Bu yıl Nobel Barış Ödülü, Venezuelalı aşırı-sağcı siyasetçi María Corina Machado’ya verildi. Uzun bir süredir ABD Başkanı Donald Trump’ın, bu ödülü alıp almayacağı konuşuluyordu. Zira Trump kendisinin bu ödülü hak ettiğini çeşitli şekillerde dile getirmişti. Belki ödül ABD Başkanı’na verilmedi, ancak Machado’nun siyasi kimliği ve ABD’ye olan sadakati düşünüldüğünde fiilen aynı adrese gittiği söylenebilir.
Nobel Komitesi, “Venezuela halkının demokratik haklarını savunma konusundaki yorulmak bilmez çalışmaları ve diktatörlükten demokrasiye adil ve barışçıl bir geçiş için verdiği mücadele nedeniyle María Corina Machado’ya vermeye karar verdi,” dedi. Nobel Barış Komitesi, açıklamasında ayrıca “Súmate adlı, demokratik gelişime adanmış kuruluşun kurucularından biri olarak Machado, 20 yılı aşkın bir süre özgür ve adil seçimleri savundu,” ifadelerini kullanarak Machado’nun, Venezuela’daki muhalefeti bir araya getiren kilit birleştirici bir figür olduğuna işaret etti.1
Bugün ‘muhalif lider’ olarak tanıtılan Machado, ABD’nin Venezuela’ya yönelik ekonomik yaptırımlarını ve askeri müdahalesini destekleyen bir isim. Trump’ın Venezuela’yla olası savaş gündemiyle donanmasını Karayip Denizi’ne yığarken, ABD’nin başa geçirmek istediği bir figüre verilen bu ödül son derece manidar.
Prestiji zaten tartışmalı Nobel Barış Ödülü, bu sene yaptığı tercihle bir kez daha ABD’nin emperyal politikalarını aklamaya hizmet etti. İsrail’in soykırım siyasetine destekten, Venezuela’nın zengin petrol rezervlerini ABD’ye teslim etme taahhütlerine... Gelin Machado’yu biraz daha yakından tanıyalım.
Savaş tamtamlarının gölgesinde
Machado’nun hikayesi her şeyden önce Venezuela’nın içerisinden geçtiği süreç ile birlikte ele alınması gerekiyor.
Ağustos ayından itibaren Venezuela açıkları askeri bir gerilime tanıklık ediyor. Beyaz Saray 7 Ağustos’ta Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu ‘Güneşler Karteli’ (Cartel de los Soles) isimli uyuşturucu çetesinin lideri olarak tanımladı ve yakalanması için bilgi sağlayanlara 50 milyon dolara kadar ödül verileceğini duyurdu. Ardından ABD, bir nükleer denizaltı da dahil olmak üzere deniz kuvvetlerini Karayip açıklarına konuşlandırdı. Karakas yönetimi ise kendilerini kuşatan donanmaya ‘seferberlik’ ilan ederek yanıt verdi.2
Bu süre içerisinde ABD Ordusu, birden fazla tekneye yaptıkları saldırı görüntülerini paylaştı. Venezuela yönetimi ABD donanmasının balıkçı teknelerini taciz ettiği görüntüleri yayınladı. Saldırıya tepki veren sadece Maduro olmadı. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro da ABD’nin asıl amacının uyuşturucu ile mücadele olmadığını ve yapılan saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve ölenler arasında Kolombiya yurttaşlarının da olabileceğini dile getirdi.
Bugün Beyaz Saray ve Trump, Venezuela’da bir savaş ihtimalini ciddi bir şekilde dile getiriyor. Venezuela, zengin petrol yataklarına sahip bir ülke ve uzun bir süredir ABD’nin öncülük ettiği ağır yaptırımlarla karşı karşıya. Maduro hükümetinin iç politikada yaşadığı eksen kaymaları ve mücadeleleri bir tarafa, ABD uzun süredir bu Latin Amerika ülkesinde kendi siyasi hattıyla uyumlu bir lideri başa getirmek istiyor. Bu tutumunu da gizliyor sayılmaz. Daha önce 2019 yılında Maduro yerine Juan Guaidó’yu ‘Venezuela’nın Geçici Devlet Başkanı’ olarak tanımış, askeri darbe kalkışmasını desteklemişti.3
Eylül sonunda Venezuela Komünist Partisi (PCV) bir söyleşi yapmıştık.4 PCV Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Neirlay Andrade, ‘Venezuela sağının en gerici unsuru’ olarak tanımladığı Machado’nun ABD politikaları ile ilgisinden söz etmişti:
“Tırmanan gerilimin asıl nedeni uyuşturucu kaçakçılığı değil, ABD’nin yükselen güçlerle yaşadığı anlaşmazlık. Washington, çeşitli şekillerde tekelci çıkarlarını güvence altına almaya çalışıyor: Nicolás Maduro’ya, petrol şirketi Chevron’a yaptığı gibi, ABD sermayesine taviz vermeye devam etmesi için baskı yapıyor, rejimin parçalanmasını kışkırtarak María Corina Machado tarafından temsil edilen en gerici sağcı uşaklarının iktidara gelmesini kolaylaştırmak istiyor. Machado ve beraberindekiler bugün ülkemize karşı yapılan askeri müdahaleleri ve kriminal yaptırımları ısrarla destekliyor ve sorumsuzca ‘Venezuela’nın yarımküre güvenliği için bir tehdit oluşturduğu’ fikrini sorumsuzca savunuyor.”
Trump’ın petrol garantili ‘özgürlük savaşçısı’
Machado’nun geçmişine ve sözlerine kabaca bir göz attığımızda Andrade’ni hatırlamamak elde değil.
