Türkiye’de “Sıfır Gelecek Kampanyası”yla bir araya gelen çevre ve ekoloji örgütleri tüm dünyayla bugün aynı anda “küresel iklim grevi” gerçekleştirecek. İklim krizine karşı somut adımların atılması talebiyle ve “Fridays for Future / Gelecek için Cumalar” dayanışma ağının çağrısıyla bugün başlayacak eylemler yedi gün sürecek.
TIKLAYIN - Türkiye Küresel İklim Grevi'ne Hazır
İstanbul, Ayvalık, Eskişehir, Bodrum, Ayvalık, Mersin’den aktivistlerle, gençlerle grevi, iklim krizini ve sonrasını konuştuk.
"Her şeyi değiştirecek bir olgu"
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Alper Akyüz, İletişim Fakültesi Sanat ve Kültür Yönetimi bölümünde öğretim üyesi ve bir Barış Akademisyeni. 2003’ten bu yana İstanbul Bilgi Üniversitesinde sivil toplum kuruluşları ve sosyal hareketler üzerine çalışıyor. 2004’ten beri de Yeşiller Hareketi içinde yer alıyor. İklim krizine ilişkin “Yaşamın her alanını, ekonominin her sektörünü, toplumun her kesimini derinlemesine etkileyecek, Naomi Klein’ın deyişiyle ‘Her şeyi değiştirecek’ bir olguyla karşı karşıyayız” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Taleplerin, fikirlerin takipçisi olacağız”
“İsviçreli çizer Chappatte’nin derslerimde sıkça kullandığım bir karikatüründe tasvir ettiği ironik bir durum içindeyiz: kendi arabamızın egzosundan çıkan duman ancak dönüp bizi vurduğunda endişeleniyoruz ya da paniğe kapılıyoruz. Acilen biz de yeni normale uygun bir sisteme ve yaşam tarzına geçmezsek, kaynaklarımızı bunun için kullanma harcama iradesi göstermezsek yıkımın boyutu da fazlasıyla ve baş edilmesi mümkün olmayacak şekilde büyüyecek.
“20 Eylül için İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları olarak çocukların başlattıkları harekete destek vermek üzere toplanıp duruşumuzu gösterme çağrısında bulunduk. Santral İstanbul kampüsü E1 binasının önünde çalışanlar, akademisyenler ve öğrenciler bir araya geleceğiz, serbest kürsü kuracağız.
"20 Eylül'de dile getirilecek taleplerin ve fikirlerin takibini yapacağız. Üniversitenin farklı bileşenlerinin kendi içlerinde ve birbirleriyle iletişim halinde eylemliliğini sürdürmeye çalışacağız. Türkiye’de neredeyse hiç konuşulmayan fosil yakıtlardan yatırımların çekilmesi ve karbondan arınmış bir üniversite yaşamını da konuşmaya başlayabiliriz diye umuyorum.”
"20 Eylül bir dönüm noktası olacak"
Ege Edman 14 yaşında. Ayvalık Anadolu Lisesi'nde okuyan bir iklim aktivisti. Fridays For Future Türkiye ve Mozaik Kuyruklu Fare gruplarında yer alıyor:
“Bence iklim krizi acilen harekete geçilmediği takdirde sonunda felaketler, acı ve yok oluştan başka bir şey olmayacak bir yolculuk demek. Doğanın biz insanlara yanlış ve adaletsiz bir şekilde yaşadığımızı hatırlatma ve bunu değiştirmemizi talep etme biçimi iklim krizi. Bizim bu uyarıya acilen kulak vermemiz ve yaşam biçimimizi, içinde yaşadığımız çökmüş sistemi değiştirmemiz gerekiyor.
Fridays For Future hareketini Açık Radyo'dan ve Greta Thunberg'in 15 Mart küresel iklim grevi için yaptığı çağrıdan duydum. Benim de geleceğim için harekete geçmem gerektiğini anladım ve yapabildiğim her cuma okul grevi yapmaya başladım. 20 Eylül eylemimizi bir basamak yukarıya taşıyacak olan bir dönüm noktası. 20 Eylül sonrasında karbon nötr yaşam ile ilgili forum ve paneller düzenlemeyi, Halk eğitim merkezleri ve kütüphanelerde de hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik atölye ve toplantılar düzenlemeyi planlıyoruz.”
Ayvalık’ta saat 17. 00'da Öğretmen Evi önünde buluşup Cumhuriyet Meydanı'na yürünecek.
"Bu savaşı da insanlık çıkardı"
Eliz Mina Tanrıverdi, 17 yaşında, lise son sınıf öğrencisi. Bodrum’da yaşıyor. “Bana göre iklim krizi demek 3. Dünya Savaşı demek” diyen Tanrıverdi şu mesajları iletiyor:
“İnsanlığın iklime karşı, doğaya karşı, atmosfere karşı yaptığı hatalarının savaşı demek. Ve her savaş gibi bu savaşı da insanlık çıkardı ve her savaşta olduğu gibi bu savaşta da masumlar ölüyor... Benim için iklim krizi kelimesi bunları çağrıştırıyor.
