesinin sağlanması. Cinsiyet değişim süreci cezaevine girişle birlikte yarım kalan mahpusların bu süreci tamamlamasının yolunun açılması.
İyi Örnek: Amerika'da 30 eyalette Transgender bireyler “mevcut, kabul edilen bakım standartlarında” hormon tedavilerine devam etme hakkına sahiptirler[21].
10) Cinsiyet Kimliğine özgü eşyalara erişim: LGBT mahpusların beyan ettikleri cinsel kimliğe özgü eşyalara erişiminin sağlanması.
11) Ziyaretçi: Eş ziyaretinin evlilik şartı aranmaksızın aynı cinsiyetten partnerlere de sağlanması. LGBT mahpusların aileleri ile bağlarını kopartmış olma durumları göz önüne alınarak akrabalara tanınan hakların kişinin belirteceği arkadaşlara da tanınması.
İyi Örnek: Brezilya cezaevlerinde, mapuslar çoğunlukla evlilik şartı aranmaksızın eş ziyareti hakkına sahiptirler.[22]
12) İyileştirme Programlarından Yararlanma:LGBT mahpusların ayrımcılığa uğramaksızın diğer mahpusların katılabildiği tüm etkinliklere katılımlarının sağlanması. LGBT mahpusların dışarıda uğradıkları ayrımcılık sonucu çalışma ve eğitim haklarından yeterli faydalanamamış olabilecekleri düşünülerek çalışma ve eğitim alanlarında özendirici programların uygulanması.
13) LGBT Literatüre Erişim:LGBT içerikli yayınların disiplin kuruluna takılmasının önlenmesi.
14) Tahliyeye Hazırlık ve Tahliye Sonrası Destek: Tahliye öncesi LGBT mahpusların alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle temaslar kurmasının sağlanması. Tahliye sonrası süreçte kişilerin barınma ve istihdamının sağlanması için sosyal hizmet kurumlarıyla işbirlikleri yapılması gerekiyor.
Sonuç Yerine
Kanun ve yönetmeliklere baktığımızda hepimiz eşit gözüksek de bazı gruplar diğerlerine göre bu eşitliğin dışında kalabiliyor. Özellikle kapalı yapılar olmaları sonucu içeride ne olup bittiğini tam olarak bilemediğimiz cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair yayınlanmış birçok rapor mevcut. Ancak bu raporlar içinde bile LGBT bireylerin cezaevlerinde karşılaştıkları hak ihlalleri çoğunlukla görünmez kalıyor. Türkiye cezaevlerinde kaç LGBT birey olduğu bilinmiyor.
LGBT mahpusların cezaevlerinde yaşadıkları sorunlara ancak alanda çalışan çeşitli sivil toplum örgütlerinin raporları ve bireysel tanıklıklar sayesinde ulaşıyoruz. Dünya geneline baktığımızda zaten fazla bir literatüre rastlayamadığımız bu alanda Türkiye'ye dair Türkçe çalışmalara rastlamak maalesef pek mümkün değil. Bu bağlamda LGBT mahpusların cezaevlerinde yaşadıkları hak ihlalleri konusunda gündem yaratmak, mahpusların ceza infaz sürecinin hangi aşamalarında ne gibi ayrımcılıklara uğrayabilecekleri konusunda bir farkındalık oluşturabilmek ve bu alanlarda çeşitli çözüm önerileri üretmek gerekiyor.
Bu amacı taşıyan çalışmaların ve LGBT mahpusların ayrımcılığa uğramalarını ve şiddete maruz kalmalarını önleyecek tedbirlerin alınabilmesi ve bu konuda koruyucu politikaların daha fazla geç kalınmadan oluşturulması için, öncelikle hapishanelerin ve ceza infazını düzenleyen ilgili bakanlık ve kurumların şeffaf olması gerekiyor. Dünya genelinde yayınlanan birçok rapor dikkate alındığında cezaevi idarelerinin bu grupların topluma tekrardan entegre edilmesini sağlayacak ve ceza infaz sürelerini insan onuruna uygun bir şekilde yaşamalarını sağlayacak stratejiler geliştirmeleri gerekli. (EA/AS)
Kaynakça:
* “Bölüm 5: Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Transgender Mapuslar”. Özel İhtiyaçlara Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı, Birleşmiş Milletler Suçla Mücadele Ofisi, Birleşmiş Milletler Yayını. İngilizce versiyon: 2009, Türkçe versiyon: 2013.
