Habertürk'ün bugünkü manşetlerinden biri "Hamama Giren ABD'li Turist Kızı Terlettiler".
"Hamama giren terler" sözünün Türk Dil Kurumuna göre anlamı "bir işe girişen, o işin güçlüklerini veya masraflarını göze almalıdır."
Yani sadece manşetten anladığımız ABD'li kadın hangi işe kalkışmışsa sonucunu göze almalıdır olmalı eğer haberi yapan Engin Belli ve Habertürk'ün 4. sayfa editörü Türkçeye hakimse.
Ancak haberi okur okumaz anlıyoruz ki kadın gerçekten de hamama girmeye kalkışmış ve tacize maruz kalmış.
Şimdi bu haberin okuması şöyle mi olmalı:
"Eğer yabancı (rahat) bir kadınsan Türkiye kültürünü tanımak istiyorsan ve bu nedenle Türk hamamına girersen cinsel şiddete uğraman kaçınılmaz."
Ortada birden fazla sorun olduğu gerçek. Ama en gerçek olanı Habertürk'ün tacizciyi haber ederken ondan farkının kalmaması.
"Özel haber" notuyla verilen haberin ne tür özellikleri olduğuna baktığımızda sadece gözleri mozaiklenmiş ancak deşifre olmaktan kurtulamamış, elinde kedisiyle gülümseyerek ve uzandığı koltukta poz veren genç kadının fotoğrafı haberin üçte biri boyutunda, fotoğraf altına "M.S. olayın ardından şok geçirdi" yazılmış, fotoğrafla çelişir halde.
Bu fotoğraftan çok daha küçük boyutta söz konusu tacize mekan olan Beyoğlu Hamamı gösteriliyor, onun da fotoğraf altı notu mevcut: Beyoğlu Ağa Hamamı 555 yıllık geçmişe sahip. Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı!
Haberin içeriğiyse çok fena.
Önce mağdurun hangi ülkeden tatile geldiğini söyleyen haber onun ne işle iştigal ettiğini yazmaktan çekinmiyor, devam ediyor:
"Genç kız başına geleceklerden habersiz geçen Cuma sabahı hamama gitti."
Muhabir Belli sanki o gün mağdurun yanındaymış gibi yazıyor. Gerçi haber devam ettikçe muhabir Belli'nin tarafını anlıyoruz: Tacizle suçlanan Yalçın A. ile Polat K.
Zira "sadece turistlere hizmet veren hamamda kadın masör olmamasına rağmen kendisine kadın masör tarafından masaj yapılmasını isteyen" M.S.'nin bu ısrarını haksız bulmuş gibi.
Özetle haberden anladığımız kadın uzandığı göbek taşında kendisine kadınlarca masaj yapılacağını sanırken o sırada hamamda bulunan iki erkek yanına yaklaşıp onu izlemeye başlıyorlar. Kadın onlardan kaçıp sığındığı soyunma odasındaysa hamam görevlisinin zorla girip çay ikram etmeye çalışmasıyla ikinci kez taciz ediliyor.
Ardından şikayette bulunuyor, Erkeklerden ikisi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. Üçüncüsü hakkında bilgimiz yok.
Tacizci erkeklerin akıbetini, yaşadıkları yeri, mesleklerini merak etmeyen muhabir M.S.'nin "apar topar" ülkesine döndüğünü yazıyor.
Habertürk, böyle yaparak kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıyor, mağdurun deşifresi suçlunun korunması anlamına geliyor.
Hamama giren terler ancak hamama girmek taciz gerekçesi sayılamaz! Habertürk de eğer gazeteyim diye çıkıyorsa önce kendi "terlemeli". Zira erkeklerin yönetimiyle çıkan gazetelerde kadın duyarlılığı bulmak güç iş. Ama kahvehane diliyle değil, kadına yönelik şiddete karşı Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmaları, Başbakanlık'ın genelgesinin medyaya da yükümlülük getirdiğini hatırlayarak haber yapmalı. (EZÖ)