Fridays For Future ile Amazon Ormanları yandığında tanıştım. Bir orman yanıyor ve benim yaptığım tek şey izlemek, hayatıma devam etmek. Orada binlerce canlı hayata gözlerini yumarken ben burada hayatıma devam edemezdim. Bu kadar acımasız ve bencil olamazdım. Bu yüzden bir kampanya başlattım (ne kadar işe yaramasa da) ve bu kampanyamı duyurmam lazımdı.
100’e yakın kişiye mail attım ancak hiçbiri önemseyip duymadı. Fridays For Future ile karşılaştım haberlerde. Türkiye’de de olduğunu bilmiyordum ben de Amerika kuruluşuna mesaj attım. 24 saat içinde geri dönüş yaptılar ve FFF Türkiye ile irtibata geçmemi istediler. Benden daha çok dünyayı, doğayı önemseyen ve çırpınan insanlarla tanıştım.
20 Eylül sonrası da Bodrum’un birçok yerinde bu grevlere devam edeceğim, okullara seminer vereceğim ve elimden geldiğince insanları bilinçlendirmek, farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenleyeceğim.Ne kadar başarılı olurum, başarılı olur muyum bilmiyorum şunu biliyorum ki cesaret, verdiğin mücadelenin sonuç almayacağını bilsen bile başlamaktır. Ve Greta önderliğinde ve FFF deki tüm arkadaşlarım, büyüklerim sayesinde biz bu mücadeleden galip çıkacağız.
Bodrum’da saat 18.00 da Barış Meydanı’nda bir araya gelinecek.
"İnsanın kendi eliyle yok oluşu"
Aslı Yılmaz Eskişehir'de yaşıyor. 16 yaşında bir lise öğrencisi. “Sizce iklim krizi ne demek” sorumuza “İnsanın kendi icadı olan paraya yenik düşüşünün ve kendi eliyle yok oluşunun trajik tablosu. Tabii umarım daha da geç olmadan işleri tersine çevirebiliriz. Sosyal medyada Greta'nın hikayesiyle karşılaştım ve etkilenip bunun bir parçası olmak için harekete geçtim” diyor.
Yılmaz, 20 Eylül ve sonrası için planlarını şöyle aktarıyor:
“Yaklaşık iki haftalık bir süre içerisinde bir organizasyon yapmak için uğraştık ve 20 Eylül'de de hazırladığımız pankartlarla ve sözlü açıklamalarımızla bizi gören, duyan insanlara iklim krizini anlatmak, Birleşmiş Milletler'deki kurulun etkili kararlar alması için sesimizi onlara duyurmak istiyoruz. 20 Eylül’den sonra da okulum başta olmak üzere kendi hayatımda ve çevremdeki hayatlarda gezegenimize bıraktığımız karbon ayak izlerimizin olabildiğince küçülmesi için bazı değişiklikler yapmak istiyorum.”
Eskişehir’de etkinlik saat 15:00'te Espark AVM önünde olacak
"Ekoloji mücadelemiz sürecek"
Mersin Nükleer Karşıtı Platform, nükleer silahlara ve nükleer santrallara karşı olan kişilerin, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının bir araya gelerek ortak eylemler yaptığı bir oluşum. Akkuyu Nükleer Santralı'na 1976 yılında yer lisansının verilmesinden bu yana geçen 43 yıl boyunca Mersin'de nükleer karşıtı eylemler yapılıyor. 2004 yılından sonra bu eylemler Mersin Nükleer Karşıtı Platform şemsiyesi altında gerçekleştiriliyor. Mersin Nükleer Karşıtı Platform’dan Dr. Ful Uğurhan, şunları anlatıyor:
“Küresel İklim Grevi'ne, öncelikle nükleer lobinin "nükleer santrallar küresel ısınmaya çözümdür" şeklinde oluşturduğu algıyı kırmak için destek vermek istedik. İhtiyacımız olandan daha fazlasını üretmek için kurulan düzene enerji yetiştirmek için, bugün ve gelecekte yaşam alanlarımızı yok edecek bu tür tesislerin zararlarını ve ardındaki nükleer silahlanma hevesini anlatabilmek için bir fırsat daha olduğunu düşünüyoruz.
Bizce iklim krizi kitlesel göçler, yeni hastalıklar, sağlıklı içme suyuna ulaşamama, kıtlık sonucu yetersiz beslenme, sular altında kalacak kentler, savaş, kısaca yok olacak geçmiş ve gelecek demek. Ayrıca Akdeniz'in kıyısında yer alan Akkuyu Nükleer Santralı'nın belki suların yükselmesi sonucu su altında kalarak radyoaktif kirliliğe yol açması demek.
Fridays For Future hareketini Yeşil Gazete, Açık Radyo olmak başta olmak üzere basından öğrendik. Çocukların yaptığı bu eyleme, 20 Eylül günü yetişkinleri de davet etmesi üzerine Mersin'de Özgür Çocuk Parkı'nda toplanıp küresel iklim krizi konusunda farkındalık yaratmayı amaçladık.
Sonrasında da 43 yıldır yaptığımız gibi ekoloji mücadelemizi sürdüreceğiz. Fosil yakıt kullanan termik - nükleer santrallara, ormanları yok ederek açılan madenlere, dereleri kurutan HES'lere karşı, yenilenebilir kaynakları kullanmayı ve hepsinden önemlisi israf etmemeyi savunmaya devam edeceğiz. (CT/DB)