Haberin İngilizcesi için tıklayın
Önceki hafta yazdığım yazıda dünya genelinde böcek türlerinin sayısında çok hızlı bir azalma gözlendiğini belirtmiştim. Yapılan son çalışmalara göre önümüzdeki birkaç on yılda dünya böcek türlerinin yüzde 40'ının yok olabileceği belirtiliyor.
Böceklerdeki yok oluş oranı, memelilere, kuşlara ve sürüngenlere göre sekiz kat daha hızlı seyrediyor.
Böcek türlerindeki kayba neden olan etmenlerin başında tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılan pestisitler geliyor. Pestisitler tarımda kullanılan zehirli kimyasal maddelerdir.
Pestisit sözcüğü böcek öldürücü anlamına da geldiği için ortada bir tuhaflık yok elbette; kullanılan pestisitlerin sadece kullanıldığı bölgede kalmadığı geniş bir alana yayıldığı düşünüldüğünde böceklerin hızla yok olmasına neden olan en önemli etmenin pestisitler olması olağandır. Olağandışı olan uzun yıllardır bu sorun bilinmesine rağmen herhangi bir önlem almakta bu kadar gecikilmiş olması.
Çeşitli amaçlar için kullanılmasına onay verilen yüzlerce çeşit pestisit var. Bu pestisitlerin her biri belirli bir böcek ya da böcek grubu için kullanılmak üzere onay alsa da, kullanım sonrası sadece hedef alınan böceğe ya da böceklere değil, doğal hayattaki diğer canlılara da zarar veriyor. Bir başka deyişle her bir pestisitin spesifik bir etkene (bu etken bir zararlı olarak niteleniyor) yönelik olarak kullanıldığı söylense de aslında doğal hayatın bütününe yönelik bir zarara yol açıyor.
Özellikle de bitkilerde tozlaşma yapan faydalı böcekler çok zarar görüyor. Tozlaşma bitkisel hayatın devamlılığı ve gıda üretimi için kritik önemde bir olay. Tozlaşma yapan böcekler denildiğinde aklımıza ilk bal arıları geliyor ama balarıları dışında yaban arıları, sinekler, kelebekler, kınkanatlılar vb gibi çok sayıda böcek tozlaşma olayında rol oynuyor. Dolayısıyla arılara zarar verdiği belirlenen bir pestisitin tozlaşma olayına katılan çeşitli böcek türlerine zarar verdiğini düşünmemiz daha doğru.
Pestisitlerin zararları ve pestisit kullanımına alternatif uygulamalar konusunda dünya genelinde faaliyet yürüten Pestisit Eylem Ağı (PAN) isimli organizasyon geçtiğimiz yıl Mart ayında yayımlanan bir çalışmasında arılara çok yüksek derecede zarar veren pestisitleri tek tek listeledi.
PAN’ın hazırladığı bu listeyi dikkate alarak, Türkiye’de kullanıma izin verilen pestisitlerin hangilerinin arılara (ve doğal hayattaki diğer böceklere) en fazla zararı verdiğini tek tek gözden geçirerek bir kara liste oluşturdum. Bu çalışmayı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Bitki Koruma Ürünleri Veri Tabanı’nda yer alan pestisitlerin, PAN tarafından hazırlanan listede yer alıp almadığını tek tek kontrol ederek yaptım. Ortaya çıkan tablo aşağıda sunulmuştur. Aşağıdaki tabloda yer alan pestisitler arılar ve uçucu böcekler için çok yüksek derecede zehirleyici etki oluşturan pestisitlerdir. Bir çeşit kara liste olarak düşünülebilir.
Listede yer alan pestisitlerin kullanılmasına bir son vermek gerekiyor.
Bu tip bir listenin böcekler dışında, kuşlara ve balıklara zarar veren pestisitler için de hazırlanması gerekli. Ayrıca, sucul ortam için zararlı pestisitlerle, biyolojik birikime yol açan ve toprak, su ve çamur tabakasında zehirli etkisini uzun süre koruyarak kalıcı bir kimyasal kirliliğe yol açan pestisitler için de bir kara liste hazırlamak gerekiyor. Önümüzdeki yazılarda bu konulara değinmeye ve hazırlanması gereğini belirttiğim listeleri de oluşturmaya çalışacağım.
Sadece tarımsal üretimde değil park ve bahçe gibi kentsel alanlarda, turizm tesislerindeki yeşil alanlarda da pestisit kullanımının çok yoğun olabildiğini dikkate almalıyız. Dolayısıyla yerel yönetimler ve Turizm Bakanlığı da bu meselenin bir parçası.
Pestisit kullanımına alternatif olacak agroekolojik teknik ve uygulamaların bir kamu politikası olarak benimsenmesi gerekiyor. (BŞ/EKN)