* Injustice at Every Turn: A Report Of the National Transgender Discrimination Survey. National Center for Transgender Equality ve National Gay and Lesbian Task Force, 2011.
* Kaos GL, 2008, LGBT Bireylerin İnsan Hakları Raporu
* Latin American Herald Tribune, 07.12.2011. (Son Erişim: 09.05.2013)
* Leff, Lisa, “U.S Prisons Officials OK Hormone Treathments For Trans İnmates”, 06.10.2011 (Son Erişim: 09.05.2013)
* Leach, Donald L., II. “Managing Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender, and Intersex Inmates: Is Your Jail Ready?” LJN Exchange, Annual Issue (2007): 25-30.
* Türkiye Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük, 06 Nisan 2006.
* “Preventing the Sexual Abuse of Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender, and Intersex People in Correctional Settings”. Washington: National Center for Transgender Equality; San Francisco: National Center for Lesbian Rights; New York: American Civil Liberties Union; San Francisco: Transgender Law Center; New York: Lambda Legal.
* Squires, Nick.28.01.2010. “Italy opens first prison for transsexuals”
* T.C Ceza İnfaz Kurumları Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği, 17.06.2005.
* Tahaoğlu, Çiçek. 17 Mayıs 2012. Homofobi Hem İçeride Hem Dışarıda, Bianet.org. (Son Erişim: 09.05.2013)
* Adalet Bakanlığı’ndan LGBT Mahpuslara İlişkin Başvurumuza Cevap Var, CİSST, (Son Erişim: 1 Ağustos 2013)
* Yogyakarta İlkeleri, 2006.
[1] 06 Nisan 2006 tarihli Resmi Gazete.
[2] Madde 4
[3] Madde 9
[4] Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) Adalet Bakanlığı’na yapmış olduğu bilgi edinme başvurusuna gelen 24 Temmuz 2013 tarihli cevaba göre Türkiye’deki 18 ayrı hapishanede 79 LGBT mahpus bulunmaktadır. Ancak CİSST’ın da belirttiği gibi 79 rakamının LGBT’leri değil de sadece görünür durumda olan trans bireyleri kapsadığını düşünmek yanlış olmayacaktır (Adalet Bakanlığı’ndan LGBT Mahpuslara İlişkin Başvurumuza Cevap Var).
[5] Madde 4
[6] Özel İhtiyaçlara Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı, s. 104
[7] Türkiye Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük, madde 67
[8] Kaos GL, 2008, LGBT Bireylerin İnsan Hakları Raporu, s.44
[9] Kaos GL, 2008, LGBT Bireylerin İnsan Hakları Raporu, s.43
[10] 17.06.2005 tarihli Resmi Gazete Sayısı: 25848
[11] Madde 69
[12] Gender non-conforming
[13] Ulusal Transgender Ayrımcılık Araştırması, 2011, s. 166
[14] s. 167
[15] Çiçek Tahaoğlu, (17 Mayıs 2012), Homofobi Hem İçeride Hem Dışarıda, Bianet.org
[16] Kaos GL, 2008, LGBT Bireylerin İnsan Hakları Raporu, s.41
[17] Madde 101
[18] Kaos GL, 2008, LGBT Bireylerin İnsan Hakları Raporu, s.42
[19] Madde 135
[20] Transgender Law Center, 10.05.2010. “Preventing the Sexual Abuse of Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender, and Intersex People in Correctional Settings”, s.11
[21] Leff, Lisa, “U.S Prisons Officials OK Hormone Treathments For Trans İnmates”, 06.10.2011
[22] Latin American Herald Tribune, 07.12.2011