Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 6 Aralık 2024 tarihinde "Sağlık Harcamaları İstatistikleri, 2023" başlıklı Haber Bülteni’ni yayımladı. İlk olarak Bülten’in kimi bölümlerini doğrudan alıntılayarak sizlerle paylaşacak, sonra da 2023 yılı sağlık harcamalarının temel kaynağını ve başka ülke karşılaştırmalarıyla TÜİK’in iddialarını değerlendirmeye çalışacağım.
TÜİK Haber Bülten’inden
“Toplam sağlık harcaması 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 105,0 artarak 1 trilyon 244 milyar 237 milyon TL'ye yükseldi. Genel devlet sağlık harcaması yüzde 108,1 artarak 964 milyar 355 milyon TL'ye ulaştı. … Genel devlet sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2023 yılında yüzde 77,5 … olarak gerçekleşti. Genel devlet alt bileşenlerine bakıldığında, 2023 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu yüzde 42,1, merkezi devlet yüzde 34,8’lik … bir paya sahip oldu. … Cari sağlık harcaması 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 104,1 artarak 1 trilyon 134 milyar 894 milyon TL'ye yükseldi. Sağlık harcamaları kapsamındaki yatırımlar yüzde 114,9 artarak 109 milyar 343 milyon TL'ye ulaştı. … Kişi başına sağlık harcaması 2022 yılında 7 bin 141 TL iken, 2023 yılında yüzde 104,2 artarak 14 bin 582 TL'ye yükseldi. … Toplam sağlık harcamasının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı 2022 yılında yüzde 4,0 iken, 2023 yılında yüzde 4,7 oldu. Cari sağlık harcamasının GSYH'ye oranı 2022 yılında yüzde 3,7, 2023 yılında yüzde 4,3 olarak hesaplandı. … Hanehalkı cepten sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı 2023 yılında yüzde 17,8 olarak gerçekleşti.”
Açıklayan TÜİK ise doğruluğunu sorgulamak gerekiyor
Öncelikle, TÜİK’in sağlık harcamaları istatistiklerini nasıl hazırladığına bakmak gerekirse, TÜİK, bu çalışma için iki farklı veri kaynağı kullanmaktadır. İlki, kurumların kayıtlarıdır. İkincisi kişiler tarafından yapılan sağlık harcamalarını saptamak için yürüttüğü saha araştırmasının sonuçlarıdır. Bu nedenle, kişilerin yaptığı sağlık harcamalarıyla kurumların yaptıklarını belirlemede kullanılan veri kaynakları birbirinden oldukça farklı özelliklere sahiptir. Veri kaynakları arasındaki bu farklılık, o verilerin de, o verilere dayanarak ulaşılan sonuçların da güvenilirliğini azaltmaktadır.
Bülten’in yukarıdaki bölümünü okuyan herhangi bir kişinin, büyük bir olasılıkla, aklına ilk gelenler; öncelikle ‘gerçekleştirilen bu artışla Hükümet’in yurttaşların sağlık gereksinimlerini karşılama çabasında olduğu ve bunun için de düzenli olarak kaynak yaratmaya çalıştığı’ ve ikinci olarak da ‘sağlık harcamalarının çok büyük bölümü devlet tarafından-devletin kaynaklarından yapılıyor’ olabilir.
Bir başka dikkat çeken konu ise TÜİK’in, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) sağlık harcamalarını ‘genel devlet’ harcaması içinde göstermesidir. Halbuki, SGK’nin sağlık harcamaları için bütçesinin temel kaynağını yurttaşlardan topladığı zorunlu sağlık sigortası prim bedeli ve zorunlu sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin sağlık hizmeti kullanırken, ödemek zorunda oldukları katılım payı, reçete parası, ilaç fark bedeli vb. ödemeler oluşturmaktadır. TÜİK’in bu saptamasını, kamuoyunun yanıltılmasını önleyebilmek amacıyla, özel olarak incelemek gerekiyor.
Türkiye sağlık harcamalarında OECD ülkelerinin sonuncusu
Ancak, öncelikle sağlık hizmetleri için yapılan harcamaların, TÜİK tarafından belirtildiği gibi gerçekten fazla olup olmadığını ele alarak başlamak daha doğru olacak. Türkiye’de sağlık harcamaları kesinlikle fazla değildir. Hatta, Avrupa ve Türkiye ile benzer gelir grubundaki ülkelerle karşılaştırıldığında yetersizdir bile. Bu durumu bazı bilimsel verilerle de görünür kılmak mümkün. Örneğin, OECD tarafından 18 Kasım 2024 tarihinde yayımlanan son rapora göre Türkiye’de, 2022 yılında toplam cari sağlık harcamasının GSYH (milli gelir) içindeki payı yalnızca yüzde 3,7’dir. AB üyesi 27 ülkenin ortalaması yüzde 10,4’dür. Bu ülkeler arasında Almanya en yüksek paya sahipken (yüzde 12,6), sonuncu olan Türkiye’nin önünde Lüksemburg, yüzde 5,6 payla yer almaktadır. Türkiye ile bu ülkeler arasındaki fark dikkat çekicidir.