Kendisi uzun yıllardır son derece tutarlı bir biçimde Venezuela’da ABD çıkarlarının temsilciğini yapıyor. Washington-Karakas arasındaki gerilimin askeri seviyelere vardığı son aylarda da Machado kendisine verilen rolü oynayarak sözlerini saklama ihtiyacı duymadan Venezuela’ya yönelik bir ABD askeri müdahalesi çağrısı yapıyor.
The Sunday Times’a konuşan Machado5, “Trump’ın askeri stratejisini sonuna kadar destekliyorum. Ve bunu Venezuela halkı adına söylüyorum, müteşekkiriz. Doğru olan şey bu. Cesurca ve ileri görüşlü bir hareket,” dedi.
Kendi politikalarına arka çıkan Trump da Machado hakkında övgü dolu sözler sarf etti. ABD Başkanı, eylül ayında X hesabından yaptığı açıklamada ‘ABD’deki Venezuelalıların kendisini desteklediğini’ söyledi ve Machado için ‘demokrasi aktivisiti’, ‘özgürlük savaşçısı’ gibi ifadeler kullandı.
Bu Machado’nun bir ABD Başkanından aldığı ilk övgü değil. Başta Irak işgali olmak üzere dış politikada izlediği müdahaleci hatla birlikte tarihe ismini son derece tartışmalı bir şekilde yazdıran eski ABD Başkanı George W. Bush ile Machado 2002 yılında yakın ilişkiler kurmuştu. Machado, daha sonra ABD tarafından fonlanan ‘bağımsız ve demokratik sivil toplum kuruluşu’ Súmate’nin başına geçti.
Tüm diğer politikalarda olduğu gibi ekonomik yaptırımlarda da Machado, Beyaz Saray’ın söylemini koşulsuz şartsız takip ediyor. Kendisini ‘Venezuela halkı’ adına konuşacak kadar halktan görüyor olsa da bu yaptırımlar herkesten çok, yoksul Venezuela halkının günlük hayatını etkiliyor. Machado da bu yaptırımların devam etmesinden yana.
Nihayet Machado, iktidara gelmeleri halinde başta devlete ait Venezuela petrolü olmak üzere su ve altyapı hizmetlerini özelleştireceklerini ‘müjdeliyor’.6
Soykırımcı israil’in sadık dostu
Öyle bir ‘barış ödülü’ düşünün ki soykırım suçlusu bir yönetimi aklayan bir isme verilsin! Machado bir İsrail televizyonuna verdiği demeçte Gazze’de yürütülen soykırım savaşı suçlusu İsrail’in politikalarına destek oluyor. Venezuela’daki hükümeti ele geçirdikleri takdirde İsrail’e destek olma sözü veriyor:
“Size söz veriyorum ki günün birinde İsrail ve Venezuela arasında yakın ilişkilerimiz olacak. Tüm inancımla şunu açıklayabilirim, bizim hükümetimiz İsrail konsolosluğunu Kudüs’e taşıyacak. Bu bizim İsrail Devleti’ne olan desteğimizin bir parçası olacak.”
Machado, sadece televizyon programlarından İsrail’e seslenen bir isim değil. Kendisi daha önce bizzat İsrail’in soykırım suçlusu Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya doğrudan mektup gönderim Maduro yönetimini devirmek için yardım talep etmişti. Hem de öyle gizli saklı yollarla değil; açık açık 2018 yılında Machado, Netahyahu’ya gönderdiği mektupla, ‘İran ile işbirliği içerisinde olan’ yönetimine karşı ‘deneyimlerini ve etki alanını kullanarak’ rejim değişikliğine destek olmalarını istemişti. Venezuela burjuvazisinin en gerici unsurlarını temsil eden partisi de zaten takibindeki yıllarda Netanyahu’nun aşırı-sağcı partisi Likud ile işbirliği anlaşması imzalamıştı.7
Tüm bunlar bir kez daha adına uluslararası toplum denilen, fiilense ABD yörüngesinde dönen kurumların nasıl çürüdüğünü bir kez daha ortaya çıkarıyor. Ülkesini ‘özgürleşmek’ için ABD bombaları için yalvaran, özelleştirme sözleriyle kendini halef ilan eden, tepeden tırnağa soykırım suçlarına bulaşmış bir iktidara destek veren bir isim ‘barış ödülü’ alabiliyor.
Bu sebeple Machado’yu masum ve barışsever bir muhalif aktivist olarak değerlendirmeden önce bir kez daha düşünmek gerekiyor.
(1) https://bianet.org/haber/2025-nobel-baris-odulu-maria-corina-machado-nun-oldu-312433
(2) https://bianet.org/yazi/trumpin-guney-cephesi-abd-donanmasi-venezuela-kiyilarinda-310965
(3) https://bianet.org/haber/guaido-kendini-venezuela-baskani-ilan-etti-abd-tanidi-204782
(4) https://bianet.org/haber/venezuela-komunist-partisi-nden-andrade-anti-kapitalizm-olmadan-anti-emperyalizm-olmaz-311734
(5) https://www.independent.co.uk/news/world/americas/us-politics/maria-corina-machado-nobel-prize-trump-venezuela-b2843103.html
(6) https://peoplesdispatch.org/2025/10/10/when-maria-corina-machado-wins-the-nobel-peace-prize-peace-has-lost-its-meaning/
(7) https://guachimanelectoral.org/2024/05/27/vente-venezuela-firmo-acuerdo-con-el-partido-likud-de-israel-en-2020/
(KA/TY)









