“Birçok tabip birliği kuruluş bildirgelerinde, hizmete ilişkin herhangi bir karar verirken, hasta için en iyi olanın her zaman ilk dikkate alınması gereken şey olduğunu belirtmektedir.” https://www.ttb.org.tr/kutuphane/tip_etigi_2017.pdf
Dünya Tabipler Birliği Genel Sekreterinin Tıp Etiği Elkitabı önsözünde yer verdiği bu cümle tıp etiği tartışmalarında önemli bir eksen tanımlıyor. Vurgulamak için cümleyi parçalarsak
- hizmete ilişkin
- bir karar verirken
- her zaman
- ilk dikkate alınması gereken şey hasta için en iyi olan (?)
olmalıdır, diye formüle ediyor. Bu ifade bir yol göstermekle birlikte yeni soruları da doğuruyor. Hasta için en iyi olana nasıl karar verilir? Sağlık/sağlık hizmeti düşünüldüğünde birey/hasta (ve bir bütün olarak toplum) için en iyi olan nasıl belirlenir? “kim” belirler?
Doğruluk payı da içeren ezber yanıtlar vermek mümkün elbette. Hastanın/bireyin kendisiyle başlayıp yine hastayla/bireyde biten bir yanıtın en nihayetinde olması gereken/doğru olarak kabulünü hep birlikte onaylayabiliriz. Ancak mesele de zaten bir önceki cümleye içkin olan süreçte düğümleniyor. İnsan hayatının doğasına aykırı biçimlendirilmiş “akış kuralları”, özellikle de içinde bulunduğumuz egemen düzenin insana yabancı, yaşamın doğal akışını ketleyerek yatağından çıkarttığı “insanlık hal”lerinde en iyi olanın belirlenmesidir mesele.
Hekimler bu sürecin içinde özne olarak bir “yerde”dirler. Tarih boyunca bu yer “bir bilen” olarak tanımlanmış ve bu tanımlama tıbbi/”teknik” bilginin donanımıyla en iyi olanı belirlemede “öncelik” (ayrıcalık?) sağlamış.
Kuşkusuz hekimler ve bir bütün olarak sağlıkçıların birey/toplum sağlığı için en iyi olanı yapmak için çabaladıkları ön kabuldür. Ancak genel olarak içinde bulunduğumuz düzen, özel olarak sağlık hizmetlerinin geldiği aşama çok boyutlu ve karmaşık etik ikilemleri önümüze çıkarmaktadır. Kabul etmek gerekir ki hekimler bu ikilemleri yetkin biçimde çözmek için çoğunlukla hazırlıksızdır.
Yukarıda tanımlamaya çalışılan tablo ve son cümlede belirtilen hazırlıksızlık hali kolektif bir çabaya, kolektif bir aklın yol göstericiliğine ihtiyaç duyar. İşte bu amaçla hekim birlikleri seçilmiş başlıklarda tartışmalar yürüterek “yol gösterici” belgeler, bildirgeler hazırlarlar.
Türk Tabipleri Birliği de öncelikleri arasında etik bildirgeler çalışmalarını tanımlar. Etik Bildirge oluşturma süreçleri piyasa kurallarının tahakkümünde hekimlik uygulamasının her türlü olumsuzluğuna karşı farkındalığı arttırma, “duyarlı bir bilinç geliştirme” girişimidir. Olması gereken yöntem ise bildirge hazırlık süreçlerinin bütün hekimlerin katılım ve katkısıyla yürütülmesi, sürecin kendisinin bir “eğitim” olarak yaşanmasıdır.
TTB 15-16 Aralık 2018 tarihlerinde var olan bildirgeleri gözden geçirmek, kimi başlıklarda yeni bildirgeler oluşturmak üzere bir çalıştay düzenliyor. Etik Kurul çağrısıyla düzenlenen çalıştayda gündeme gelecek başlıklar Tabip Odalarından, Tıp Etiği Anabilim Dallarından ve Uzmanlık Derneklerinden alınan önerilerin Etik Kurulda değerlendirilmesiyle hazırlanmış. Çalıştayda değerlendirilerek son hali verilecek başlıklar şöyle:
Hekim hakları ve hekim özerkliği bildirgesi
Maliyet etkinlik temelli sağlık sistemi hakkında bildirge
Malpraktis bildirgesi
GATSU (Geleneksel-Alternatif- Tamamlayıcı Sağlık Uygulamaları) bildirgesi
Palyatif bakım hizmetleri ve ağrı tedavisine ilişkin bildirge
Yaşamın sonuna ve boşuna tedaviye ilişkin bildirge
Yaşamın başlangıcı ve yardımcı üreme tekniklerinin uygulanmasına ilişkin bildirge
İşçi sağlığı bildirgesi
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve LGBTİ+ bireylerin sağlık hizmetine erişimine ilişkin bildirge
Yerinden edilme, savaş ve olağandışı durumlara ilişkin bildirge
Özgürlüğünden yoksun bırakmaya ilişkin bildirge
Çevre sağlığı bildirgesi
Güvenli beslenme ve gıda güvenliği bildirgesi
Tıp ve sağlık eğitimi etiği bildirgesi
Özel yaşama saygı ve mesleki gizliliğin korunması bildirgesi
Çalıştay önceden bildirmek kaydıyla hekimlere ve farklı alanlardan da katılıma açık, çok disiplinli bir çalışma. İçinde yaşadığımız -en hafif deyimiyle- örseleyici, her şeyi sarıp sarmalamış, değersizlik üreten ve soluksuz bırakan kapitalist dünya ve atmosferde “onur, eşitlik, insana hürmet, adalet, dayanışma” içinde yaşamla barışık insancıl bir tıp arayışında olanların buluşmasında yarar var. (EB/HK)
Görsel: Luke Fildes'in "Doktor" isimli tablosu.