AB üyesi ülkelerde kişi başına yıllık ortalama cari sağlık harcaması 3.533 Avro iken, Türkiye’de 734 Avro’dur. Arada yaklaşık beş kat fark bulunmaktadır. Üye ülkeler arasında en düşük payı 1.632 Avro ile Romanya ayırmıştır. AB üyesi ülkelerin son sırasında yer alan Romanya’nın ayırdığı pay Türkiye’nin ayırdığından 2,2 kat daha fazladır. 5.371 Avro ile en yüksek payı ayıran ilk sıradaki Almanya ile fark ise 7,3 kattan daha fazladır. Bu veriler üzerinden, herhangi bir tereddüde yer vermeden, Türkiye’nin cari sağlık harcamalarında bırakalım yeterliliği, artışı, AB ülkelerinin oldukça gerisindedir.
2023 yılı sağlık harcamalarının temel kaynağı devlet değil kişiler oldu
Gelelim TÜİK’in ikinci yanıltma girişimine; yayımladığı bütün istatistik verileri gibi, 6 Aralık 2024 tarihli Haber Bülteni’ndeki “sağlık harcamalarının temel kaynağını genel devlet harcamaları oluşturmaktadır” iddiasının da doğruluğunu sorgulamak gerekiyor.
TÜİK tarafından sunulan hesaplama sonuçlarına göre, Türkiye’de 2023 yılında 1 trilyon 134 milyar 894 milyon TL’si cari, 109 milyar 343 milyon TL’si yatırım olmak üzere, toplam 1 trilyon 244 milyar 237 milyon TL sağlık harcaması yapılmıştır. Bülten’in ekinde yayımlanan tablolardaki verilere göre, 1 trilyon 134 milyar 894 milyon toplam cari sağlık harcamasının 861 milyar 651 milyon TL’si (yüzde 79,9) genel devlet tarafından yapılmıştır.
Toplam 861 milyar 651 milyon TL olan genel devlet cari sağlık harcamasının 330 milyar 334 milyon TL’si (yüzde 38,34) merkezi devlet, 7 milyar 335 milyon TL’si (yüzde 0,85) mahalli idareler ve 523 milyar 983 milyon TL’si (yüzde 60,81) de SGK tarafından yapılmıştır.
TÜİK tarafından açıklanan bu veriler kapsamında, genel devlet başlığı altında gösterilen her 100 TL sağlık harcamasının 61 TL’si SGK’ye aittir. Halbuki, SGK’ye ait sağlık harcamaları SGK tarafından toplanan zorunlu sağlık sigortası prim bedeliyle genel sağlık sigortası kapsamında olanların sağlık hizmetini kullandıklarında çeşitli kalemler üzerinden ödemek zorunda oldukları para üzerinden karşılanmaktadır. Başka bir ifadeyle, bizlerden sağlık hizmet gereksinimlerimizin karşılanması için alınan zorunlu sağlık sigortası primiyle hizmeti kullanırken, alınan para bir kamu kurumu sıfatıyla SGK tarafından toplanıp harcadığı için olsa gerek, devletin yaptığı sağlık harcaması olarak gösterilmektedir. Oysa, SGK tarafından karşılanan cari sağlık harcamalarının neredeyse yüzde 100’ü bizzat yurttaşlar, bizler tarafından SGK’ye ödenmektedir. Bu durum dikkate alınıp SGK’nin harcamaları dışarıda tutulduğunda, toplam cari sağlık harcamasının yalnızca yüzde 29,75’inin (337 milyar 669 milyon TL) genel devlet tarafından yapıldığı ortaya çıkmaktadır.
Bu kadar kısa bir değerlendirme sonucunda dâhi, Türkiye’de 2023 yılında cari sağlık harcamalarının yüzde 70,25’inin bizler tarafından karşılandığı görülmektedir. Türkiye’de cepten-kişiler tarafından yapılan cari sağlık harcamalarının payı, devletin harcamalarının 2,4 katıdır. Kamuoyu olarak alışkın olduğumuz üzere, TÜİK’in yanıltma ve gerçeği değiştirme çabası sadece enflasyon hesaplamalarında değil. Neredeyse izleyebildiğimiz bütün açıklamalarındadır. (OH/TY)
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'nun bianet'te yayımlanan tüm yazılarını görmek için tıklayın.